10. Hukuk Dairesi 2021/5483 E. , 2021/10389 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Bakırköy 20. İş Mahkemesi
Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacılar ve davalı Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine,İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince davacılar ve davalı Kurum vekillerinin istinaf istemlerinin HMK"nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacılar ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacıların ... Teknoloji Marketleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.yetkilileri olduğunu, davalı kurum tarafından ... Teknoloji Marketleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.prim borcu adı altında davacılara 2016/28844, 101564, 103037 takip numaralı ve 2016/38809 takip numaralı prim borçları ödeme emirlerinin gönderildiğini, sorumlunun müvekkilleri değil asıl borçlu tüzel kişilik olduğunu, kamu alacaklarının tüzelkişi temsilcilerinden şahsen takibi için tüzel kişiden kısmen veya tamamen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gerektiğini, asıl borçlu şirketin ödeme güçlüğü içinde olmadığını, asıl borçlu hakkında İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1 Esas sayılı dosyasındaki iflas erteleme davası kapsamında 04/01/2016 tarihinde yeni takip yapılamaması ve takiplerin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bu nedenle tüm takiplerin tedbir kararı gereği iptal edilmesi gerektiğini iddia ederek dava konusu ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili, Davanın 6183 sayılı Yasanın 58. maddesindeki 7 günlük sürede açılmadığını, 5510 sayılı Yasanın 88.maddesine göre kurumun prim ve diğer alacaklarından tüzelkişiliğin üst düzey yönetici veya yetkililerinin müşterek müteselsilen sorumlu olduklarını beyanla maddi ve hukuki dayanağı olmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Davacının davasının kısmen kabulü ile; davacılara tebliğ edilen 14/04/2016 tarih 5.678.298 nolu 2016/28844 dosya numaralı 2016/101564 dosya numaralı 2016/103037 dosya numaralı; 14/04/2016 tarih 5.678.407 nolu 2016/38809 dosya numaralı ödeme emirlerinin kısmen iptaline, takibin 2015/6-7-8-9-10-11. aylarına ait borçlar yönünden devamına karar verilmiştir
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bakırköy 20. İş Mahkemesinin 2016/209 Esas, 2017/333 Karar sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacılar vekili ve davalı kurum vekilinin istinaf istemlerinin HMK"nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine , dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davacılar vekili; müvekkillerinin ... Teknoloji Marketleri San. ve Tic. A.Ş."nin yetkilileri olduğunu, söz konusu ödeme emirlerinin tarafının müvekkilleri olmadığını, tüzel kişiliği olan ... Teknoloji Marketleri San. ve Tic. A.Ş. olduğunu, kanunun amir hükümleri gereğince, amme alacaklarının tüzel kişilik temsilcilerinin şahsi malvarlığından tahsil edilebilmesi için amme alacağının tüzel kişiden kısmen veya tamamen tahsil edilmemesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gerektiğini, müvekkillerinin yetkilisi ve ortağı olduğu ... Teknoloji Marketleri San ve Tic A.Ş şirketinin ödeme güçlüğü içerisinde olmadığını, bu nedenle ... Teknoloji Marketleri San. ve Tic. A.Ş."ye aleyhine ödeme emri gönderilmesi gerekirken müvekkillerinin şahsi sorumluluğuna gidilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava dışı ... Teknoloji Marketleri San. ve Tic. A.Ş."nin İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1 Esas sayılı dosyasından iflas erteleme davası görüldüğünü, ne var ki bu durumun ... Teknoloji Marketleri San. ve Tic. A.Ş."nin ödeme güçlüğü çektiği anlamına gelmediğini, müvekkillerine haksız ve hukuka aykırı şekilde gönderilen ödeme emirlerinin iptali talebiyle kararın bozulmasını istemiştir.
Davalı kurum vekili; mahkemenin hiçbir itirazlarını ve beyanlarını dikkate almayarak yasaya ve hukuka aykırı bir karar verdiğini, 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde belirtildiği tebliğ tarihi itibariyle 7 günlük hak düşürücü sürenin söz konusu olduğunu ve bu süre içerisinde davanın açılmamış olduğunun görüldüğünü, 20/05/2016 tarihinde davacılara söz konusu ödeme emirlerine ilişkin dava açıldığını, mahkemece bu husus dikkate alınmadan bir karar verildiğini ve bu durumun nazara alınmadığını, mahkemece 2016/28844, 2016/101564, 2016/103037, 2016/38809 dosya numaralı ödeme emirlerinin kısmen iptaline karar verildiğini, kararın bu kısmına itiraz ettiklerini, ticaret sicil kayıtlarında davacıların yönetim kurulu başkanı ve başkan yardımcısı olduklarının sabit olduğunu, 2008 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88. maddesiyle yönetim kurulu üyesinin şirket borcundan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun açıkça belirtildiğini, bu nedenle bilirkişi raporunun aleyhe olan kısımlarına itiraz ettiklerini, bu şekilde kurulan hükmün kabulünün mümkün olmadığını,belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin tüm, davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- İncelemeye konu somut olayda dava dışı ... Teknoloji Marketleri San. ve Tic. A.Ş."nin yönetim kurulu başkanı ve yönetim kurulu başkan yardımcısı olan davacılara, şirketin; 2015 yılı 05,06,07,08,09,10,11,12 ilâ 2006 yılı 01 ve 02. dönemlerine ilişkin prim ve gecikme zammı borçları nedeni ile 4 adet ödeme emrinin düzenlenerek 26.4.2016 tarihinde tebliğ edildiği, şirket hakkında açılan iflasın ertelenmesi davasında İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesince 04.01.2016 tarihinde 2016/1 Esas sayılı karar ile "şirket hakkında 6183 sayılı Kanuna göre yapılan,yapılmış ve daha sonra yapılacak takipler dahil olmak üzere açılmış veya açılacak tüm icra takiplerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına ve İİK 206/1 sırada yer alan alacaklara yapılan takipler ve rehinli takipler haricindeki tüm icra ve iflas takipleri, satış ve muhafaza işlemleri gibi tedbir uygulamalarının İİK 179 /b maddesine göre durdurulmasına, yeni takip yapılmamasına" karar verildiği görülmüştür.
5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde; "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmüne yer verilmiş ise de bu sorumluluk, “haklı sebep olmaksızın” ödememe hali ile sınırlandırılmıştır.
Haklı nedenlerin neler olduğu konusunda kanunda bir açıklık bulunmamaktadır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği, her bir davadaki özel koşullar ile hukuki ve maddi olayların özelliklerine göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken; diğer Kanunlardaki düzenlemelerden yararlanılmalı ve bilhassa Sosyal Güvenlik ilkeleri göz önünde tutulmalıdır.
İflasın ertelenmesi, İcra ve İflas Kanunun 179’uncu maddesinde düzenlenmiş olup, “borca batık durumda olan (aktifi pasifini karşılamayan) bir sermaye şirketi veya kooperatif hakkında, Ticaret Mahkemesi’nce iflas kararı verilmeyerek önerilen iyileştirme projesi çerçevesinde borca batık durumdan kurtulmalarını sağlayan ve iflaslarını önleyen bir kurum”dur. Anılan Kanunun 179/b,I maddesi uyarınca, erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler de durur. Bu sonuç kanundan doğduğundan, mahkemenin kararında ayrıca belirtmesine gerek olmadan ve ilan edilmese dahi gerçekleşir.
Bu bağlamda; İcra ve İflas Kanunu’nun 179’uncu maddesi uyarınca iflasının ertelenmesine karar verilen ve malvarlığının korunması için gerekli tedbirler alınan şirketten, anılan Kanun’un 179/b maddesindeki “Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz...” düzenlemesi uyarınca primler tahsil edilemeyecektir. Söz konusu tahsil imkânsızlığı, yönetim kurulu üyesinin kusurundan değil, doğrudan Kanundan doğduğundan, yönetim kurulu üyesi yönünden 5510 sayılı Kanunun 88’inci maddesinde yer alan “haklı sebep” kavramı kapsamında kabul edilecektir.
İflasın ertelenmesine ilişkin devam eden yargılama sırasında, borçlu şirket hakkında yapılan icra takiplerinin, ihtiyati haciz ve tedbir uygulamalarının tedbiren durdurulmasına ilişkin mahkeme kararlarının da sonuç itibariyle yukarıda açıklanan iflasın ertelenmesi işlemleri ve haklı sebep kapsamında değerlendirilmesi gerekeceği dikkate alınmalıdır.
Ancak, 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinin 1. fıkrasında; “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma öder.” Hükmü yer almakta olup, önce prime esas kazançlara ilişkin Kurum Tebliği, ardından bu tebliği yürürlükten kaldıran İşveren Uygulama Tebliği, bu süreyi "takip eden ayın sonuna kadar" olarak belirlemiştir. Bu madde çerçevesinde, erteleme sürecinden öncesine ilişkin prim borçları yönünden, borcun ait olduğu ayı takip eden ay sonu itibariyle tahakkuk ve tediye, dolayısıyla da müteselsil sorumluluk gerçekleştiğinden sonradan şirket yönünden verilen iflasın ertelenmesi kararı üst düzey yöneticinin sorumluluğunu etkilemeyecektir. Bir başka deyişle; iflasın ertelenmesi süreci öncesine ait prim borçları için şirketin iflasının ertelenmesi, üst düzey yönetici yönünden haklı neden oluşturmayacaktır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece iflasın ertelenmesine ilişkin devam eden yargılama sırasında alınan ihtiyati tedbir kararının tarihi 04.01.2016 iken, bu tarihten önce tahakkuk etmiş olan 2015 yılı 12.dönemine ait prim borçları bulunduğu gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme sonucu bu kısım yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi"nin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı alınmayan temyiz harcının davacılardan alınmasına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 16.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.