Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3744
Karar No: 2022/6715
Karar Tarihi: 06.09.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3744 Esas 2022/6715 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/3744 E.  ,  2022/6715 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    K A R A R

    Kadastro sırasında, Kulu İlçesi Kozanlı-Yeşilova Mahallesi çalışma alanında bulunan 170 ada 48 parsel sayılı 78,006,48 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ile aynı ilçe Kalealtı Mahallesi çalışma alanında bulunan 309 ada 2 parsel sayılı 110,613,25 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tespit gününden önce Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı olduklarından bahisle malik haneleri boş bırakılarak tespit edilmiştir.
    Davacı ... tarafından, davalı Hazine aleyhine ve yine davacı ... tarafından yine davalı Hazine aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali ve tescil davası davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır.
    Bundan ayrı olarak; Kozanlı- Kalealtı Mahallesi 308 ada 79 parsel sayılı 8723,04 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ve müşterekleri adına; 309 ada 3 parsel sayılı 35,681,80 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz toprak tevzi tapusu nedeniyle Hazine adına; 308 ada 26 parsel sayılı 6236,80 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ve ölü olduğu beyanlar hanesinde belirtilerek Yusuf Kavak adına tespit edilmiştir.
    Davacı ..., çekişmeli 308 ada 79 parsel yönünden taşınmazda tespit maliklerinden İhsan ve Hızır’ın taşınmazda hakkı bulunmadığı iddiasına dayanarak; 309 ada 3 parsel yönünden 3402 sayılı Kanun’un 14 ve 46. maddelerinde yazılı koşulların kendisi lehine oluştuğu iddiasına dayanarak; 308 ada 26 parsel yönünden ise, ırsen intikal ve taksim iddiasına dayanarak dava açmıştır.
    Mahkemece; çekişmeli 170 ada 48 ve 309 ada 2 parsel tutanakları ile bunlara ilişkin aktarılan dava dosyaları ve askı ilan süresi içerisinde 308 ada 26,79 ve 309 ada 3 parsellere açılan tespite itiraz davaları birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda davanın reddine; çekişmeli 308 ada 26 ve 79 parsel sayılı taşınmazların hükümde gösterilen Yusuf Kavak mirasçıları adına eşit hisselerle 170 ada 48 ve 309 ada 2 ve 3 parsellerin ise Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm davacı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece; davanın re'sen yürütülmesi gereken davalardan olmadığı ve davacı tarafa verilen kesin süre içerisinde keşif giderlerinin yatırılmadığı ve bu nedenle davacı tarafın 3402 sayılı Kanun'un 36/1. maddesi uyarınca keşif delilinden vazgeçmiş sayıldığı ve mevcut delillerle de davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
    1. Davaya konu 170 ada 48 ve 309 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yapılan incelemede;
    Dava konusu 170 ada 48 parsel sayılı taşınmaz Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/277 Esas sayılı dosyasında; 309 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ise, Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/278-840 Esas sayılı dosyalarında; kadastro tespitinden önce açılan tapu iptali ve tescil istemli davalar nedeniyle dava konusu olduklarından bahisle malik haneleri açık bırakılarak tespit edilmiş ve bu taşınmazlara ait tutanak asılları Kadastro Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca 22.6.2006 tarihinde kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
    Bu iki taşınmaz hakkındaki davalar; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27. maddesi gereğince genel mahkemeden aktarılan dava olup, 3402 sayılı Kanun'un 30/2. maddesi uyarınca re'sen araştırma hükümleri geçerlidir.
    3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36. maddesinde; taraflardan her birinin dava harcını, dinlenmesini talep ettiği tanık ve bilirkişi ücretini ve diğer yargılama giderlerini karşılamak zorunda olduğu, davacının hakim tarafından belirlenecek süre içinde gerekli giderleri mahkeme veznesine yatırmadığı takdirde, onunla ilgili delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı, bu Kanun gereğince re'sen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zaruri giderlerin, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanacağı hususu" düzenlenmiştir.
    Yukarıdaki düzenlemeye ve davanın açıklanan bu niteliğine göre, Mahkemece yapılması gereken zaruri giderlerin ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanması gerekirken ; davaların niteliği gözden kaçırılarak 3402 sayılı Kanun'un 36/1 ve Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 114/1-g, 115/1-2, 120. maddeleri gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de malik haneleri açık olan bu taşınmazlar hakkında “tespit gibi tesciline” karar verilmesi dahi isabetsiz olup temyiz nedenleri açıklanan bu gerekçelerle yerindedir.
    2. Dava konusu 308 ada 26-79 ve 309 ada 3 parseller yönünden yapılan incelemede ise; bu parsellere yönelen davalar askı ilan süresi içerisinde açılan tespite itiraz davaları olup bu parseller yönünden davanın re'sen yürütülmesi gereken davalardan olmadığı şeklindeki mahkeme gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Ne var ki; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36/1. maddesinin ispat külfeti kendisine düşen taraf aleyhine uygulanabilmesi için, öncelikle dosyanın keşfe hazır hale getirilmiş olması ve yapılması öngörülen keşfin gün ve saatinin belirlenmesi zorunludur.
    Bundan sonra belirlenen keşif günü ile ilgili ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, taraf tanıkları, uzman bilirkişilere verilecek ücretler, vasıta parası ve yapılacak tebligatlarla ilgili masraflar kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgililere makul bir süre tanınmalı, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da, bilirkişi adayları, taraf tanıkları ve uzman bilirkişilere çıkarılacak davetiyelerin muhatabına ulaşabilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına özen gösterilmeli, bu ara kararına uymamanın sonuçları, hazır bulunan davacıya ihtar edilip, hazır bulunmayanlara usulen tebliğ edilmelidir.
    Oysa ki, somut olayda davacı taraf açıkça tanık deliline dayandığı halde, tanıklarını bildirmesi için kendisine usulünce süre ve imkan tanınmadığından dosyanın keşfe hazır hale geldiğinden bahsedilemez.
    O halde Mahkemece, davacı tarafa tanıklarını bildirmesi için süre ve imkan tanınması, verilen süre içerisinde gereklerini yerine getirmesi halinde delillerinin toplanması, dosya keşfe hazır hale geldiği takdirde, davacı tarafa keşif giderlerini yatırması için 3402 sayılı Kanun'un 36. maddesi uyarınca yeniden yöntemine uygun makul ve kesin bir süre verilmesi, verilecek bu kesin süreye ilişkin ara kararda, keşif gün ve saatinin de belirlenerek, yapılması öngörülen masraflar kalemler halinde hangi masraf kaleminin neye ilişkin olduğunun ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi, kesin süreye uymamanın sonuçlarının açıklanması, ara kararı gereklerinin yerine getirilmesi durumunda mahallinde keşif yapılması, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de davacının davası reddedildiği halde 308 ada 79 parselde tespit maliki olmayan ve usulünce açılmış bir davaları ya da eldeki davaya müdahaleleri bulunmayan ... ile Nebahat Kavak adlarına da tescil hükmü kurulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle 170 ada 48 ve 309 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle 308 ada 26-79 ve 309 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacı ... ile davalı Hazine vekillerinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 06.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi