Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/10856 Esas 2015/11854 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10856
Karar No: 2015/11854
Karar Tarihi: 15.06.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/10856 Esas 2015/11854 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/10856 E.  ,  2015/11854 K.

    "İçtihat Metni"

    ... adına Av.... ile ... Yünleri ve.... Aş. arasındaki dava hakkında ... 1. İş Mahkemesinden verilen 17.02.2014 günlü ve 2013/109E.-2014/68K. sayılı hükmün, temyizen incelenmesi davacı Kurum avukatı tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 12. maddesine göre; hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır.
    Hukuk Genel Kurulu"nun 14.12.2011 tarih ve 2011/21-882 Esas, 2011/767 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, Tebligat Kanunu"nun 13 üncü maddesinde, kendisine tebligat yapılacak şahısların derecelendirildikleri görülmektedir. Bir kere, hükmi şahıslar namına kendilerine tebligat yapılabilecek salahiyetli mümessiller mutad iş saatlerinde işyerlerinde bulundukları ve o sırada evrakı bizzat alacak durumda oldukları takdirde memur ve müstahdemlere tebligat yapılamaz. Saniyen, memur veya müstahdemlere tebligat yapılabilecek hallerde de, önce kendisine tebligat yapılacak şahsın, şirketin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle muhatap hükmi şahsın mümessilinden sonra gelen veya evrak müdürü gibi esasen bu işlerle tavzif edilmiş bir kimse olması. Böyle bir kimsenin bulunmaması halindedir ki (bu durum tebliğ mazbatasına dercedilmek suretiyle) o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme tebligat yapılabilir. Daha önce kendisine tebligat yapılması gereken kimselerin bulunmadıklarını veya tebligatı bizzat alamayacak durumda olduklarının ispatı bakımından mazbatada yer alacak kayıt bilhassa önemlidir (E. ..., Makalelerim I, ... 2001, s. 4–5).
    Dosya arasında davalı şirkete dava dilekçesinin "adreste yetkili .... ...." imzasına tebliğ edildiği anlaşılmakta ise de, dosyadaki belgelerden işveren şirketin yetkilisinin başka kişiler olduğunun belirgin olduğu, yetkilinin neden tebligatı alamayacak durumda olduğu ve nerede olduğuna dair herhangi bir açıklama içermeyen bu tebligatın usulsüz olduğu, buna rağmen gıyabi hükmün de öncelikle davalı şirketin ticaret sicilindeki adresi araştırılmaksızın Tebligat Kanunu’nun 35’inci maddesine göre tebliğin yapıldığı anlaşılmakta olup, öncesinde usulüne uygun bir tebliğ olmaksızın Tebligat Kanunu’nun 35’inci maddesine gıyabi hüküm tebliği, usulsüzdür.
    Mahkemece davalı şirketin son ticaret sicil adresinin sorulmasından sonra gelen adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 12.- 13. maddelerine göre bu mümkün olmadığı takdirde, başkaca bir şey yapılmaksızın ticaret sicil adresine aynı kanunun 35. maddesine göre tebliğ edildikten ve temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"nun Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"nun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlık giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 15.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.