20. Hukuk Dairesi 2012/1961 E. , 2012/3242 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi birleşen dosya davacısı ... ile davacı-davalı ... ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Yasanın Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında, Manavgat ilçesi, ... köyü, 108 ada 590 ve 591 parsel sayılı sırasıyla 11743,02 m² ve 11793,07 m² yüzölçümündeki taşınmazlar 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde şerhi verilerek ve taşınmazların Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1170 sayılı dosyasında davalı olduğu gerekçesiyle kullanıcı hanesi açık bırakılarak Hazine adına tarla niteliğiyle tespit edilmişlerdir. Davacılar ... ve ... Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesine sunmuş oldukları 25/11/2009 tarihli dilekçelerinde; ... köyü 170 parsel sayılı taşınmazın murisleri ...’ya ait iken 1972 yılında davalı ...’nın eşine satış gibi gösterilerek bağışlandığını ve 170 parsel olarak tespit gören taşınmazın iki tarafında bulunan tapusuz taşınmazların davalı ... ile ortak miras bırakanları olan ...’dan kaldığını, ancak davalı ...’ın bu yerlerden yararlanmalarına karşı koyduğunu ve kadastro çalışmaları sırasında bilirkişi olarak görev yapmayı fırsat bilerek babadan kalan bu taşınmazların adına tespit ve tescilini sağlamaya çalıştığını ileri sürerek miras paylarına yönelik elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemişlerdir. Birleşen dosya davacısı ... ise, kadastro mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesiyle, ... köyü, 108 ada 590 parsel sayılı taşınmazı 2002 yılında Hasan oğlu ...’dan satın aldığını ve Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1170 esas sayılı dava dosyasına müdahil sıfatıyla katıldığını belirterek, 108 ada 590 parsel sayılı taşınmazın fiili kullanıcısı olduğu iddiasıyla ayrıca dava açmıştır. Mahkemece, H.Y.U.Y.’nın 45. maddesi gereğince davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, birleşen dosya davacısı ..."nın, ... köyü, 108 ada 590 parsel sayılı taşınmaza yönelik açtığı davanın reddine, ... köyü 108 ada 590 parsel sayılı taşınmazın krokide B ile gösterilen 4774,10 m²’lik ve 108 ada 591 parsel sayılı taşınmazın krokide (A) ile gösterilen 1462,16 m²’lik bölümlerinin orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 108 ada 590 parsel sayılı taşınmazın geriye kalan ve krokide (D) ile gösterilen 6968,92 m²’lik ve 108 ada 591 parsel sayılı taşınmazın geriye kalan ve krokide (C) ile gösterilen 10330,91 m²’lik bölümlerinin ise 2/B vasfıyla ve her iki taşınmazın beyanlar hanesine iş bu parsel ... mirasçıları olan ..., ..., ... ..., ... ve ..."nın kullanımında olduğu şeklinde şerh verilmek suretiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm birleşen dosya davacısı ... ile davacı-davalı ... ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1970 yılında yapılan orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Yasanın 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması 06/11/2001 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir.
Dava konusu taşınmazların Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1170 esas sayılı dosyasında elatmanın önlenmesi davasına konu olması nedeniyle kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki kullanıcı bölümünün açık bırakıldığı anlaşılmaktadır. Kural olarak bir taşınmaz ya da taşınmazlar hakkında tespit gününden önce genel mahkemeye bir dava açılmış ve açılan bu dava derdest ise o davanın kapsamı olan taşınmazlar hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde genel mahkemenin görevi kendiliğinden sona erer. Mahkemece bu olgu göz önüne alındığında tespit gününden önce genel mahkemeye açılan davanın görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine aktarılması zorunludur. Ne var ki kadastro mahkemesince, tutanağın beyanlar hanesindeki kullanıcı bölümünün boş olarak düzenlenmesine neden olan Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1170 sayılı dosyasının görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine aktarılması beklenmeden davanın esası hakkında hüküm kurulduğu görülmüştür. Oysa görevsizlik kararı kesinleşmeden kadastro hâkiminin duruşma oturumunu açması hukuken olanak dışıdır. Mahkemece bu olgu göz ardı edilmiştir. Nitekim Hüküm tarihinden sonra Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı ile dava Kadastro Mahkemesine aktarılmış ve iade kararı sonucu getirtilen dosyadan, davanın kadastro mahkemesinin 2012/3 sayılı esasında derdest olduğu anlaşılmıştır.
O halde yapılacak iş: Kadastro tespit gününden önce sulh hukuk mahkemesinde açılan dava hakkında verilen görevsizlik kararı kesinleşerek kadastro mahkemesine aktarıldığına göre, görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine aktarılan dava dosyası ile inceleme konusu bu dava dosyası birleştirilerek ve taraf oluşturulduktan sonra 3402 sayılı Yasanın 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece resen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; birleşen dosya davacısı ... vekili, davacı-davalı ... ve davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 06/11/2012 günü oybirliği ile karar verildi.