Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3709
Karar No: 2020/611
Karar Tarihi: 03.03.2020

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/3709 Esas 2020/611 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, ticari ilişki kapsamında alacaklı olduğunu ve davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir. Mahkeme ilk kararında davanın kabulüne hükmetmiş ancak Yargıtay tarafından bozulmuştur. Bozma kararının gereği tam olarak yerine getirilmediğinden mahkeme kararı tekrar bozulmuştur. Taraflar arasındaki ilişkinin farkın nereden kaynaklandığı incelenmeden karar verildiği belirtilmiştir. Mahkemenin tarafların ticari defterlerini inceletmesi, davacının ödeme belgelerini dayandığı tüm çeklerin akıbetlerini sorgulaması ve davalı tarafından yapılan satışların belgelerini belirleyerek sonuca göre karar vermesi gerektiği vurgulanmıştır. Sonuç olarak, yerel mahkeme kararı bozulmuş ve davalı yararına takdiren 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri: Ticari defterlerin usul ve esaslarına ilişkin Ticaret Kanunu’nun 76-115. maddeleri.
19. Hukuk Dairesi         2018/3709 E.  ,  2020/611 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
    SAYISI : 2017/260-2018/533

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ve davalı vekili Av. ...’nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davalının davacı şirkete borcunun olmadığını, yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu aksine alacaklı olduklarının belirleneceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece Dairemizin usul bozma ilamı sonrasında verilen davanın kabulü kararı, Dairemizin 2016/8544 esas ve 2016/14894 karar sayılı, 21.11.2016 tarihli ilamı ile “Dava, alacak talebine ilişkin olup ispat külfeti davacı alacaklıdadır. Ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması lehine delil olarak tek başına alacağın kanıtlanması için yeterli olmayıp aynı zamanda ticari defterlere kaydedilen belgelerin de usulüne uygun olması gerekir. Alınan bilirkişi raporuna davalı taraf gerekçelerini göstererek itirazda bulunmuştur. Bu durumda öncelikle alacaklıya talep ettiği alacağının dayanakları açıklattırılarak, tarafların dosyaya sundukları tüm deliller ve rapora yapılan itiraz dikkate alınarak konusunda uzman yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınması suretiyle oluşacak uygun sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında çek alışverişi bulunduğu, davacı alacağının defterler dışındaki bankadan gelen kayıtlarla da ispatlandığı, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyulmuş ancak bozmanın gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Taraflar arasındaki ilişkinin, davalı tarafından davacıya ayakkabı imal edilip teslim edilmesi davacının da bedelini ödemesi şeklinde olduğu ve taraflar arasında bir cari hesap ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının davalıya yaptığı ödemeleri, davalının da davacıya yaptığı ayakkabı teslimlerini ve bunların bedelini ispatlaması gerekir. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, tarafların ticari defterlerini incelettirmek ve tarafların ticari defter kayıtları arasındaki farkın nereden kaynaklandığını tespit ettirerek bu farkla ilgili tarafların kendi lehlerine yaptıkları kayıtların dayanağı olan belgeleri sunmaları sağlanıp sonucuna göre davacının davalıdan bir alacağı olup olmadığının saptanması gerekir. Bu bağlamda davacının ödeme belgesi olarak dayandığı tüm çeklerin akıbetlerinin muhatap bankalardan sorulup, okunaklı ve onaylı örneklerinin getirtilerek temin edilip bilirkişiye incelettirilerek bu çeklerin davalıya teslim bordrolarıyla veya ciro zincirine göre davacı tarafından davalıya yapılmış ödeme sayılıp sayılamayacağı belirlenmelidir. Yine davalı tarafından davacıya yapılan mal satışlarına ilişkin faturalar ve bu faturalardaki malların teslimine ilişkin irsaliyelerdeki teslim alan kişilerin davacı şirket bünyesinde çalışıp çalışmadıkları belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdiren 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 03.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi