1. Hukuk Dairesi 2016/16261 E. , 2020/1156 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı vekili, Polatlı ilçesi Kargalı köyünde bulunan Hazine’ye ait 272, 1227, 1228, 1534, 1535, 1537, 1540 ve 1500 parsel sayılı taşınmazlar mera vasfından çıkartılarak Hazine adına tescil edilen 1539, 1502 ve 1583 parsel sayılı taşınmazlar ile bunların çevresindeki tescil harici bırakılan alanların köy yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere 442 sayılı Köy Kanunu’nun ek 12. maddesi uyarınca köy tüzel kişiliği adına tescil edildiğini, daha sonra köy tüzel kişiliği tarafından davalılara dağıtımının yapıldığını, ne var ki yeterince hak sahipliği araştırması yapılmadığı gibi, 442 sayılı Yasa’nın ek 12. maddesine aykırı olarak Maliye Bakanlığı’nın izni olmaksızın işlemlerin gerçekleştirildiğini, yetki ve şekil kurallarına aykırı işlemler yapıldığını ileri sürerek, yeni oluşan ve davalılar adına kayıtlı dava konusu 137 ada 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11 ve 12, 138 ada 5, 139 ada 1, 2, 4 ve 5, 140 ada 1, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Davalı ... ve bir kısım davalılar, dava konusu taşınmazları rayiç değeri üzerinden köy tüzel kişiliğinden satın aldıklarını, çok uzun yıllardır yapılaşmak suretiyle kullandıklarını, iyiniyetli olduklarından TMK’nın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanmaları gerektiğini, satış öncesi gerekli tüm yazışmaların yapılarak izinlerin alındığını, uzun süre sonra dava açılmasının kötüniyetli olduğunu, davacı tarafın tescile dayanak yapılan idari işlemin iptaline yönelik dava da açmadığını, davalı ..., dava konusu 139 ada 2 sayılı parseli bedelini köy muhtarlığına ödemek suretiyle edindiğini, ev ve müştemilat yaparak kullandığını, yasaya aykırı bir işlem yapmadığını, diğer davalılar, gerekli izinler alındıktan sonra dağıtımın yapıldığını, bedeli karşılığında taşınmazlarını satın aldıklarını, idari işlem iptal edilmeden dava açılamayacağını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, yapılan işlemlerin 3367 sayılı Yasa’ya ve kamu yararına uygun olduğu, davacı tarafından idari işlemlerin iptali için dava açılmadığı, isteğin hukuki dayanaktan yoksun olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ile vekalet ücreti yönünden bir kısım davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davanın reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Davalı ... ve arkadaşları vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Taşınmazın aynına ilişkin eldeki davada hükmedilecek vekalet ücreti, dava edilen taşınmazların dava tarihindeki ve harcı tamamlanan değeri üzerinden nispi oranda belirlenmelidir.
Eldeki dava, harçtan muaf olan Hazine tarafından 50.000,00 değer gösterilmek suretiyle açılmış ve bu değer üzerinden sonuca gidilmiştir. O halde, davalılar yararına 50.000 TL değer üzerinden nispi oranda vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün ( 3. ) fıkrasındaki "1.320 TL" ibaresinin çıkarılmasına, yerine "5.750, TL" ibaresinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına
20/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.