11. Ceza Dairesi 2016/8147 E. , 2019/1142 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında 2009 takvim yılında sahte fatura düzenlediği iddiası ile açılan davada, sanığın işyerini ... "e devrettiğini, noterde ... ve ..."ya vekaletname verdiğini, sahte belge düzenlemediğini, haberinin olmadığını ve torba yasa kapsamında borcu yapılandırıp ödediğini savunması karşısında, suç unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından;
1-Sahte olarak düzenlendiği iddia olunan sahte fatura ve müstahsil makbuzların kanaat oluşturacak sayıdaki asılları getirtilip sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını, ... ve ..."ya ait olabileceğini söylemesi halinde; ... ve ..."nun CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi ve müstahsil makbuzları ve faturalar kendisine gösterilerek belgelerdeki yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
2-... ve ... da faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olmadığını söyledikleri takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, müstahsil makbuzu ve faturalardaki yazı ve imzaların sanığa veya ... ve ..."ya ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
3-Faturalar ve müstahsil makbuzlarındaki yazı ve imzaların sanığa ve ... ve ..."ya ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a)Faturaları ve müstahsil makbuzlarını kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
b)Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
c)Faturaları ve müstahsil makbuzlarını kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen belgeleri hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve belgelerin alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
d)Müstahsil makbuzunu kullananlardan ayrıca sanığa mal satıp satmadıkları, satmışlarsa satılan malın cinsi ve miktarı, bu malın üretimine ve satışına ilişkin ellerinde belge bulunup bulunmadığı sorulup varsa buna ilişkin belgelerinin dosya arasına alınması,
4-Gerektiğinde, müstahsil makbuzu ve faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;
a)Müstahsil makbuzları ve faturaları düzenleyen mükellefe ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin olup olmadığının araştırılması,
b)Daha sonra, müstahsil makbuzları ve faturaları düzenleyen mükellef ile kullanan şirket ve kişilerin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
5-Kabule göre de;
a)Aynı takvim yılında birden fazla sahte müstahsil makbuzu ve fatura düzenlediği kabul edilen sanık hakkında, TCK"nin 43/1. maddesindeki zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b)Düzenlenen son belgenin 06.10.2009 tarihli olması nedeniyle "06.10.2009" olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığına "2009" şeklinde eksik yazılması,
c)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz talepleri bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 06.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.