23. Ceza Dairesi 2015/7351 E. , 2016/2387 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : 5237 sayılı TCK"nın 155/2, 62/1, 52, 51 maddeleri gereğince neticeten 10 ay hapis ve 1.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, cezasının ertelenmesine.
Dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanıkla katılan şirket arasında Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşme gereği, katılan şirketin, kiracı sanığa sözleşmede belirtilen traktörü teslim ettiği, daha sonra sanığın, sözleşme gereği ödenmesi gereken kira borçları vadesinde ve eksiksiz olarak ödenmeyince kendisine 26/06/2009 tarihli ihtarname gönderildiği, ihtarnamenin 07/07/2009 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre, birikmiş tüm borçların temerrüt faiziyle birlikte ödenmesi ve kiralanan malın belirtilen süre içinde katılan şirkete teslim etmesi istendiği, ancak sanığın sürenin sonunda ihtarnameye konu borçlarını ödemediği gibi finansal kiralamaya konu malları da iade etmeyerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen somut olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunundaki, sözleşmeden doğan davaların ticari dava niteliğinde bulunduğu yönündeki 31. madde hükmüne benzer bir düzenlemenin inceleme tarihinde yürürlükte bulunan 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nda yer almaması ve finansal kiralama sözleşmesinin tarafı konumunda bulunan sanığın kira konusu aracı ticari bir işletmenin faaliyetleri çerçevesinde kiralamamış olduğunun anlaşılması karşısında eylemin 5237 sayılı TCK’nın 155/1. maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden TCK"nın 155/2. madde hükümleri uyarınca uygulama yapılarak sanığa fazla ceza tayini,
2-Kabule göre de;
a-Sanık hakkında TCK"nın 51. maddesi kapsamında erteleme hükümleri uygulanırken erteleme müessesesinin sadece hapis cezaları ile sınırlı olarak uygulanabileceği hususu gözetilmeden erteleme kararının adli para cezasını da kapsayacak şekilde verilmesi,
b-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 60 gün olarak tayin edilmesi,
c-TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması ve ayrıca TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03/03/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.