Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15486
Karar No: 2020/1151

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/15486 Esas 2020/1151 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/15486 E.  ,  2020/1151 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : HACIBEKTAŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Ramazan İnan"ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları ...’nin maliki olduğu 333 ada 35, 43, 106 ve 136 ile 346 ada 96 parsel sayılı taşınmazlarını 07.11.2008 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile; 122 ada 26, 41 ve 64 parsel sayılı taşınmazlarını ise 14.09.2009 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya devrettiğini, devirlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan adına tescilini, mümkün olmazsa tenkisini istemişler, 02.07.2015 tarihli celsede isteklerini miras paylarına hasretmişlerdir.
    Davalı, iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, ölünceye kadar mirasbırakan ile yaşadığını ve sözleşmeden kaynaklanan bakım borcunu yerine getirdiğini, tüm işlemlerin gerçek iradelerini yansıttığını, tenkis koşullarının da oluşmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    1919 doğumlu mirasbırakan ... ’ın 21.06.2010 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak dava dışı eşi ...’yi, dava dışı çocukları ... ve ...’yi, davacı çocukları ..,..,...,...ve ... ile davacı torunları ...., ..,..,..,...,’i ( 1998 yılında ölen oğlu ...’in çocukları ) ve davalı oğlu ...’i bıraktığı, mirasbırakanın maliki olduğu 333 ada 35, 43, 106 ve 136 ile 346 ada 96 parsel sayılı taşınmazlarını 07.11.2008 tarih ve 1621 yevmiye no’lu ölünceye kadar bakma akdi ile; maliki olduğu 122 ada 26, 41 ve 64 parsel sayılı taşınmazlardaki 1/2’şer paylarını da 14.09.2009 tarih ve 1139 yevmiye no’lu ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya devrettiği kayden sabittir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
    Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
    Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 01.04.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
    Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
    Somut olaya gelince; mirasbırakanın 07.11.2008 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile maliki olduğu bir kısım taşınmazlarını davalıya devrettiği, 1919 doğumlu mirasbırakanın bu devir ile bakım ve gözetimini garanti altına almaya çalıştığı, 07.11.2008 tarihli akit ile devredilen taşınmazların miktar ve değeri ile mirasbırakanın o dönem elinde bulunan mal varlığının miktarı gözetildiğinde makul oranın bulunduğu, 07.11.2008 tarihli akitte mal kaçırma amacının bulunmadığı, ne var ki mirasbırakanın bakım ve gözetimini garanti altına almışken 14.09.2009 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile üzerinde bıraktığı taşınmazların bir kısmını daha davalıya devrettiği, her ne kadar mirasbırakan ikinci temlik sonrası da 122 ada 25, 66 ve 33 ile 281 ada 23 sayılı parsellerdeki 1/2’şer paylarını üzerinde bıraksa da, üzerinde bıraktığı taşınmazların keşfen saptanan değerleri gözetildiğinde 14.09.2009 tarihli akit ile mirasbırakanın daha önce oluşturduğu orantıyı bozarak mirasçılarından mal kaçırma amacıyla hareket ettiği anlaşılmıştır.
    Öte yandan, 6100 sayılı HMK 297/2. maddesinde (1086 sayılı HUMK’nun 388/son md.); “istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasa maddesinin bu açık hükmünün sonucu olarak, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
    Ne var ki, 14.09.2009 tarihli akit ile devredilen taşınmazlar yönünden davanın kabulü doğru ise de, yukarıda yer verilen açık düzenleme karşısında infaza elverişli bir hüküm kurulduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. İptal ve tescil istemli eldeki davada, dava konusu 122 ada 26, 41 ve 64 sayılı parsellerde devre konu ve davalı adına kayıtlı payların iptaline ve miras payları oranında davacılar adına tesciline, kalan payın da davalı üzerinde bırakılması şeklinde karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde bakım sözleşmelerinin de iptali şeklinde hüküm kurulması yerinde değildir.
    Hal böyle olunca, 07.11.2008 tarihli akitle devredilen 333 ada 35, 43, 106 ve 136 ile 346 ada 96 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmesi, 14.09.2009 tarihli akit ile devredilen 122 ada 26, 41 ve 64 parsel sayılı taşınmazlar yönünden de infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi