Esas No: 2021/6752
Karar No: 2022/6716
Karar Tarihi: 06.09.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/6752 Esas 2022/6716 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, 107 ada 4 parselin kuru dere ve davalıya ait 107 ada 3 parsel ile sınırlı olduğu iddiasıyla açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının iddiaları kısmen kabul edilmiştir. Ancak, Yargıtay tarafından verilen bozma kararına uyulmadan önce alınan bilirkişi raporunda hatalar bulunduğu belirtilmiştir. Sonrasında alınan raporlarda parsel malikleri dahil edilerek 107 ada 4 parselin uygulama kadastro tespiti iptal edilmiştir. Davalı tarafın tapuda malik olduğu çekişmeli 107 ada 3 parsel taşınmazın uygulama kadastrosunda olduğu gibi tapuya tesciline karar verilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, 108 ada 4 ve 5 ile 107 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar bakımından da “uygulama kadastro tutanaklarının olağan usulde kesinleştirilmesine” şeklinde hüküm verilmesi dahi isabetsiz olmuştur. Sonuç olarak, karar kesinleşmeden önce yargılama dosyasına getirilen belgelerdeki hatalar giderilerek davacının katılımlarıyla yeniden yargılama yapılması gereklidir. Kanun maddeleri olarak HUMK'un 440/I maddesi ifade edilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı ... mirasçıları ... ve müşterekleri ile dahili davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Mahkemenin verdiği karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, uyulan bozma ilamında özetle; "Mahkemece tesis kadastrosuna ait pafta haritası, davacı adına olan taşınmazın kamulaştırma ile ifraz gördüğü bildirilmekle tesis kadastrosu haritasında değişiklik yapan ifraz haritası, çekişmeli taşınmazlara ilişkin ve tesis kadastrosuna ait ölçü çizelgesi, ölçü krokisi ve hesap cetveli, eski tarihli hava fotoğrafları, ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilerek dosya keşfe hazır hale gelmeden ve hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda kadastro paftası ile uygulama kadastrosu sırasında düzenlenen paftalar ölçekleri eşitlenip çakıştırılmak suretiyle aynı harita üzerinde gösterilmeden denetime elverişli olmayan gerekçesiz raporun hükme esas alınmak suretiyle hüküm kurulmasının isabetsizliğine” değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra alınan bilirkişi raporunda bahsi geçen parsel malikleri davaya dahil edilerek yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne; yeni 107 ada 4 parsel (eski 2887 parsel) sayılı taşınmazın uygulama kadastro tespitinin iptaliyle fen bilirkişisinin 02.05.2019 havale tarihli ek raporunda D harfi ile gösterilen 144,56 m2'lik alanın kuru dereden alınarak dava konusu 107 ada 4 parsele (eski 2887 parsele) eklenmek suretiyle; 107 ada 4 parselin 4774,2 m2 olarak tespit ve tapuya tesciline; yeni 107 ada 3 parsel (eski 2886) parsel (maliki ...) yönünden davanın reddi ile üzerindeki "davalıdır" şerhinin silinerek uygulama kadastro tutanak aslının olağan usulde kesinleştirilmek üzere Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine, yeni 108 ada 5 parsel (eski 2880 parsel); yeni 108 ada 4 parsel ve yeni 107 ada 1 parsel (eski 2888 parsel) yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine ve bu taşınmazlar üzerindeki "davalıdır" şerhinin silinerek uygulama kadastro tutanaklarının olağan usulde kesinleştirilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı ... mirasçıları ... ve müşterekleri ile dahili davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacının askı ilan süresi içinde, kendisine ait 107 ada 4 parselin kuru dere ve davalıya ait 107 ada 3 parsel ile ara sınırının yanlış belirlendiği iddiasıyla dava açtığı; dolayısıyla uyuşmazlığın kapsamının 107 ada 3 parsel ve komşu dere (Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği) ile sınırlı olduğu; diğer taşınmazlar ve bu taşınmazların maliklere karşı ise dava dilekçesi ile dava açılmadığı, her ne kadar bilirkişi raporlarının alınmasından sonra davaya dahil edilmiş olsalar da, davacının dava dilekçesinde ilk olarak kendi belirlediği somut kişilere karşı davasını yönelttiği, dava dilekçesinde; “ davasını açarken yanlışlığın yapıldığı taşınmazları belirleyemediğinden ötürü sonradan belirlenecek parsel maliklerini dahil edeceği” tarzında bir belirtme de yapmadığı; bu nedenle 22/2-a çalışmalarından ötürü açılan uygulama kadastrosuna itiraz davasının yalnızca 107 ada 3 parsel ve dere yönünden görülmeye devam edilmesi gerektiği; bu nedenlerle davacının sonradan dahili davalı dilekçesi ile davaya dahil ettiği 108 ada 4 ve 5 parsel ile 107 ada 1 parseller ve malikleri yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine; 107 ada 3 parsel ve dere yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
1. Davacı ... mirasçıları ... ve müştereklerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre aşağıdaki bentte yazılı nedenler dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davalı Hazine vekilinin hükme yönelen temyiz itirazlarına gelince; yukarıda da açıklandığı üzere davanın kapsamının; 107 ada 4 parselin kuru dere ve davalıya ait 107 ada 3 parsel ile sınırlı olduğu Mahkemenin de kabulündedir. Ne var ki; Mahkemece verilen önceki tarihli hükümde, Mahkemece sadece 107 ada 3 ve 4 parsellerin müşterek sınırında hata yapıldığı tespit edilerek 107 ada 3 ve 4 parseller hakkında karar verilmiş ve verilen bu karar davacı tarafça, davaya konu komşu dere yönüyle temyiz edilmediği gibi; hükmüne uyulan bozma ilamında uyuşmazlığın kapsamının açıkça 107 ada 3 ve 4 parsellerin ortak sınırına ilişkin olduğu belirtildiği halde; yine davacı tarafça dere yönüyle karar düzeltme isteminde de bulunmamıştır.
Hal böyle olunca, taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleşen ve bozma kapsamı dışında kalan yönler hakkında, (somut olayda dere bölümü yönünden) Hazine lehine oluşan usuli müktesep hakkı zedeler tarzda; fen bilirkişisinin 02.05.2019 havale tarihli ek raporunda D harfi ile gösterilen 144,56 m2'lik alanın “kuru dere”den alınarak davacıya ait 107 ada 4 parsele (eski 2887 parsele) eklenmesine karar verilmesi isabetsiz olup davalı Hazine vekilinin hükme yönelen temyiz itirazları bu nedenle yerindedir.
Diğer yandan davalı tarafın tapuda malik olduğu çekişmeli 107 ada 3 parsel taşınmazın tespit tutanağı dava açılmakla itirazlı hale geldiğine ve Mahkemece bu parsele yönelen dava reddedildiğine göre çekişmeli 107 ada 3 parsel sayılı taşınmazın uygulama kadastrosunda olduğu gibi tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken; olağan usulde kesinleştirilmek üzere Kadastro Müdürlüğüne iadesine karar verilmiş olması; yine 108 ada 4 ve 5; 107 ada 1 parsel sayılı taşınmazların uygulama tutanak asılları dosya arasına getirtilmediği ve askı ilan süresi içerisinde bu taşınmazlara açılan bir dava olmadığı ve tutanaklar zaten kesinleşmiş olduğu halde bu taşınmazlar bakımından da “uygulama kadastro tutanaklarının olağan usulde kesinleştirilmesine” şeklinde hüküm verilmiş olması dahi isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (2.) bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna uygun bulunmayan hükmün BOZULMASINA, (1.) bentte açıklanan nedenlerle davacı ... mirasçıları ... ve müştereklerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı ... ve müştereklerine iadesine, 06.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.