20. Hukuk Dairesi 2011/14314 E. , 2012/3243 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Kasabası, ... mevkiisinde bulunan yaklaşık 15000,00 m²’lik taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek taşınmazın Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescilini istemiştir. Dava açıldıktan sonra dava konusu taşınmazın 32203,65 m² yüzölçümü ve 4333 parsel sayısı ile ham toprak niteliğiyle 30/12/2002 tarihinde ihdasen Hazine adına tapuya tescil edildiğinin anlaşılması üzerine, davacı vekili 11/04/2003 tarihli ıslah dilekçesiyle 4333 parsel sayılı taşınmazın 15000,00 m²’lik bölümünün tapusunun iptali ile müvekkili adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu ... kasabası, 4333 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 09/02/2010 tarihli rapora ekli krokide (C) ile gösterilen 2399,62 m²’lik bölümünün tapu kaydının iptali ile bu bölümün davacı adına tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkin olarak açılan dava, çekişmeli taşınmazın davalı Hazine adına tapuda kayıtlı olması nedeniyle tapu iptal ve tescile dönüşmüştür.
Mahkemece çekişmeli 4333 parsel sayılı taşınmazın krokide (C) ile gösterilen bölümü üzerinde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu kabul edilerek taşınmazın temyize konu (C) ile gösterilen bölümünün davacı adına tesciline karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki; ziraat bilirkişisi 4333 parselin krokide (B ve D) ile gösterilen bölümlerinin maki çalılıkları ile kaplı olduğunu beyan etmesine rağmen, 4333 parselin öncesinin orman olup olmadığı araştırılmamıştır. Zira temyize konu (C) bölümü bütünüyle 4333 sayılı parsel ile çevrilidir. Ayrıca, taşınmaz üzerindeki badem ağaçlarının kültür yoluyla mı yoksa kendiliğinden mi yetiştiği de araştırılmamıştır.
Bu nedenle, öncelikle çekişmeli 4333 parsel sayılı taşınmazın orman olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması gerekir. Çekişmeli taşınmazın öncesinin orman niteliğinin ve hukuki durumunun belirlenmesi için, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu
parsellerin kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile 03/04/1986 tarihinde ilan edildiği anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile çekişmeli taşınmazı bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orijinal renkli orman tahdit harita örneğinin, çekişmeli taşınmaz ve çevresini bir arada gösterir geniş kadastro paftasının bulunduğu yerlerden istenerek, memleket haritası, hava fotoğrafı, amenajman planı, münhanili harita ve topografya haritası çekişmeli taşınmaza ve çevresine uygulanarak haritalardaki konumu saptanıp, taşınmazın eğimi duraksamaya yer vermeyecek biçimde hesaplatılmalı, memleket haritası, hava fotoğrafı, kesinleşmiş tahdid, amenajman planı taşınmaza ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gün ve 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar - ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı, taşınmazın üzerindeki badem ağaçlarının kendiliğinden mi yoksa kültür yoluyla mı oluştuğu belirlenmeli, Hukuk Genel Kurulunun 15.11.2000 gün ve 2000/20 - 1663/1694 sayılı kararında açıklandığı gibi eğimi % 12’nin üzerinde olan toprak ve orman muhafaza karakteri taşıyan funda veya makiliklerle örtülü yerlerin orman niteliğinde ve 6831 sayılı Yasanın 1/j bendi kapsamı dışında olduğu düşünülmeli, çekişmeli taşınmaz ile çevresindeki parsellerin ve özellikle 4333 parselin bütününün eski tarihli resmi belgelerdeki bütünlüğüne göre (C) bölümünün 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklık niteliğinde olup olmadığı değerlendirilmeli, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün BOZULMASINA 06/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.