14. Hukuk Dairesi 2013/7972 E. , 2013/9413 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.11.2012 gününde verilen dilekçe ile yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine dair verilen 21.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden dükkan vasfında bağımsız bölüm temlikine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kesin hüküm nedeni ile dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Hukuk düzeninde istikrar sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, hükme karşı yasa yollarının tükenmesi (şekli anlamda kesin hüküm) ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir daha dava konusu yapılmaması (maddi anlamda kesin hüküm) şeklinde hukuk yargılama sistemimizde yer almaktadır.
Şekli anlamda kesinleşmeyi zorunlu kılan, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yeniden dava konusu yapılamaması amacını güden maddi anlamda kesin hüküm 6100 sayılı HMK’nun 303. maddesinde düzenlenmiştir.
Anılan maddeye göre bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın, taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
Öte yandan, arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yüklenicinin şahsi hakkını üçüncü kişiye temlik etmesi halinde üçüncü kişinin ifa talep edip edemeyeceğinin saptanmasında öncelikle yüklenicinin
edimini (eseri meydana getirme ve teslim borcunu) yerine getirip getirmediğinin, ardından sözleşme hükümlerindeki diğer borçlarını ifa edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması zorunludur.
Burada yüklenicinin eser sözleşmesinden kaynaklanan borçlarının neler olduğuna ilişkin bazı açıklamaların yapılması gerekmektedir. Genel olarak eser sözleşmelerinde yüklenici, belli bir sonucu meydana çıkararak onu iş sahibine teslim etmeyi taahhüt eder. Eser sözleşmelerinde yüklenicinin "eseri meydana getirme borcu" dayanağını Borçlar Kanununun 355. maddesinden alır. Anılan hükme göre; "İstisna bir akittir ki onunla bir taraf (müteahhit), diğer tarafın (iş sahibinin) vermeyi taahhüt eylediği semen mukabilinde bir şey imalini iltizam eder." Yasada “şey” olarak ifade edilen "eser"dir.
Bir iş görerek eseri meydana getirmek ve meydana getirilen eseri iş sahibine teslim etmek (arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, binayı sözleşmeye, amacına ve fen ve sanat kurallarına uygun imal ederek arsa sahibine teslim etmek) yüklenicinin ana borcudur. Kural olarak da aslolan sözleşmenin kararlaştırıldığı şekilde eksiksiz ifasıdır. Aksi halde, sözleşmeden beklenen yararlar dengesi bir taraf aleyhine bozulur. Böyle bir durumda da bir taraf edimini yerine getirmiş kabul edilemez;
Yukarıda belirtilen ilkeler ve yapılan açıklamaların ışığında somut olaya gelince; davalının murisi ile dava dışı yüklenici arasında ... 1. Noterliği"nin 07.03.1995 tarihli ve 2834 yevmiye no"lu 484 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiştir. Davacının babası ..., dava konusu 9 no"lu dükkan niteliğindeki bağımsız bölümü ... 1. Noterliği"nin 28.01.1999 tarihli 1298 yevmiye no"lu satış vaadi sözleşmesi ile yükleniciden satın almıştır. Kesin hüküm olduğu belirtilen ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 09.06.2011 tarihli, 2010/63 E., 2011/218 K. sayılı kararı ile bağımsız bölüm malikleri ile arsa sahibinin mirasçıları arasında, arsa sahibinin sağlığında kararlaştırılan 07.04.2006 tarihli sözleşmeye dayalı olarak yüklenicinin temliki nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açıldığı, mahkemece, yüklenicinin inşaat seviyesini %58 seviyesinde bıraktığı, arsa sahibinin mirasçılarının murisin sağlığında yaptıkları sözleşmenin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine Dairemizce 27.12.2011 tarihli ve 2011/15040 E., 2011/16211 sayılı kararı ile onanmış, davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine Dairemizce 09.04.2012 günlü, 2012/ 3585 E., 2012/5174 K. sayılı ilamı ile ..."davacı tarafından alacağın babası olan ..."nün temliki işlemine dayanılarak eldeki dava açılmış ise de Borçlar Kanununun 163. maddesi gereğince yazılı bir temlik sözleşmesi dosyada bulunmadığına göre..." karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı 10.05.2012 tarihinde dava konusu 9 no"lu bağımsız bölümü satış vaadi sözleşmesi ile yükleniciden satın alan babası ..."den yazılı temlik sözleşmesi ile temlik alarak eldeki davayı yeniden açmıştır.
Mahkemece, kararın aynı hukuki nedenlere ve vakıalara dayalı olduğu, taraflarının ve konusunun aynı olduğu, dolayısıyla dava tarihi itibariyle kesin hüküm oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de bu tür davalarda yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı olarak açılan tescil isteğinin kabulü için yüklenicinin veya onun halefi olan davacının arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre binayı sözleşmeye, amacına, fen ve sanat kurallarına uygun imal ederek arsa sahibine teslim etmesi halinde şahsi hak kazanılmış olacağından önceki hükmün kesin hüküm niteliğinden söz edilemez. Bir başka anlatımla, aynı taraflarca, daha önce açılan ve reddedilen davanın yargılama aşamasında tespit edilen inşaatın gerçekleşme oranı, eldeki davanın açıldığı tarihte farklı olabileceğinden yeniden dava açılmasına engel bir durum söz konusu değildir. Bu itibarla işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.