10. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/9316 Karar No: 2015/11964 Karar Tarihi: 16.06.2015
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/9316 Esas 2015/11964 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2015/9316 E. , 2015/11964 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Davacı, davalının sigortalıyı öldürmesi sebebiyle hak sahiplerine bağlanan gelirlerin 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi gereği tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı vasisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Sanık olarak yargılandığı ve temyiz aşamasından geçerek kesinleştiği anlaşılan ceza dosyasında ise davalının sigortalıyı kastenöldürmek suçundan 18 yıl hapis cezası ile cezalandırıldığı, Türk Medeni Kanununun 407. maddesinde, bir yıl ve daha fazla hürriyeti bağlayıcı ceza ile mahkun olan her ergine vasi tayini gerekliliğine uygun olarak, ... edildiği anlaşılmaktadır. Tebligat Kanunu’nun 11. maddesinde, Kanuni mümessilleri bulunanlara veya bulunması gerekenlere yapılacak tebligatın, kanunlara göre bizzat kendilerine yapılması icabetmedikçe bu mümessillere yapılacağı öngörülmüştür. Sıralanan mevzuat hükümlerine aykırı olarak usulsüz tebliğ halinde ise, tebligat gerçekleşmemiş sayılmaktadır. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.... 36. ve HMK’nun 27. (HUMK"nun 73.) maddelerinde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre; mahkeme, tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür. Asıl olan tarafların huzurunda yargılamanın yürütülmesi olmakla birlikte, hukuk mahkemelerinde, taraflar yargılamaya katılmasalar bile mutlaka dava ve duruşmadan haberdar edilmelidirler. Duruşmaya gelinmese dahi ./.. ilgilinin yokluğunda davaya devam edilip karar verilmesine usulün olanak tanıdığı hallerde, açıklanan biçimdeki uyarıyı taşıyan davetiyenin tebliğ edilmesinden ve yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanarak işin esasına girildikten sonra deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması gereklidir. Mahkemece, taraf teşkili sağlanmadan; davanın esası hakkında hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı vasisinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.