Esas No: 2018/2567
Karar No: 2021/1433
Karar Tarihi: 09.12.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/2567 Esas 2021/1433 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2567 Esas
KARAR NO: 2021/1433
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/06/2018
NUMARASI: 2016/345 Esas, 2018/716 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 09/12/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili 30/03/2016 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili şirkete endüstriyel paket yangın sigorta poliçesi ile sigortalı olan ... A.Ş'nin faaliyet gösterdiği Esenyurt İstanbul adresindeki iş yerinde bulunan makine ve tesisatların 28/04/2015 tarihinde taşınmazdaki yangın boru hattının patlaması sonucunda boru hattından akan suyun bodrum kat makine dairesi içine dolması sebebiyle hasarlandığını, meydana gelen hasardan sigortalı ile davalı arasındaki 20/11/2013 tarihli yangın tesisat sözleşmesine binaen sigortalı taşınmazının yangın tesisatının imalatını üstlenen davalı şirketin sorumluluğunun bulunduğunu, sözleşmede garanti süresi belirlenmemiş ise de 13/06/2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Garanti Belgesi Yönetmeliğine göre garanti süresinin teslim tarihinden itibaren başlayacağı ve asgari iki yıl veya listedeki ölçü birimi ile tespit edilen değer kadar olacağını, sigortalı iş yerinde 18.402,54 USD hasar meydana geldiğini, müşterek sigortanın söz konusu olması nedeniyle müvekkili şirketin sorumluluğunun 8.741,21 USD olarak belirlendiğini, hasar nedeniyle ekspertiz raporuna istinaden 24/11/2015 tarihinde sigortalısına 8.741,21 USD hasar tazminatını ödediğini, ödenen bedelin talep edilmesi için bildirim yapılmasına karşılık davalı tarafın ödemeyeceğini beyan ettiğini, beyanın yasal mevzuata aykırı olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sigortalıya ödenen 8.741,21 USD'nin ( TL karşılığı : 25.165,94 TL ) fiili ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığının ödeme tarihi 24/11/2015 tarihinden itibaren dövize uygulanan reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davanın yetkisiz yargı çevresinde ikame edildiğini, müvekkili şirketin adresinin Esenyurt İstanbul olduğunu, Bakırköy mahkemelerinin yargı çevresi içerisinde bulunduğunu, 28/04/2015 tarihinde meydana gelen olay nedeniyle doğan hasar ve zarardan müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, herhangi bir kusurununda olmadığını, sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, projenin geçici kabul ve kesin kabulünün dava dışı şirket tarafından gerçekleştirildiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan tüm yangın sistemlerinin uygun olup onaylı malzemelerden seçildiğini, davacı tarafça sunulan ekspertiz raporu ve bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, elektrofizyon makinesi ile yapılan boru sabitleme işleminde müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, elektrofizyon kaynak makinesinin çalışma prensibi gereği kullanıcının herhangi bir hata yapmasının mümkün olmadığını, sistemin kuruluşundan itibaren geçen süre içerisinde müvekkili şirketin kontrolü dışında kalan basınç altında bulunan endüstriyel bir tesiste her türlü olumsuzluk ve müdahalenin olabilmesinin mümkün olduğunu, sözleşme gereğince işletme ruhsatının alınması ile birlikte müvekkilinin sorumluluğunun ortadan kalkacağının belirtildiğini, olay nedeniyle oluşan hasar ve zarardan sorumluluğunun bulunmadığını, yönetmeliğe dayanılarak dava açılmasının mümkün olmadığını, kaza olayından iki ay sonra haber verilmesinin manidar olduğunu, dava dışı sigortalının kazanın oluşumu için gerekli dikkat ve özeni göstermediğinin anlaşıldığını, ek olarak kesin kabulden sonra yapılması gereken bakım sözleşmesinin müvekkili şirket ile yapılmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; benimsenen bilirkişi kurulu kök ve ek raporunda da belirtildiği gibi, yüklenici sıfatıyla davalı, iş sahibi sıfatıyla dava dışı sigortalı ... tarafından imzalanan 20/11/2013 tarihli ... A.Ş. Esenyurt Tesisleri Yangın Tesisat sözleşmesinin 5.maddesi hükümlerine göre, davalı yüklenicinin işi almadan evvel işin yapılacağı şartları tam olarak idrak ettiği, işi yaparken oluşabilecek işin niteliğine uymayan imalatları iş sahibine bildirmekle yükümlü olduğu ve bunu yapmaz ise buradaki sorumluluğun yükleniciye ait olacağı ve işin uygulama, detay ve değişiklik projelerinin ve her türlü hesabın yapımının yüklenici de olduğu anlaşıldığından, davalı yüklenicinin kendi yapmış olduğu boru ve manşon kaynağından hattın açılması/yarılması sonrasında iş verenin verdiği projeleri ya da boru üzerindeki toprak yükünün ağırlığını gerekçe olarak gösteremeyeceği, kaldı ki inşaat mühendisi tarafından verilen raporda bahse konu hasar gününde olağan dışı deprem, rüzgar, sel, su baskını, zeminde oluşan oturma/kayma ve göçmeler, dışarıdan alınan mekanik darbeler gibi olay kayıtlarına rastlanmadığının belirtildiği, yani toprak altı boruya basınç uygulayacak şekilde zeminde oluşan bir oturma, kayma ve göçme olmadığının belirtildiği, buna göre davacının sigortalısının faaliyet gösterdiği iş yerindeki pompa odası çıkışındaki boru ile ... boru (boru/manşon) birleşimindeki ayrımının davalı yüklenicinin uygulama kusurundan kaynaklandığı, davalı yüklenici firmanın kusurundan kaynaklı oluşan yangın ve zaiyat sebebiyle tazminatı davacı sigorta şirketinin sigortalısına 24/11/2015 tarihinde ödediği ve davalıya rücu hakkının doğduğu 30/10/2015 tarihli ekspertiz raporunda davacı sigorta şirketi payına düşen hasar miktarı olarak hesaplanan 8.741,21 USD tutarın piyasa rayiçlerine uygun olarak belirlenmiş doğru bir tutar olduğu, poliçede müşterek sigorta söz konusu olduğundan davacının %47,50 payına isabet eden tutarın da anılan bu miktar tutar olduğu saptanmış olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; huzurdaki dava ile Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/387 Esas sayılı dosyası üzerinde görülmekte olan davanın aynı olaya ilişkin olduğunu, davaların birleştirilmesi gerektiğini, gerçekleşen riziko sebebiyle dava konusu somut olaya ilişkin ... Sigorta A.Ş tarafından müvekkil şirket aleyhine Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/387 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, her iki davanın birleştirilmesi gerektiğini, bu sebeple mahkemenin 27/06/2018 tarihli kararının kaldırılmasını, esas yönünden ise bilirkişi raporunun tanzim edildiğini, dava dışı sigortalı şirketin %30 oranında kusurlu bulunduğunu, sigortalı şirketin herhangi bir olumsuz vakıa öncesinde veya esnasında olayın büyümesine sebep olacak önlemleri alması ve ilgili birimin yardımını beklemeksizin önleyici işlemleri yapması gerekirken bu hususları yerine getirmeyerek hasar boyutunun önlenemediğini, ... Esas sayılı davada, davacı şirket sigortalısı kusurlu bulunmuşken iş bu davada kusur atfedilmemesinin kabul edilemeyeceğini, davaya konu olayın müvekkili şirketten kaynaklanmasının mümkün olmadığını, ayrıca dava konusu manşonun yapım tekniğinin kusursuz çalıştığını, ilgili hususların gereği gibi değerlendirilmediğini, sigortalının üzerine düşen onarım, bakım vs yükümlülükleri yerine getirip getirmediği incelenmeden üretim aşamasında müvekkili şirketçe uygulama hatası yapıldığına dair kanaate varıldığını, hakkaniyete aykırı bir duruma sebebiyet verildiğini, huzurdaki davada kullanılan yöntemin sondan varım yöntemi olduğunu, üretim hatası vardır ki patlama olmuştur, o zaman üretim hatası olmasıyla ilgili sebepler bunlardır gibi düşünce tarzının bilimsel olduğunu iddia edebilmenin mümkün olmadığını, iddia edildiği üzere üretim aşamasında uygulama hatası yapılmış olunsa idi manşondaki patlamanın bir yıl iki ay sonra meydana gelmeyeceğini, raporda da belirtildiği üzere yüksek basıncın söz konusu olduğu bir ortamda uygulama hatası karşısında patlamanın o an vuku bulacağını, kabul etmemekle birlikte müvekkili şirketin hatalı ve kusurlu hareketi sebebiyle kaynaklanmasına ilişkin iddiaların ortaya konulmasının hukukun bir gereği olduğunu, sözleşme hükümleri gereğince müvekkili şirkete sorumluluk atfedilmesinin mümkün olmadığını, yangın sisteminin kurulumu sonrasında geçen süre içerisinde müvekkili şirketin kontrolü dışında kalan basınç altında bulunan endüstriyel bir tesiste her türlü olumsuz durumun ve müdahalenin olabilmesinin mümkün bulunduğunu, mahkeme kararının hatalı olduğunu, kararın aksine dava konusu olayın zaman içerisinde yer altında ve yer üstünde meydana gelen oynama ve hareketlilikten kaynaklandığının bariz olduğu kanaatinde bulunduklarını, söz konusu hareketlilik sonucu yer altındaki boruların gerildiğini, HDP boru bağlantı noktasında patladığını, ...Esas sayılı dosya üzerinden alınan raporunda desteklediği üzere dava dışı sigortalının gerekli dikkat ve özeni göstermediğini, ayrıca yangın tesisat sözleşmesinde müvekkili şirket sorumluluğunun hangi şartlarda sona ereceğinin hüküm altına alındığını, 5.13.maddesinde de işletme ruhsatının alınmasıyla birlikte müvekkil şirketin sorumluluğunun ortadan kalkacağının taahhüt edildiğini, buna göre 28/02/2015 tarihinde şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, 28/04/2015 tarihinde meydana gelen olayda müvekkilinin sorumluluğunun kabulünün mümkün olmadığını iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; " Endüstriyel Paket Yangın Poliçesi " kapsamında ödenen sigorta hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.Taraflar arasında; sigorta poliçesi, dava dışı sigortalı iş yerinde meydana gelen su hasarı, dava dışı sigortalı ile davalı arasında imzalanan yangın tesisat sözleşmesi konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur Uyuşmazlık; davalının olaydan dolayı kusur ve sorumluluğunun olup olmadığı ile mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığı, ayrıca iş bu dava dosyasının Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/387 Esas sayılı dosyası ile birleştirilip birleştirilemeyeceği hususlarıdır. Dosya kapsamından; dava dışı sigortalı şirket ile davacı sigorta şirketi arasında sigorta başlangıcı 23/03/2015, sigorta bitişi 31/12/2015 olan sigorta poliçesinin düzenlendiği, dava dışı sigortalı iş sahibi ile davalı yüklenici şirket arasında ise 20/11/2013 tarihli yangın tesisat sözleşmesinin imzalandığı, işin yapılma yerinin dava dışı sigortalının inşa edilen toplam tek katlı ve takriben 20.000 metrekare kapalı inşaat alanlı fabrika binası olduğu, sözleşmenin üçüncü maddesinde işin niteliğinin dava dışı sigortalı şirketin fabrika binası adıyla anılan ... gazlı söndürme sistemi binanın tümünü kaplayan sulu yangın dolap hattı ve yangın dolapları ile iki adet demir konstrüksiyon yangın merdiveni işlerini kapsayacağının belirtildiği, sözleşmenin yüklenicinin sorumlulukları başlığı altındaki 5.10.bentte yüklenicinin iş sahibi tarafından kendisine verilen proje, şartname ve diğer talimatlarda işin tekniğine uymayan veya yasalarla çelişen durumları derhal iş sahibine yazılı olarak bildireceği, bildirmediği taktirde sorumluluğun yükleniciye ait olacağının belirtildiği, 5.12.maddede, iskan işlemlerinden sonra işletme ruhsatı aşamasında binada parlayıcı, patlayıcı ve kolay alevlenebilen maddelerle üretim ve depolama yapılmaması şartıyla işletme ruhsatı için gerekli itfaiye raporunu almanın yüklenicinin sorumluluğunda olduğu, iş sahibinin yükümlülüklerinin ise altıncı maddede düzenlendiği, sekizinci maddede, yüklenicinin işe 20/11/2013 tarihinde başlayacağı, 28/02/2014'te tamamlayarak geçici kabule hazır hale getireceği hususlarına yer verildiği, 30/10/2015 tarihli ekspertiz raporunda, dava dışı sigortalı şirkete ait Esenyurt İstanbul adresindeki iş yerinin ambalaj imalatı, plastik ambalaj malzeme deposu olduğu, binanın fabrika binası olarak kullanıldığı, sigortalının yeni fabrikası olan ...olarak adlandırılan tesiste yangın boru hattının patlaması nedeniyle boru hattından akan suyun bodrum kat makine dairesi içine dolarak burada bulunan makine - tesisatın ( kullanma suyu, yangın hidrofor pompa grupları, elektrik panoları ) hasarlanmış olduğu, binanın 2014 ayı Temmuz ayında hizmete girdiği, hasarın 27/04/2015 tarihinde saat 06:30 sıralarında oluştuğu, hasar sebebinin yangın hidrantlarını besleyen PE boru hattındaki, boru - manşon bağlantısının yerinden ayrılması nedeniyle akan suların pompa - makine dairesinde 140 - 150 cm yükselmesi sonucu burada bulunan motopompların, elektrik panolarının, su filtre yumuşatıcılarının hasarlandığı, patlamış olan PE boru ve ek parçasının flanşlı çelik boru ile değiştirilmiş olduğu, sonuç olarak, dışarıdan mekanik bir darbeye / etkiye maruz kalmadan oluşan yangın tesisatındaki hasarın beklenmeyen / ani bir hasar olmayıp uygulama ( elektrofizyon / kaynak ) hatası nedeniyle meydana geldiği, hattın diğer ek yerlerininde benzer risk altında bulunduğu, hizmete alınmasından sekiz ay sonra oluşan PE boru hattındaki hasarın hattın işletmeye alınmadan önce yapılacak hidrostatik basınç testi ile tespit olunarak önlenebilmesinin mümkün olabileceği, hasarın yeni tesisin henüz bir yıl dahi kullanılmamış olan yangın boru hattında makine dairesi çıkışında plastik borunun manşon bağlantısından patlaması / yarılması şeklinde meydana geldiği, suyun bodrum kotundaki makine dairesine dolduğu ve makine dairesini yaklaşık 1,5 metre yüksekliğinde su bastığı, makine dairesinde bulunan su arıtma sistemi ile kullanma suyu ve yangın hidrofor pompa grupları ile elektrik panolarının sular altında kalmak suretiyle hasar gördüğü, hadisenin oluş şekli itibariyle hasarın yangın hattını imal eden taşeron firmaya rücu imkanının olabileceği, söz konusu iş yerinde yangın pompaları grubunda alınan fiyat teklifine göre 246 KW İveco dizel motor için KDV'siz 50.730,00 TL yeni bedelin talep edildiği, ancak bu bedelin yüksek bulunulduğu ve onarımın yapılabileceğinin bildirildiği, aynı firma tarafından KDV'siz 9.250,00 TL'ye yapılan onarım bedelinin dikkate alındığının belirtildiği, sonuç olarak, 18.402,54 USD hasarın mevcut olduğunun belirtildiği, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya ödendiği, ödenen bedelin davalı şirketten talep edildiği, şirket tarafından 15/03/2016 tarihli noter ihtarı ile cevaben, hasar ve zarardan sorumluluklarının bulunmadığını beyan ettiği, ret cevabı üzerine davacı tarafça iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır 03/10/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda; mahkeme heyeti ile birlikte 31.05.2017 tarihinde dava dışı sigortalı... A.Ş. Esenyurt Tesislerinde yerinde yapılan incelemelerde; dava konusu hasarın oluşmasına sebep olan yangın hidrant ve söndürme hattında meydana gelen patlamanın/açılmanın, binanın Yangın Pompa ve Hidrafor Odası çıkışındaki kısımda meydana geldiğinin belirtildiği, bu kısımda konu olan yangın söndürme hattının Yangın Pompa ve Hidrafor Odası kapısının üzerindeki duvardan dışarı çıktığı ve buradan da dik açı ile yukarı kıvrılarak ve tekrar dik açı ile kıvrılarak bahçe kısmına doğru ilerlemekte olduğu, patlamanın/açılmanın davalı yüklenici tarafından yapılan HDPE boru ile manşon arasında yaşanmış olduğunun belirtildiği, keşif anında konu olan hattın tamir edilmiş olduğu tespitlerinin yapıldığı, olaydan hemen sonra verilen dosyadaki bilirkişi raporunda oluşan hasarın şeklinden hasarın pompa odası çıkışındaki boru ile HDPE boru (boru-manşon) birleşimindeki hatalı elektrofüzyon kaynak sebebiyle oluştuğunun belirtildiği, bu bağlantının davalı şirketin sorumluluğunda olduğu, bağlantıdan sonraki HDPE boru hattının ise davacı firmanın sorumluluğunda olduğu, keşif sırasında da taraflarca belirtildiği, davalı yüklenicinin, keşifte projelerin kendilerine işveren ... tarafından verildiğini belirttiği ve yine toprak altından giden borunun toprak yükü sebebiyle basınç oluşturarak bu açılmaya sebep olduğunu belirttiği, ancak yukarda alıntılanan sözleşmede; Sözleşmede *Yüklenicinin Sorumlulukları” başlıklı 5. maddede; “52. Yüklenici teklifi vermeden önce işyerini ve çevresini gezip görmek suretiyle incelemiş ve fiziki koşullarını, işyerinin şeklini ve niteliğini, işin yapımı için gerekli malzeme araş, işçilik, miktar ve niteliklerini, işyeri içinde ulaşım ya da malzeme yerlerine ulaşım yolları ve olanaklarını, şantiye yerleşme koşullarını, teklifi etkileyebilecek diğer koşulları öğrenerek tümünü kabul etmiştir. 5.10. Yüklenici işsahibi tarafından kendisine verilen proje, şartaame ve diğer talimatlarda işin tekniğine uymayan veya yasalarla çelişen durumları derhal işsahibine yazılı olarak bildirecektir. Bildirmediği takdirde her türlü sorumluluk yükleniciye ait olacaktır.” denilmekte olduğunun görüldüğü, sözleşmede *Detay Projelerin Düzenlenmesi' başlıklı 5. maddede; “Taahhüt konusu işlerin uygulanması ile ilgili ve sözleşme belgeleri içeriğinde iş sahibince verilen projeler dışında diğer gerekli ... projeleri gibi uygulama detay ve değişiklik plan ve projeleri ve her türlü hesaplar yüklenici tarafından düzenlenerek onanmak üzere işin gecikmesine meydan vermeyecek şekilde işsahibine teslim edilecektir.” denildiği, sözleşmenin bu maddelerine göre, davalı yüklenicinin işi almadan evvel işin yapılacağı şartları tam olarak idrak ettiği, işi yaparken oluşabilecek işin tekniğine uymayan imalatları iş sahibine bildirmekte yükümlü olduğu ve bunu yapmaz ise buradaki sorumluluğun yükleniciye ait olacağı ve işin uygulama detay ve değişiklik projelerinin ve her türlü hesabın yapımının yüklenicide olduğu anlaşıldığından; davalı yüklenicinin kendi yapmış olduğu boru ve manşon kaynağından hattın açılması / yarılması sonrasında; işverenin verdiği projeleri ya da boru üzerindeki toprak yükünün ağırlığını gerekçe olarak gösteremeyeceği kanaatine varıldığı, kaldı ki inşaat mühendisi tarafından verilen raporda “...bahse konu hasar gününde olağan dışı - deprem, rüzgar, sel, su baskını, zeminde oluşan oturma/kayma ve göçmeler, dışarıdan alınan mekanik darbeler gibi- olay kayıtlarına rastlanmamıştır.” denildiği, yani toprak altı boruya basınç uygulayacak şekilde zeminde oluşan bir oturma/kayma ve göçme olmadığının belirtildiği, yapılan tüm bu açıklamalar da esas alındığında davacı sigorta şirketinin sigortalısı ... A.Ş. nin faaliyet gösterdiği işyerindeki pompa odası çıkışındaki boru ile HDPE boru (boru-manşon) birleşimindeki ayrılmanın davalı yüklenicinin uygulama kusurundan kaynaklandığı görüş ve kanaatine varıldığı, sonuç olarak, davacı sigorta şirketinin sigortalısı ... A.Ş. nin faaliyet gösterdiği iş yerindeki pompa odası çıkışındaki boru ile HDPE boru (boru-manşon) birleşimindeki ayrılmanın davalı yüklenicinin uygulama kusurundan kaynaklandığı, yüklenici davalı ... Şti firmanın kusurundan dolayı oluşan zayiatın karşılanması gerektiği belirtilmiştir. Rapora fotoğraflar eklenmiştir.Taraflar bilirkişi raporuna karşı yazılı beyanda bulunmuşlardır. Davalı vekili rapora beyan ve itiraz dilekçesinde; yeni bir bilirkişiden rapor alınmasını talep etmiştir. 08/05/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda sonuç olarak; çok büyük basınçlar altındaki suyu içinde barındıracak denli dayanıklı olması gereken söz konusu yangın hattının davacının sigortalısı tarafından yaptırıldığı, belirtilen izolasyon ve perçinler ile hasara uğramasının düşünülemeyeceği, boruda patlamanın/yarılmanın yaşandığı noktanın iki duvar arasında ve yerden yüksekte bir yer olması nedeniyle davacı sigortalısının olumsuz müdahalesine (forklift, araç vb çarpması gibi) maruz kalamayacağı, yangın sisteminin davalı yüklenici tarafından yapılması ardından itfaiye teknik personelleri tarafından yapılan incelemelerde hattın patlayan/yarılan yerindeki zayıf bağlantının tespitinin göz ile tespitinin mümkün olamayacağı, dolayısıyla itfaiye teknik ekiplerince yerinde yapılan gözlemsel incelemenin davalı yüklenici tarafından yapılan işin fen ve teknik şartnamelerine uygun olarak yapıldığını kanıtlayamayacağı, yine elektrofüzyon kaynak makinesinin çalışma prensibinin ve makinenin her işlemi otomatik olarak yapıyor olmasının davalı yüklenici tarafından yapılan hattın manşon noktasından patlamayacağı/yarılmayacağı garantisini vermemekte olduğu, davalı yüklenici tarafından montajı yapılan hattın manşon bağlantısından patladığı/yarıldığının ekspertiz raporunda kesin olarak belirtilmekte olduğu, hasara sebep olan hattın hemen makine dairesinin çıkışında (çok büyük bir basınç ve debi ile akacak) bir noktada bulunması nedeniyle, hatta patlamanın/yarılmanın yaşanması sonrasında bu basınç ve debideki bir suyun ortamda drenaj olması ya da toplama kuyusunda tahliye pompası olması durumlarında dahi ortamdan uzaklaştırılmasının mümkün olamayacağı ve söz konusu hasarın yaşanacağı çok büyük basınçlar altında çalışan yangın sistemi gibi ciddi bir işi üstlenen davalı yüklenicinin kesin kabul yaparak sistemin uygulanmasından doğan sorumluluğunun bittiğinden bahsedilemeyeceği, açıklamalar ışığında kök raporda dile getirilen kanaatin aynı şekilde korunması gerekeceği, 30.10.2015 tarihli ekspertiz raporunda davacı sigorta şirketi payına düşen hasar miktarı olarak hesaplanan 8.741,21 USD tutarın piyasa rayiçlerine uygun olduğu belirtilmiştir.Mahkemece, bilirkişi kök ve ek raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilirkişi kök ve ek raporu, dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir. Davalı vekili tarafından istinaf dilekçesinde iş bu dava dosyasının Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/387 Esas sayılı dosyasında görülen dava dosyası ile birleştirilmesini talep etmiş ise de dosya kapsamından davalı tarafın yargılama aşamasında böyle bir iddia da bulunmadığı, 6100 sayılı HMK'nın 357/1.fıkrası gereğince ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemeyeceğinden ve ayrıca aksinin kabulü halinde dahi bildirilen mahkeme esas numarasına göre söz konusu davanın 2017 yılında açılmış olduğu anlaşıldığından ve bu hususun ise HMK'nın 166.maddesindeki düzenlemede belirtildiği üzere ancak ilk davanın açıldığı mahkemede dosyalar birleştirilebileceğinden bu durumda ise istinaf konusu davanın dava dosyasında birleştirme kararı verilemeyeceğinden davalı vekilinin buna ilişkin istinaf nedenlerinin isabetli olmadığı sonucuna varılmıştır. 6102 sayılı TTK‘nun 1472. maddesinde halefiyet düzenlenmiştir. Maddede, sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği ifade edilmiştir. Sigortalının tazminat alacağının hukuki temelinin haksız eylemden, kanundan veya sözleşmeden kaynaklanmış olması arasında hiçbir fark yoktur. TTK 1472‘nci maddeden kaynaklanan halefiyet hakkı sigortacıya, zarar sorumlusundan, sigortalısına ödediği sigorta bedeli kadar talep hakkı ve bunun doğal sonucu olarak da zarar sorumlusuna karşı dava hakkını sağlamaktadır. Bu dava türüne doktrin ve uygulamada sigortacının rücu davası adı verilmektedir. Halefiyete dayalı olan rücu davasında, esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Her tazminat davasında olduğu gibi, sigortacının açtığı rücu davasında da davalının kusurunu ve zararı ispat etmek davacı sigortacıya düşer. Halefiyete dayalı sigorta rücu davasında sigortacı halefiyet hukuki ilişkisi sebebiyle ancak selefinin sahip olduğu haklara sahip olur. Sigortacı halefiyete dayanarak rücu davasını zarar sorumlusu aleyhine yönelttiğine göre, sigortalının zarar sorumlusuna karşı açacağı tazminat davasında sigortalı neyi ispat etmesi gerekiyorsa, sigortacıda bu davada onu ispat etmekle yükümlüdür. Sigortalı ile davalı arasında akdedilen yangın tesisat sözleşmesi kapsamında davalı yüklenicinin edimini gereği gibi ifa etmediği, patlama sonucu oluşan hasara neden olduğu bilirkişi raporları ile tespit edildiğinden davalı vekilinin buna ilişkin aksine iddialarının da yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle yangın tesisat sözleşmesinin yüklenicisi davalı edimleri, hasarın meydana geldiği fabrikanın faaliyet süresi, hasarın niteliği, TTK'da yer alan sigorta halefiyet hükümleri ve bilirkişi raporları neticesinde, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,1-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/345 Esas, 2018/716 Karar ve 27/06/2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 429,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 370,50 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE,3- Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a. fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/12/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.