14. Hukuk Dairesi 2013/6931 E. , 2013/9427 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.11.2008 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davalı ... Genel Müdürlüğü yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne dair verilen 15.01.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... İdare Müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, ... Köyünde bulunan maliki olduğu bahçe vasfındaki taşınmazlarını yine kendi taşınmazında bulunan kaynak suyundan suladığını ancak davalılar tarafından yakın mesafedeki orman parselinde açılan kuyu nedeniyle kendi kaynak suyunun tamamen kuruduğunu belirterek davalıların açmış olduğu kuyunun kapatılmasını, olmadığı takdirde kendi lehine su rejimi kurulmasını istemiştir.
Davalılar ... Genel Müdürlüğü vekili ve İl Özel İdaresi vekili davanın reddini savunmuş, davalı ... savunmada bulunmamıştır.
Mahkemece davalı ... Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumetten reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 756. Maddesine göre; Kaynaklar, arazinin bütünleyici parçası olup, bunların mülkiyetinin ancak kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte kazanılabileceği belirtilmiştir.
Gerçek kaynağın suyu bir akiferden gelir. Su çıkışı bir noktadan veya bir alandan olabilir. Bu alana kaynak alanı denir. Kaynak, yeraltı suyunun doğal olarak yeryüzüne çıkması halidir.
Kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular yararlanabilir.
Uygulamada kaynak; “ yeraltı suyunun üst düzeyinin yer yüzeyini kestiği yer” olarak tanımlanmaktadır. Yeraltı suyu doğal yoldan yeryüzüne çıkmamış, drenaj vs. yollarla çıkarılmış ise, kaynak olarak değil, drenaj veya kuyu vs. isimlerle anılır. Bu şekilde insan eliyle çıkarılan sular, yeraltı suyu olarak kabul edilir.
Yeraltı suları, kamu yararına ait sulardandır. Arza malik olmak, onun altındaki yeraltı sularına da malik olmak sonucunu doğurmaz (TMK.md.756/3).
Arazisinde faydalı ihtiyaçları için yeter miktarda su bulunmayan veya bu suyu elde etmesi fahiş masrafı icabettiren bir kimsenin, komşu arazideki yeraltı suyundan istifade şartları 20 nci maddede sözü geçen tüzükte belirtilir (167 Sayılı Yeraltı Suları Kanunu 1-6. madde).
Somut olayda, dosya içerisinde bulunan 14.09.2009 tarihli jeoloji bilirkişi raporunda, davacının kullandığı su kaynağının, sonradan açılan sondaj kuyusundan 20 metre alt kotta olduğu ve sondaj kuyusu nedeniyle davacıya ait kaynağın etkilenmesinin muhtemel olduğu belirtilmiş, ancak her iki kuyunun birbirini etkileyip etkilemediği uygulama yapılmak suretiyle tam olarak tespit edilmemiştir.Bu durumda mahkemece, suların en az olduğu dönemde uzman bilirkişi kurulu (jeolog, ziraat ve fen) marifetiyle yeniden keşif yapılarak, davacının kullandığı su kaynağının renklendirici kimyasallarla boyanması ve davalı kaynağından su çekilmesi suretiyle mevcut sulara zarar vermeyecek şekilde kaynakların birbirlerini etkileyip etkilemediği kesin alarak belirlenmeli, davalının kullandığı su kaynağının, davacının kullandığı kaynağı etkilediğinin tespiti halinde davalının kullandığı su kuyusunun kapatılması halinde suyun eski hale dönüp dönmeyeceği araştırılmalı; ayrıca, davalı ... Köyünün içme suyu ihtiyacını kendisine ait başka kaynaklardan karşılama imkanının olup olmadığı da tespit edilmeli gerekirse içme suyu ihtiyacının önceliği de gözetilerek davalı kaynağından su rejimi kurulmalıdır.
Değinilen yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.06.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.