Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/8127 Esas 2019/1130 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/8127
Karar No: 2019/1130
Karar Tarihi: 06.02.2019

Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/8127 Esas 2019/1130 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, Vergi Usul Kanununa muhalefet suçu nedeniyle sanık hüküm giymiştir. Ancak, davalı kurumun usulüne uygun olarak duruşmadan haberdar edilmediği için katılma talebinde bulunamadığı ve bu nedenle de yasal hakkının gasp edildiği belirtilmiştir. Bunun yanı sıra, mahkeme kararlarına karşı kanun yollarının açık olduğu ancak müştekilerin davaya katılma talebinin olmaması nedeniyle bu hakların kullanılamadığı da vurgulanmıştır. Kararda ayrıca, sanığın kullandığı sahte faturaların düzenlendiği şirketler hakkında karşıt inceleme raporlarının eksiksiz incelenmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için gerekli delillerin toplanması ve bazı kanun maddelerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu kanun maddeleri, 5271 sayılı CMK’nın kanun yollarına başvurma başlıklı 260/1. maddesi, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi ve 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesidir.
11. Ceza Dairesi         2016/8127 E.  ,  2019/1130 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    5271 sayılı CMK’nın kanun yollarına başvurma başlıklı 260/1. maddesindeki “hakim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli ve bu kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır” hükmü karşısında; katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan ve kovuşturma evresinde usulüne uygun olarak duruşmadan haberdar edilmediği için davaya katılma talebinde bulunamayan şikayetçi kurumun yokluğunda verilen hükmü, vekilinin 15/05/2014 tarihinde temyiz ettiği görülmekle, yasa yollarına başvurma hakkı bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;
    1-Ümraniye Vergi Dairesi mükellefi olan sanığın 2008 takvim yılında sahte fatura kullandığı iddia ve kabul edilen kamu davasında gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, sanığın kullandığı ve sahte olduğu iddia olunan faturaları düzenleyen şahıs/şirketler hakkında düzenlenen karşıt inceleme raporlarının tamamının eksiksiz olarak getirtilerek dosya içine konulması; haklarında sahte fatura düzenlemek suçundan dava açılıp açılmadığının, açılmış ise akıbetinin araştırılması; haklarında dava açıldığı bildirilen şahıs/kişilere ait dava dosyaları getirtilip incelenerek özetinin duruşma tutanağına geçirilmesi, bu dava ile birleştirilememesi halinde, bu davayı ilgilendiren ve sahtecilikle ilgili olan delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına konulması; faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları düzenleyen mükelleflerin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra toplanan tüm deliller değerlendirilip sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
    2-Kabule görede;
    a)Kovuşturmanın her aşamasında kamu davasına katılma hakkı bulunan şikayetçi kuruma, duruşma gününün usulen bildirilip, davaya katılma, iddia ve delillerini sunma olanağı tanınması gerektiğinin gözetilmemesi,
    b) Aynı takvim yılında birden fazla sahte fatura kullandığı kabul edilen sanık hakkında TCK"nin 43/1. maddesindeki zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    c)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve müşteki vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 06/02/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.