13. Hukuk Dairesi 2015/41850 E. , 2018/3701 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıdan motorlu kayar kapı sistemi, kamera ve kayıt cihazı gibi sitenin kullanımına ilişkin cihazları satın aldıklarını ancak ayıplı olduğunun ortaya çıktığını bu nedenle bakiye bedeli ödemediklerini ileri sürerek, borçlu olmadıklarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuş, birleşen dava ile de satış bedeli bakiyesinin tahsili için yapılan takibe haksız itirazın iptalini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3.maddesinde, kanunun uygulanmasıyla ilgili tanımlar yapılıp, bu arada “Alışverişe konu olan taşınır eşyayı...” mal, “Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi” tüketici, “kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere, ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri” satıcı olarak, tanımlamıştır. Aynı Yasanın 23. maddesinin 1. fıkrasında ise, “Bu kanunun uygulanmasıyla ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır” hükmüyle, kanunun uygulanmasından doğacak ihtilaflara bakacak görevli mahkeme belirtilmiştir.
Somut olay değerlendirildiğinde, tüketici davacı ile, satıcı davalı arasında mal satışından kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmaktadır. Hal böyle olunca, sözü edilen yasanın 23.maddesi gereğince davaya bakmaya Tüketici mahkemesi görevlidir. Mahkemece, ayrı Tüketici mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.