Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/4857
Karar No: 2013/9430
Karar Tarihi: 20.06.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/4857 Esas 2013/9430 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2013/4857 E.  ,  2013/9430 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.07.2004 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.11.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Dava, suya vaki elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir
    Davacı, bir kısım taşınmazları 1960 yılında köy suyundan 42 saat sulama hakkıyla birlikte satın aldığını, yine 157 ve 160 no"lu parselleri 1978 yılında köy suyundan 4,5 saat sulama hakkıyla birlikte davalıya sattığını ancak davalının alışılagelmiş nöbet sırasına ve kadim hakka rağmen suya müdahale ettiğini ve suyu kulanmasına engel olduğunu ileri sürerek davalının suya müdahalesinin men"ine karar verilmesi istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 15.02.2010 günlü, 2010/1103 Esas, 2010/2074 Karar sayılı ilamı ile özetle “...Dava konusu suyun devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan dere yatağından kaynamakta olduğu ve öteden beri tüm köylünün 15 günde bir gelen sıralarla bu suyu sulama suyu olarak kullandıkları dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Buna göre dava konusu su, genel su niteliğinde olup herkes kadim ve öncelik hakkı nazara alınmak koşuluyla faydalı ihtiyacı oranında sudan yararlanabilir.Ancak, yukarıda da belirtildiği üzere suyun öteden beri devam eden kullanım şekli köyde arazisi bulunan herkesçe 15 günde bir nöbetleşe kullanım şeklinde olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece davacı ve davalının sahip olduğu arazi miktarı
    ve buna göre su ihtiyaçları dikkate alınarak tarafların kaç saat süre ile sulama yapabilecekleri tespit edilmiştir. Ayrıca, hem davacı hem de davalının yararlanabilecekleri başkaca su kaynakları (sondaj kuyusu artezyen kuyusu gibi) bulunduğunun belirtilmiş olmasına rağmen bu su kaynaklarından ihtiyaçlarının ne kadarını giderip gidermedikleri değerlendirilmeden hüküm tesis edilmiştir.O halde; daha sağlıklı bir çözüme ulaşılabilmesi için, uzman bilirkişiler aracılığıyla suların en az olduğu dönemde yeniden keşif yapılarak, öncelikle dava konusu sudan dönüşümlü olarak yararlanan bütün arazi miktarı belirlenip saptanmalıdır. Bu saptama yapıldıktan sonra arazi miktarına göre adil bir oranlama kurulup, davacı ve davalının 15 günde bir olan kullanım saati bu orana göre belirlenmelidir. Ayrıca bu oranlama yapılırken tarafların sahip oldukları diğer su kaynaklarından ihtiyaçlarının ne kadarını giderdikleri de dikkate alınarak, dava konusu suya olan asgari ihtiyaçları belirlenip, bu asgari ihtiyaçları doğrultusunda kullanım saatleri belirlenmelidir” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile dava konusu genel suyun 15 günde bir dönen su sırasına göre davacı tarfından 48 saat 50 dakika, davalı tarafından 17 saat 50 dakika süre ile kullanılmasına, davalının davacının Bosağadan gelen su saati süresine ilişkin müdahalesinin önlenmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Somut olayda, mahkemece Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Dosya içerisindeki 11.10.2012 tarihli jeoloji bilirkişi raporunda davacı, davalı ve köydeki diğer şahıslara ait sondaj kuyuları ve bu suların debileri tespit edilmiş ancak 08.11.2012 tarihli ziraat bilirkişi raporunda bu sondaj kuyuları dikkate alınmadan sadece dava konusu köy suyu ile sulanan taşınmazlara göre sulama saatleri belirlenmiştir.
    Ayrıca davacı, dava konusu köy suyundan 37,5 saat kullanma hakkı olduğunu ve davalının bu kullanma süresine müdahalede bulunduğunu belirterek davalının müdahalesinin önlenmesini istediği halde davacıya, davacının kabulünde olan 37.5 saat su kullanma süresi aşılarak 48 saat 50 dakika köy suyundan sulama hakkı verilmesi de doğru olmamıştır.
    Bu durumda mahkemece bozma ilamında belirtildiği üzere 3 kişilik (Jeoloji mühendisi, Hidrolog ve Ziraat Mühendisinden oluşacak) bilirkişi heyeti
    ile mahalinde keşif yapılarak, 11.10.2012 tarihli jeoloji bilirkişi raporunda tespit edilen davacı, davalı ve köydeki diğer şahıslara ait sondaj kuyuları ile ihtiyaçların ne kadarının giderildiği tespit edilmeli, dava konusu sudan dönüşümlü olarak yararlanan bütün arazi miktarına göre tarafların ihtiyaçları belirlenmeli ayrıca davacının kadimden beri kullandığını idda ettiği 37.5 saat su kulanma süresini de aşmayacak şekilde adil bir oranlama kurulup, davacı ve davalının 15 günde bir olan kullanım saati bu orana göre belirlenerek infaza elverişli su rejimi kurulmalıdır.
    Değinilen yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi