14. Hukuk Dairesi 2013/11476 E. , 2013/15063 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.07.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; tazminat isteminin kabulüne dair verilen 21.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 03.12.2013 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı geldi, karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklaması dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, davalı babası İbrahim’in maliki olduğu 1148 parsel sayılı taşınmazın 400 m2 bölümünü satın alıp, Hatay 1. Noterliği’nde 25.03.1985 tarihinde düzenlenen muvafakatnameye dayanarak bina yaptığını, davalının taşınmazı kardeşi davalı ...’e tapudan devrettiğini, davalıların kötüniyetli olduklarını ileri sürerek 1148 parsel sayılı taşınmazın 400 m2 bölümünün adına tescilini veya 10.000 TL’nin davalılardan alınmasını istemiş; 20.10.2009 tarihli dilekçeyle de 71.503 TL bedelin tahsilini talep etmiş, 01.12.2009 günü de 36.684,25 TL üzerinden dava harcını tamamlamıştır.
Davalı ..., davanın reddini savunmuş, diğer davalı ... yanıt vermemiştir.
Mahkemece, zemin bedelinin bina bedelinden fazla olduğu gerekçesi ile tapu iptali ve tescil isteminin reddine; taleple bağlı olarak 10.000 TL bedelin davalılardan alınmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil; ikinci kademede tazminat istemlerine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu m. 684. ve 718 hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi Türk Medeni Kanununun 722, 723 ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir.
Somut olayda, davacı TMK’nun 724. maddesine dayanarak tapu iptali ve tescil, bu istemin kabul edilmemesi halinde tazminat talep etmiştir. Hükme esas alınan 21.07.2009 tarihli inşaat bilirkişi raporundan, zemin değerinin bina değerinden fazla olduğu anlaşılmaktadır. Yapı değerinin zemin değerinden daha düşük olduğundan tapu iptal ve tescil isteminin reddine karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Ancak, davacı, tapu iptali ve tescil isteminin kabul edilmemesi halinde TMK’nun 723. maddesine dayanarak tazminat ve taşınmaz zemini için ödediği bedelin tahsili istemlerinde bulunmuştur. Davacı, babası davalı ... ile aralarındaki 14.10.1987 tarihli adi yazılı arsa satış sözleşmesine ve çekişme konusu 1148 sayılı parsele davacının bina yapımına izin verdiği muvafakata dayanarak bina yaptığından yapıyı yapmakta haklı bir sebebi bulunmaktadır. Dolayısıyla, davaya konu olayda 05.07.1944 günlü ve 12/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince iyiniyet unsurunun gerçekleştiği anlaşıldığından TMK’nun 723/1. maddesi uyarınca davacı yararına uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekir.
Ayrıca, davacı ile davalı ... arasındaki 14.10.1987 tarihli sözleşme ile 1148 parsel numaralı taşınmazın 400 m2 kısmının satış bedeli olarak karşılığında 4 YTL ödendiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının ödediği bu bedelin de dava tarihindeki rayiç değerinin alınmasına karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar ve davacının 20.10.2009 günlü dilekçesi dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.12.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.