Esas No: 2021/4810
Karar No: 2022/871
Karar Tarihi: 10.02.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/4810 Esas 2022/871 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/4810 E. , 2022/871 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıya Çatalca ... Noterliğinin 28/10/2014 tarihli ve 14398 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile araç satış yetkisi içeren vekaletname verdiğini, davalının bu vekalete dayanarak ...plakalı aracını eşi ...'e devrettiğini ancak satış bedelini kendisine ödemediğini, bunun üzerine davalıyı vekaletten azlettiğini ileri sürerek; aracın satış tarihi ve dava tarihi itibariyle değerinin tespit edilerek, şimdilik 40.000 TL’nin satış tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; araç alım satım işiyle uğraştığını, davacının kardeşi olan dava dışı ...'in bir süre kendisinin iş takipçiliği yaptığını, bu süre içinde bir kısım araç alım satım işlerini takip ettiğini ve ...plakalı aracın alım satım işlerinin de onun tarafından yapıldığını, bu aracın öncesinde dava dışı Elektronik Turizm Tekstil San. Dış Tic. Ltd. Şti.ne ait olduğunu ve 150.000 TL’sinin banka üzerinden kalan bedelin elden olmak üzere toplam 186.000 TL’ye dava dışı şirketten satın alındığını, eski malik tarafından kendisinin ve dava dışı ...’in aracın satışı için yetkilendirildiğini, bu yetki ile ...'in aracı davacı kardeşi ... adına tescil ettiğini, oysa araç bedelini zaten kendisinin ödediğini bu yüzden davacının araç satış yetkisi içeren vekaletname verdiğini, aracın 28/10/2014 tarihinden itibaren kendi uhdesinde bulunduğunu, aralarındaki güven ilişkisi nedeniyle aracın satışını üzerine almadığını, 26/06/2015 tarihinde aracı eşinin üzerine devrettiğini, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davalının araç alım satım işi ile uğraştığı, davacının kardeşinin de davalının yanında bir süre çalıştığı, dava konusu aracın verilen vekaletname ile hasarlı olarak alındığı ancak tacir olmayan kişiler tarafından bir yıl içinde sadece 3 adet araç alım satım işi yapılabileceği ve bu sayıyı aşan satışlarda vergi yükümlülüğünün doğacağı, bu sebeple aracın davacının kardeşi üzerine devredildiği, davacı tarafından aracın bedelinin ödendiğine ilişkin delil de sunulmadığı, davacı tarafından aracın satış tarihinden önce yani davacı adına araç satışından önce 3. kişilere satış hususunda bu sebeple yetki verildiği ve davalının eşinin üzerine aracın devredildiği, bedelin ödendiğine ilişkin dekontun da getirtildiği ve aracın aslında davalı tarafından alındığına kanaat getirildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davacının, davalının vekalet akdini kötüye kullandığından bahisle araç satışından elde ettiği parayı vermediğini ileri sürerek davayı açtığı, davalının ise dava konusu vekalete konu edilen aracı kendisinin dosyaya ibraz ettiği banka dekontuyla araç malikine ödeyerek satın aldığını ileri sürerek davanın reddini istediği, davalının araç satımına ilişkin bedeli ödediği hususunu ispatladığı, davacının ise bedelin kendisi tarafından ödendiği hususunu ispatlayamadığı, davacı tarafından dava dışı şirketten 28/10/2014 tarihinde noterden satın alınan araçla ilgili aynı gün hem davalıya hem de davcının kardeşi olan dava dışı Muhammed Güleşmen'e vekaletname verildiği de göz önüne alındığında araç maliki olduğu hususunu ispatlayamadığı gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, vekalet sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
TBK’nın 508. maddesinde; vekilin vekâlet verenin istemi üzerine yürüttüğü işin hesabını vermek ve vekâletle ilişkili olarak aldıklarını vekâlet verene verme borcu ile vekâlet verene tesliminde geciktiği paranın faizini de ödemekle yükümlü olduğu hususu düzenlenmiştir. Hesap verme borcu hukuksal nitelikçe bir yapma borcudur. Davalı vekaleten işlem yaptığı satışta, satış bedelinden sorumlu olduğu kadar, adına hareket ettiği davacının zararına satış gerçekleştirilmesi söz konusu olmuşsa davacının bundan doğan zararından da sorumludur. Dolayısıyla dava konusu bedelin ödendiği hususunun ispat yükü davalının üzerindedir.
Bu ilke ve kurallar altında somut olaya bakıldığında, davacının adına kayıtlı aracın satışı konusunda davalıya 28/10/2014 vekaletname verdiği, davalının ise 26/06/2015 tarihinde aracı dava dışı eşi ...’e devrettiği sabittir. Dava konusu araç, davacı adına resmi satış sözleşmesi ile kayıtlıdır. Dolayısıyla davacı, aracın bedelini ödediği hususunu ayrıca ispatlamasını gerektirir bir yükümlülük altında değildir. Davalı vekili ise TBK'nın 508. maddesi hükmü gereğince, satış bedelini aldıktan sonra davacıya ödeme yaptığını ispatla mükelleftir. Davalı tarafından ise söz konusu bedelin davacıya ödendiği hususu ispat edilememiştir.
Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince, hesap vermekle yükümlü olan davalı vekili, satış bedelini davacıya ödediği hususunu ispatlayamadığı dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına aynı kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 10/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.