
Esas No: 2021/3946
Karar No: 2022/896
Karar Tarihi: 10.02.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/3946 Esas 2022/896 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/3946 E. , 2022/896 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen reddine dair verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 10/02/2022 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davacı taraftan gelen olmadı. Davalı ..., İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. vekili avukat ....,geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 03.09.1998 tarihinde davalı şirketten ...ilçesi ... mevkii 53 pafta 7871 Ada 1 Parsel numaralı biri çatı dubleks olmak üzere iki adet ultra lüks konut satın aldığını, taşınmazın satış bedelinin tapuda düşük gösterildiğini, taşınmaz üzerine lehine kat irtifakı tesis edildiğini, iki adet konut karşılığı toplam 640.000.-USD ödendiğini, taşınmazları en geç anahtar teslimi olarak Ocak 2000 yılında teslim edilmesi konusunda anlaştıklarını, ancak konutların teslim edilmediğini, davalı şirketin yükümlülüğünü yerine getirmediğini, taşınmazların belirlenen zamanda teslim edilseydi yüksek miktarda kira geliri elde edeceğini, kar yoksunluğuna uğradığın ileri sürerek , satılan konutların projeye uygun şekilde teslim ve aynen ifasına, teslim tarihinden itibaren yoksun kaldığı karın ve uğramış olduğu munzam zararın bilirkişi marifetiyle hesaplanarak fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 7.000,00.TL'nin dava tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, davacı vekili 21.07.2010 tarihli ıslah dilekçesinde, atiye terk ettikleri taşınmaz haricinde taşınmazın aynen ifası hukuken ve fiilen mümkün değilse satış sözleşmesinin iptali ile satış bedeli olan 290.000 USD satış bedelinin iadesini, dava tarihi itibariyle uğramış olduğu emsal 1.500 TL aylık kiradan 103 ay için 154.500TL maddi zararlarının reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın Yargıtay 13. Hukuk Dairerince bozulması üzerine, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile; aynen ifa talebinin reddine, sözleşmenin iptali ile 5.100,00 TL'nin dava tarihi olan 11/07/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kira kaybı ve munzam zarar talebinin reddine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, karara karşı taraflarça temyiz yoluna başvurulmuştur.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı, davalıdan satın aldığı taşınmazın zamanında bitirilip teslim edilmemesi nedeniyle uğradığı zararın tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı,davacı taraf ile yazılı sözleşmeleri olmadığını, davacıya bu hali ile sattıklarını ve tapusunu verdiklerini, inşaatı dava dışı kooperatifin tamamlaması gerektiğini, kendilerinin böyle bir taahhütlerinin bulunmadığını bildirerek davanın reddini dilemiştir.Davacı taraf yargılama sırasında 28 numaralı bağımsız bölüm için davasını atiye terketmiş,davalı taraf buna muvafakat etmemiştir. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamaktadır. Mahkemenin davanın reddine dair kararının Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 20.06.2013 tarih, 2013/10872 esas, 2013/16953 karar sayılı ilamı ile ".... Mahkemece, davacının delil olarak dayandığı ...1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/265 esas sayılı dava dosyası getirtilip incelenmediği gibi davacının 26.7.2010 tarihli ıslah dilekçesindeki talepleri hakkında bir değerlendirme yapılmamıştır. Mahkemece, davacının delil olarak dayandığı az yukarıda bahsedilen dava dosyası getirtilip incelenmesi ve davacının ıslah dilekçesindeki taleplerinin değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. " şeklinde bozulması üzerine yapılan yargılamada mahkemece, davacının sözleşmede belirtilen ödeme edimini yerine getirdiği, ancak davalı her ne kadar tescil borcunu yerine getirmişse de fiili teslim borcunu yerine getirmediği, yerinde yapılan keşif ve inceleme tarihi itibariyle gayrimenkulün fiili tesliminin yapılmadığı, inşaat alanında bir faaliyetin bulunmadığı, projenin yapılmasının hukuken mümkün olmadığı, dava tarihinde ve mevcut tarih itibariyle imar durumu, vaat edilen projenin hayata geçirmesine imkanı bulunmadığı, aynen ifa talebinin yerinde olmadığı, terditli talebi olan sözleşmenin iptali ile ödenen bedelin iadesine ilişkin talebinin yerinde olduğu, resmi senetlere göre 03.09.1998 tarihinde D Blok 14. Kat, 28 numaralı bağımsız bölüm 1.000.000.000 YTL bedelle (10.00 TL), 15.06.2001 tarihinde .. Blok ... Kat, .. numaralı bağımsız bölüm 4.100.000.000 YTL (4.00 TL) bedelle satıldığı ve 5.100 TL(yeni Türk Lirası olarak) bedelin iadesi talebinin yerinde olduğu, davalının rayiç değer tespitine ilişkin keşif talebi bulunsa da davacının rayiç değer talebinin bulunmadığından yeniden keşif yapılmasında hukuki yarar bulunmadığı, taraflar arasında satış sözleşmesi bulunmadığından davalı yanın tapu devri dışında başka yükümlülük altına girmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; taraflar arasında yapılan satış sözleşmesinin ifa edilmemesi nedeniyle davacı, taşınmazın ifasının imkânsız hale geldiği tarihteki rayiç değerini isteyebilir. Dava konusu 15 nolu meskenin tapusunun halen davacının üzerinde olduğu, eldeki dava ile sözleşmenin iptalini talep ettiği bu durumda ifanın dava tarihi itibarıyle imkansız hale geldiği sabittir. O halde mahkemece, ifanın imkansız hale geldiği tarih esas alınmak suretiyle rayiç bedele ( davacının talep ettiği satış bedeli olan 290.000 USD geçmeyecek şekilde) hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3- Kabule göre de; mahkemece sözleşmenin iptali karar verildiği halde, tapu kaydının iptali ile davalı adına tesciline karar verilmemiş olması da hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 260,40 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.