Esas No: 2018/2412
Karar No: 2021/1446
Karar Tarihi: 09.12.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2412 Esas 2021/1446 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2412 Esas
KARAR NO: 2021/1446
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2017
NUMARASI: 2016/126 Esas, 2017/846 Karar
DAVANIN KONUSU: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 09/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili bankanın müflis şirkete kredi kullandırıldığını, ödeme yapılmaması üzerine kredi hesabı kat edilerek ihtarname gönderildiğini, buna rağmen ödeme yapılmadığından Adana ... İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyasından ipotekli taşınmaz maliki müflis asıl borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğini, ayrıca Ankara ... icra müdürlüğünün ... sayılı dosyasından müteselsif kefiller hakkında da haciz yoluyla takibe geçildiğini, asıl borçlu müflis şirketin iflas etmesi üzerine iflas tarihi olan 06.05.2015 tarihi itibarıyla 13.032.000,00 TL'lik kısmı rüchanlı olmak üzere toplam 13.613.893,33 TL nakit alacağın iflas masasına kaydının talep edildiğini, iflas idaresinin alacağın 5.137.011,31 TL'lik kısmını rüçhanlı alacak olarak kabulüne, bakiye 8.476.882,02 TL alacağın ise -yapılan ödemelerin düşülmediği ve fahiş ve haksız faiz istemi olduğu- gerekçesiyle reddine karar verdiğini, iflas idaresinin protokol kapsamında ödemeler yapıldığı ve bu ödemelerin düşülmediği yönündeki kabulünün isabetsiz olduğunu belirterek reddedilen toplam 8.476.882,02 TL alacaklarından 7.894.988,69 TL lik kısmının rüchanlı olmak üzere iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında özetle; kayıt kabul davasında ispat yükünün alacaklıda olduğunu, kesinleşmiş bir icra takibi olsa bile alacaklının borcun doğumu ve varlığını usulüne uygun delillerle ispat etmesi gerektiğini, davacının alacağa dayanak yaptığı icra takiplerinin kesinleşmediğinin, Genel Kredi Sözleşmelerinin matbu düzenlenen sözleşme olup faiz oranlarının yasal dayanağının bulunmadığını, kredi sözleşmesinin TBK 120, 88 maddeleri ile TMK 2. maddesine aykırı hükümlerinin geçersiz olduğunu, fahiş faiz isteminin yerinde olmadığını, yapılan ödemelerinin düşülmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacı bankanın müflis şirkete kullandırdığı nakit kredilerden dolayı, talebi ile bağlı kalınarak iflas tarihi itibarıyla 13.333.481,11 TL tutarında alacağının bulunduğu, müflise karşı başlatılan takip dosyasındaki 635,00 TL takip masrafı ile 128.245,00 TL tutarındaki vekalet ücretinin de alacağa dahil edilmesi gerektiği, bu durumda davacının toplam alacağının 13.462.361,11 TL olduğu, iflas masasınca kabul edilen 5.137.011,31 TL'nin mahsubundan sonra bakiye 8.325.349,80 TL alacağının daha masaya kabul ve kaydına karar verilmesi gerektiği, davacının alacağının 13.032.000,00 TL lik kısmı ipotekle temin edildiğinden bakiye alacağının 7.894.988,69 TL lik kısmının rüçhanlı alacak olarak kaydı gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı bankanın 8.325.349,80 TL alacağının ( 7.894.988,69 TL'lik kısmının rüçhanlı alacak olmak üzere) iflas masasına kayıt ve kabulüne, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; mahkemece 138.499,86 masraf alacaklarının kabul edilmediğini, bu masrafların alacağa eklenmesi gerektiğini, ayrıca faiz alacaklarının da eksik hesaplandığını, bu nedenle mahkemece reddedilen 151.532,22 TL alacağın da masaya eklenmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın tamamen kabulünü talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; davacı banka tarafından gönderilen hesap kat ihtarlarına itiraz ettiklerini, davacının başlattığı takibin kesinleşmediğini, gerçek alacak miktarının ispat edilerek belirlenmesi gerektiğini, matbu kredi sözleşmelerinde düzenlenen faiz oranının hukuka aykırı olduğunu ve edimler arasında aşırı orantsızlık bulunduğunu, ödemelerin düşülmediğini, TMK'nın 2. maddesi ile TBK'nın 120. maddesine aykırı şekilde fahiş temerrüt faizi işletildiğini, alacak ile ilgili kayıtların bulunduğu banka şubesinde inceleme yapılmadığını ve sundukları ödeme dekontlarının dikkate alınmadığını, toplamda 1.089.406,61 USD ödeme yapıldığına dair dekontları sunmalarına rağmen bilirkişinin bankadan aldığı ödeme yapılmadığı bilgisine güvenerek ödemeleri dikkate almadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.tarihi itibarıyla 13.032.000,00 TL'lik kısmı rüchanlı olmak üzere toplam 13.613.893,33 TL nakit alacağın iflas masasına kaydının talep edildiğini, iflas idaresinin alacağın 5.137.011,31 TL'lik kısmını rüçhanlı alacak olarak kabulüne, bakiye 8.476.882,02 TL alacağın ise-yapılan ödemelerin düşülmediği ve fahiş ve haksız faiz istemi olduğu- gerekçesiyle reddine karar verdiğini, iflas idaresinin protokol kapsamında ödemeler yapıldığı ve bu ödemelerin düşülmediği yönündeki kabulünün isabetsiz olduğunu belirterek reddedilen toplam 8.476.882,02 TL alacaklarından 7.894.988,69 TL lik kısmının rüchanlı olmak üzere iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında özetle; kayıt kabul davasında ispat yükünün alacaklıda olduğunu, kesinleşmiş bir icra takibi olsa bile alacaklının borcun doğumu ve varlığını usulüne uygun delillerle ispat etmesi gerektiğini, davacının alacağa dayanak yaptığı icra takiplerinin kesinleşmediğinin, Genel Kredi Sözleşmelerinin matbu düzenlenen sözleşme olup faiz oranlarının yasal dayanağının bulunmadığını, kredi sözleşmesinin TBK 120, 88 maddeleri ile TMK 2. maddesine aykırı hükümlerinin geçersiz olduğunu, fahiş faiz isteminin yerinde olmadığını, yapılan ödemelerinin düşülmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacı bankanın müflis şirkete kullandırdığı nakit kredilerden dolayı, talebi ile bağlı kalınarak iflas tarihi itibarıyla 13.333.481,11 TL tutarında alacağının bulunduğu, müflise karşı başlatılan takip dosyasındaki 635,00 TL takip masrafı ile 128.245,00 TL tutarındaki vekalet ücretinin de alacağa dahil edilmesi gerektiği, bu durumda davacının toplam alacağının 13.462.361,11 TL olduğu, iflas masasınca kabul edilen 5.137.011,31 TL'nin mahsubundan sonra bakiye 8.325.349,80 TL alacağının daha masaya kabul ve kaydına karar verilmesi gerektiği, davacının alacağının 13.032.000,00 TL lik kısmı ipotekle temin edildiğinden bakiye alacağının 7.894.988,69 TL lik kısmının rüçhanlı alacak olarak kaydı gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı bankanın 8.325.349,80 TL alacağının ( 7.894.988,69 TL'lik kısmının rüçhanlı alacak olmak üzere) iflas masasına kayıt ve kabulüne, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak mahkemece 138.499,86 masraf alacaklarının kabul edilmediğini, bu masrafların alacağa eklenmesi gerektiğini, ayrıca faiz alacaklarının da eksik hesaplandığını, bu nedenle mahkemece reddedilen 151.532,22 TL alacağın da masaya eklenmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın tamamen kabulünü talep ve istinaf etmiştir.Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; davacı banka tarafından gönderilen hesap kat ihtarlarına itiraz ettiklerini, davacının başlattığı takibin kesinleşmediğini, gerçek alacak miktarının ispat edilerek belirlenmesi gerektiğini, matbu kredi sözleşmelerinde düzenlenen faiz oranının hukuka aykırı olduğunu ve edimler arasında aşırı orantsızlık bulunduğunu, ödemelerin düşülmediğini, TMK'nın 2. maddesi ile TBK'nın 120. maddesine aykırı şekilde fahiş temerrüt faizi işletildiğini, alacak ile ilgili kayıtların bulunduğu banka şubesinde inceleme yapılmadığını ve sundukları ödeme dekontlarının dikkate alınmadığını, toplamda 1.089.406,61 USD ödeme yapıldığına dair dekontları sunmalarına rağmen bilirkişinin bankadan aldığı ödeme yapılmadığı bilgisine güvenerek ödemeleri dikkate almadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. m). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi,sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul ... İflas Müdürlüğünün... Esas sayılı dosyası ile ilgili vermiş olduğu 16.10.2016 tarihli cevabı yazıda, davacı bankanın tebligat masrafı yatırdığı ve red kararının 22.01.2016 tarihinde tebliğ edildiği bildirilmiştir. Davanın, 04.02.2016 tarihinde yani yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığının anlaşılması üzerine işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Dosya kapsamından, davacı bankanın 13.032.000,00 TL'lik kısmı rüchanlı olmak üzere toplam 13.613.893,33 TL nakit alacağın iflas masasına kaydını talep ettiği, iflas idaresinin alacağın 5.137.011,31 TL'lik kısmını rüçhanlı alacak olarak kabulüne, bakiye 8.476.882,02 TL alacağın ise yapılan ödemelerin düşülmediği ve fahiş ve haksız faiz istemi olduğu gerekçesiyle reddine karar verdiği, davacının bakiye kalan 8.476.882,02 TL TL alacağının da (7.894.988,69 TL'lik kısmının rüçhanlı alacak olmak üzere) iflas masasına kaydını talep ettiği görülmektedir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacı bankanın 8.325.349,80 TL alacağının (7.894.988,69 TL'lik kısmının rüçhanlı alacak olmak üzere) iflas masasına kaydına karar verilmiş, taraf vekilleri karara kaşı istinaf yoluna başvurmuştur.İlk derece mahkemesinde alınan 13.02.2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacı bankanın kullandırdığı kredilerden dolayı 06.05.2015 iflas tarihi itibarıyla, müflis şirketten toplam 13.333.481,11 TL alacaklı bulunduğu, bu alacağın 5.137.011,31 TL sinin kabul edilerek masaya kaydedildiği, bakiye 8.196.469,80 TL nin daha masaya kabul ve kaydı gerektiği hesap ve tespit edilmiştir.İtirazlar üzerine düzenlenen 09.10.2017 tarihli ek raporda; davacının iflas tarihi itibarıyla 13.919.882,11 TL alacağının bulunduğu, ancak davacının iflas masasına 13.613.893,33 TL alacağın kaydını talep etmesi nedeniyle taleple bağlı kalınarak masaya kaydı gereken alacağının 13.613.893,33 TL olduğu, kabul edilen 5.137.011,31 TL dışında davacının bakiye 8.476.882,02 TL tutarındaki alacağının da masaya kaydı gerektiği, bu alacağın 7.894.988,69 TL lik kısmının rüchanlı alacak olduğunu belirtmiştir. Davalı taraf davaya cevabında, iflas masasının yapılan ödemeleri ve fahiş faiz isteminde bulunulduğunu dikkate alarak davaya konu alacağı reddettiğini savunmuştur. Borcun ödenmiş olduğu itirazı, bir hakkın sona erdiren itirazlardan olup, mahkeminin bir itirazın varlığını öğrenmesi halinde, bunun resen gözetmesi gerekir. Davaya sunulan bilirkişi raporunda, davalının ödeme savunması yönünden, kredi işlemlerinin Adana'da yapılması nedeniyle inceleme yapılabilmesinin mümkün olmadığı, Adana/Çukurova Şubesi ile temasa geçildiğinde kısmi ödemede bulunmadığı beyanı ile internet aracılığı ile gönderilmiş dosya içeriği ve kayıtlar üzerinde hesaplama yapıldığı belirtilmiştir. Alacak kredi ilişkisinden kaynaklanmakta olup, davacı bankanın sıra cetveline kaydını istediği gerçek alacağın miktarı, davalının ödeme savunmasının da üzerinde durularak belirlenmelidir. Bu durumda davalının kredi işlemlerinin yapıldığı şubenin bulunduğu yer mahkemesine talimat yazılarak davacı tarafın defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak ve davalının kısmi ödeme savunması doğrultusunda ödeme yapılıp yapılmadığı da tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenler ile davalı vekilinin istinaf talebinin yukarıda belirtilen nedenler ile kabulü ile HMK'nın 353/1.a.6 bendi uyarınca esası incelenmeden kararın kaldırılmasına, davacı bankanın istinaf talebi hakkında şimdilik karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Tarafların istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/126 E. 2017/846 K. ve 05/12/2017 tarihli kararının HMK'nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan davalının peşin olarak yatırmış olduğu 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 6-Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.09/12/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.