20. Hukuk Dairesi 2011/14299 E. , 2012/3247 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, 30/07/2007 tarihli dilekçesi ile ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan 232 ada 8 ve 9 parsel sayılı sırasıyla 1001,13 m² ve 1047,50 m² yüzölçümündeki taşınmazların kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalan bölümleri yönünden taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve 232 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının tamamen, 232 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının ise kısmen iptali ile 232 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tamamen, 232 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ise fen bilirkişisi ...’ın 21/05/2008 tarihli raporuna ekli krokide (O) ile gösterilen 851,44 m²’lik bölümün orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, mahkemece verilen bu ilk hüküm davalılar Gerardus Maria Aensgar ve Henricus Driessen vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17/03/2009 tarih 2009/1812-4339 sayılı bozma kararında özetle, “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Bir örneği dosyada yer alan tahdit haritasında 231 ada 8 parselle ilgili 47 ve 49 numaralı orman sınır noktalarını birleştiren hat ile karara dayanak alınan ve Uzman Orman Bilirkişi ... tarafından düzenlenen krokide aynı noktaları birleştiren hat arasında açı, eğim, yön ve uzaklık bakımından benzerlik yoktur. Tahdit haritası ile kroki çelişkili olup, mahkemece bu yön üzerinde durularak çelişki giderilmemiştir. Tahdit haritası ile çelişen krokiye dayanılarak hüküm kurulamaz. Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak iki kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu koru mahallesi 232 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının tamamen, 232 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının ise kısmen iptali ile 232 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tamamen, 232 ada 8 parselin ise fen bilirkişisi ... ile orman bilirkişi...tarafından düzenlenen 30/05/2011 tarihli rapora ekli krokide (O) ile gösterilen 851,44 m²’lik bölümünün orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazların tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 03.03.1990 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Çekişmeli taşınmazlar, yörede 1988 yılında yapılan arazi kadastrosunda ise kişiler adlarına özel mülk olarak tesbit tescil edilmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli 232 ada 9 parselin tamamen, 232 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ise krokide (O) ile gösterilen 851,44 m² bölümünün kesinleşen orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, mahkemece davanın kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasaya eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün yargılama giderlerine ilişkin 2, 3 ve 4. bentlerinin kaldırılarak, bunun yerine “6099 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 06/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.