Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/13671 Esas 2012/3105 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalılar Hazine, Orman Yönetimi ve DSİ vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... köyünde bulunan yaklaşık 7 dönüm miktarında ve bahçe vasfındaki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre taşınmazın adına tescili talebiyle dava açmış; yargılama sırasında 08/11/2010 havale tarihli dilekçesiyle taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın davacıya ait olduğunun tespitini de talep etmiştir. Yargılama sırasında taşınmazın Dicle ilçesi Bahraboğaz sınırları içinde olduğu tespit edilmiş ve Alacakaya Asliye Hukuk mahkemesince dava dosyası görevsizlik kararı ile Dicle Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece tescil talebi yönünden davanın reddine, mükdesatların aidiyetinin tespiti yönünden davanın kabulüyle ziraatçı bilirkişi raporunda belirlenen muhdesatın davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılar Orman Yönetimi, Hazine ve DSİ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede genel arazi kadastrosu 1987 yılında yapılmış ve 31/12/1987 tarihinde kesinleşmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1987 yılında genel arazi kadastrosu yapıldığı ve 31/12/1987 tarihinde kesinleştiği ve arazi kadastrosu sırasında taşınmazın kadastro harici bırakıldığı ve tescil harici bırakma işlemi de bir kadastro işlemi olduğundan taşınmazın Medeni Yasanın 713. maddesi ve 3402 sayılı Yasanın 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre tapuya tescil edilebilmesi için, arazi kadastrosunun kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile yasada belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gerekir. Somut olayda; toplanan delil ve belgelere göre, genel arazi kadastrosunun kesinleştiği 31/12/1987 tarihi ile temyize konu davanın açıldığı 22/04/1999 tarihleri arasında 20 yıllık yasal edinme süresi dolmamış olup, kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleştiğinden söz edilemeyeceğinden ancak taşınmaz sular altında kalmadan önce yapılan keşifte, ziraatçı bilirkişi tarafından verilen 03/01/2000 tarihli bilirkişi raporunda yaşları ve cinsleri belirlenen ağaçların bulunduğu,
ağaçların davacı tarafından dikildiği anlaşıldığına ve yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı oanam harcının Orman Yönetimi ve gerçek kişiye ayrı ayrı yükletilmesine, Hazine ve DSİ Genel Müdürlüğüne harç yükletilmesine yer olmadığına 05/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.