4. Ceza Dairesi 2020/17847 E. , 2021/8455 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, kurulan örgüte üye olma, fuhuş, 6136 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü;
A) Sanık ...’ın temyiz isteminin incelenmesinde;
Temyiz dilekçesinin süresi içinde verilmediği,
Anlaşıldığından, Yerel Mahkemece verilen temyiz isteğinin reddine ilişkin ek karara yönelik sanık ...’ın temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, Yerel Mahkemenin redde ilişkin ek kararının ONANMASINA,
B) Sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında örgüte üye olma suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının niteliğine göre, kararlara karşı yalnızca itiraz yolu açık ve dolayısıyla yapılan başvurunun da bu doğrultuda değerlendirilmesi gerektiği,
Anlaşıldığından, sanıklar ..., ... müdafileri ile sanıklar ... ve ...’ın tebliğnameye uygun olarak, belirtilen bu suçlara ilişkin temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
C) Sanıklar ..., ..., ... hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma, sanık ... hakkında örgüte üye olma, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında fuhuş, sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyizin incelenmesine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, gerekçe içeriğine göre ve hükmolunan cezanın süresi itibarıyla koşulları bulunmadığından sanık ...’nın duruşmalı inceleme isteminin CMUK’nın 318. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilerek yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1- TCK"nın 220. maddesinde tanımlanan "örgütün” varlığının kabul edilebilmesi için hiyerarşik ilişki içinde olan en az üç kişiden teşekkül etmesi, örgütün yapısının sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan belirsiz sayıda suçları işlemeye elverişli bulunması, suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme ile işbirliği, eylemli paylaşım anlayışı içinde hareket etmesi ve bu amaçlar doğrultusunda faaliyette bulunup, "devamlılık" göstermesi gerekir.
Örgüt niteliği itibarıyla devamlılığı gerektirdiğinden, kişilerin belli bir suçu işlemek veya bir suç işlemek için bir araya gelmesi halinde, örgütten değil iştirak iradesinden söz edilebilecektir. Ancak, amaçlanan suçları işlemede kolaylık sağladığı için işlenmesi amaçlanan suçlar açısından hazırlık hareketi niteliğinde olan örgütün varlığı için, amaç suçları işleme zorunluluğu olmadığı da dikkate alındığında, devamlılığın belirlenmesi noktasında yalnız amaç suçların sürekli bir şekilde işlenmesi değil, öncelikli olarak, amaç suçları sürekli biçimde işleme kararlılığının mevcut olup olmadığının araştırılması zorunludur.
Örgüt soyut bir birleşme değildir, bünyesinde hiyerarşik bir ilişki hakimdir. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Bu ilişki dolayısıyla örgüt, mensupları üzerinde hakimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; örgüt lideri olarak kabul edilen sanıklar ..., ..., ...’nun baba-oğul oldukları, sanık ...’nin ise otelde çalışan olduğu, akrabalık ve işçi-işveren ilişkisiyle tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, örgüt oluşturmak için sanık sayısı yeterli ve sanıkların bazı olaylar açısından aralarında iştirak iradesinin bulunduğu anlaşılmış ise de, üye ve yönetici kabul edilen sanıkların aralarında gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişki ile işbölümü ve suç işleme iradesinde devamlılığın saptanamadığı ve örgüt mensubu olarak kabul edilen kişiler arasında organize olmuş bir birliktelikten söz edilemeyeceği anlaşılmakla, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüte üye olma suçlarının unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden, yüklenen suçlardan sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmesi,
2- İletişimin tespiti kararlarının “örgüt faaliyeti çerçevesinde insan ticareti ve fuhuş” suçlarından alınmış olması ve bu kararların verildiği tarihlerde “fuhuş” suçunun CMK"nın 135. maddesindeki katalog suçlar arasında yer almaması nedeniyle iletişimin tespiti kararlarıyla elde edilen görüşme kayıtlarının, fuhuş suçu açısından yasal delil niteliğine haiz olmadığı halde hükme esas alınması, sanıkların, TCK"nın 227/2. maddesindeki seçimlik hareketlerden hangisini ne şekilde gerçekleştirdiği, her bir mağdura yönelik maddi fiilin açıkça kişi, yer ve zaman gösterilip hangi mağdura yönelik olduğu da belirtilerek iletişimin tespiti kararları ile ilgili deliller dışlandıktan sonra mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanması gerekirken dosyadaki deliller genel ve soyut olarak değerlendirilerek yetersiz gerekçeyle mahkumiyet kararları verilmesi,
3- Bir numaralı bozma nedenine göre, sanıklar hakkında fuhuş suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinde, TCK’nın 227/6. maddesinin uygulanmasının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
4- Anayasanın 141, CMK’nın 34 ve 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının sanıkları, mağdurları, Cumhuriyet Savcısını ve herkesi inandıracak ve Yargıtay denetimine imkan verecek biçimde olması gerekir. Yargıtay’ın gerekçelerde tutarlılık denetimini yapabilmesi için; kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ile mağdur ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin, hangi anlatımın ne gerekçeyle diğerine üstün tutulduğunun açık olarak hükmün gerekçesine yansıtılması ve mahkemece ulaşılan vicdani kanı sonucunda sanığın hangi fiillerinin suç sayıldığı açıklandıktan sonra kabul edilen bu fiillerin hukuki nitelendirilmesinin yapılması, cezada artırım ve indirim gerektiren nedenlerin kanuni bağlamda tartışılması gerekirken, açıklanan bu hususlara uyulmayarak sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan gerekçesiz hüküm kurulması,
5- Gerekçeli karar başlığında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçunun yazılmaması ve suç tarihinin ay ve gün olarak belirtilmemesi,
6- Sanıkların gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin TCK’nın 63. maddesi gereğince mahsup edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
7- Sanık ...’nun UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kaydına göre, 10/06/2017 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, ölümün doğruluğu kesin biçimde saptanarak, sanık hakkında açılan kamu davalarının TCK’nın 64 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince düşmesine karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi zorunluluğu,
8- Sanıkların, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdurun birden fazla kez fuhuş yapmasına aracılık etmesine rağmen, TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanmaması,
Kanuna aykırı, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... müdafileri ile sanıklar ..., ...’nin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, sanık ... hakkında fuhuş suçları yönünden, sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçu yönünden başkaca yönleri incelenmeksizin, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, CMUK’nın 325. maddesi uyarınca bozma ilamının temyiz istemi reddedilen sanık ...’a sirayetine, fuhuş suçları yönünden yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.