Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/22541
Karar No: 2015/11864
Karar Tarihi: 15.06.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/22541 Esas 2015/11864 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/22541 E.  ,  2015/11864 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava, 30.09.1999 tarihinde meydana gelen tarfik iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler nedeniyle uğranılan Kurum zararının davalılardan rücuan tahsili istemine ilişkindir.

    Mahkeme, ilamında belirtilen gerekçe ile, davanın kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davacı kurum ve davalılardan .... ile ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26/1,2. ve 87. maddeleridir.
    Dava dosyası içeriğinden, davalı ..."ın davadışı Küçükçekmece Belediyesinden kamyonla çöp toplama işi nedeniyle kiralanmış olup da, davalı ...nün kullandığı ... plakalı kamyon ile çöp toplama işi esnasında kamyonun frenlerinin tutmaması ile meydana gelen trafik iş kazası nedeniyle vefat ettiği anlaşılmakta olup, olayla ilgili olarak yapılan ceza yargılamasında davalı ..."nün yargılandığı fakat zamanaşımı nedeniyle hakkındaki davanın ortadan kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, öncelikle ceza dosyası getirtilmeli, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak ve ceza dosyası içeriği gözetilmek suretiyle, tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilip, kusur oran ve aidiyetleri konusunda, konusunda uzman olan bilirkişi heyetinden yeniden oluşan uygun kusur raporu alınmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.

    2-Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26 ve 87. maddeleri olup, davada öncelikle halledilmesi gereken sorun sigortalıyı kimin çalıştırdığının belirlenmesi ile işverenlik sıfatının davalı Mehmet Şerif Varan ile davadışı Belediye arasındaki ilişkinin belirlenmesi suretiyle net olarak belirlenmesi ve aralarında asıl işveren-taşeron ilişkisi olup olmadığının saptanmasıdır.
    506 sayılı Kanunun 87. maddesi hükmüne göre aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3. kişidir.
    Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle, işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
    İşin belirli bir bölümünde değil de, tamamının bir bütün halinde ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
    Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise; asıl işverenden istenilen işin, asıl iş ya da işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
    Mahkemece, davadışı Belediye"nin davaya konu iş kazasının meydana geldiği çöp toplama işinde sigortalı çalıştırıp-çalıştırmadığı araştırılarak, taraflar arasındaki asıl işveren-taşeron ilişkisi irdelenerek, asıl işveren-taşeron ilişkisinin bulunmadığı sonucuna varıldığı takdirde davalı Mehmet Şerif Varan"ın kiralayan sıfatı ile 506 sayılı Yasanın 26. maddesinin 2. fıkrası çerçevesinde kusurunun varlığı araştırılarak sonuca göre,...ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak hüküm kurulmalıdır.
    3-Davalı sigorta şirketi bakımından, Zorunlu mali sorumluluk sigortası; “Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına, bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan mali ve hukuki sorumluluğunu belli limitler dahilinde güvence altına almak” üzere oluşturulmuştur. Dolayısıyla sigorta şirketinin, zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında Kurumun rücu alacağından sorumluluğu; kaza tarihi itibariyle geçerli olan poliçede yazılı sorumluluk limiti dahilinde zararın tümünün kusur karşılığı ile sınırlıdır. Sigorta şirketi tarafından, 2918 sayılı Yasa kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluk nedeniyle poliçe limiti dahilinde, sigortalı ya da hak sahiplerine ödeme yapıldığının geçerli belgelerle kanıtlanması durumunda, sigorta şirketinin mükerrer ödeme ile karşı karşıya bırakılmaması bakımından, ödediği miktar oranında tazmin sorumluluğundan kurtulduğunun kabulü gereklidir.
    Eldeki davada, davalı sigorta şirketinin, davaya konu trafik kazasının meydana geldiği tarih itibariyle geçerli olan zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesindeki limit
    ../...
    kapsamında, hak sahiplerine yaptığını iddia ettiği ödemelerin varlığı araştırılmak suretiyle bu davalı bakımından yapılan ödemeler nedeniyle mükerrer olarak sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı gözetilmelidir.
    4-6100 sayılı HMK"nun 297 nci maddesinin 2 nci fıkrasında; ""hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."" düzenlemesi yer almaktadır.
    Doktrinde de; “şarta bağlı hükümlerin maddi anlamda kesin hüküm gücüne sahip olmadıkları gibi şüphe ve tereddüt uyandırmaları nedeniyle cebri icra bağlamında icra edilememe riskiyle de karşı karşıya kalabilecekleri, hükmün hukuki sonuçlar doğurabilmesinin veya doğurduğu sonuçların ortadan kalkmasının, muhakemeye tümüyle yabancı olan bir olayın gerçekleşip gerçekleşmemesine bağlanması muhakeme usulünün amacıyla da bağdaşmadığı” ifade edilmektedir. (... Şarta Bağlı Hüküm Kavramı ve Verilip Verilemeyeceği Sorunu, Makalelerim I, Ankara 2005, s. 83-87 )
    Yukarıda belirtilen ilkelere aykırı olarak Mahkemece, sigorta şirketi bakımından şarta bağlı olarak “Sigorta limiti dahilinde ve hak sahiplerine yapılmış bir ödeme var ise bu miktar mahsup edilmek suretiyle" hükmedilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı Kurum ve davalılar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hükmü temyiz etmeyen diğer davalı yönünden davacı Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak durumu da nazara alınarak karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 15.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi