20. Hukuk Dairesi 2011/17478 E. , 2012/3078 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine, Orman Yönetimi ve davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, 29 Haziran 2004 tarihli dava dilekçesinde, davalı adına tapuda kayıtlı olan, ... beldesi ... mahallesi 191 ada 13 parsel sayılı taşınmazın, yaylak niteliğinde olduğundan özel mülkiyete konu olamayacağını iddia ederek tapusunun iptali ve yayla niteliğiyle özel siciline yazılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 06.07.2006 gün ve 2006/6838-7929 sayılı kararı ile “... orman mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve krokide dava konusu taşınmazın (B) harfli bölümünün orman tahdidi sınırları dışında kaldığı, ancak (A) harfli yerin 1951 yılında kesinleşen tahdit içinde bulunduğu bildirilmiştir. Davacı Hazinenin orman iddiasıyla açtığı bir davası yoktur. Dava, yayla iddiası ile açıldığından ve yayla olduğu saptanan yer krokide (B) harfi ile gösterildiğinden kadastro bilirkişisinden bu kısmın miktarını gösterir infaza elverişli rapor ve kroki alınarak davanın taşınmazın (B) harfli bölümün hasren kabulü gerekir. Mahkemece bu olgu gözden kaçırılarak kesinleşmiş tahdit içindeki orman olan (A) harfli bölümünün de yayla niteliği ile özel siciline yazılması doğru olmadığı” gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama esnasında Orman Yönetimi 08.11.2007 tarihli dilekçe ile, çekişmeli taşınmazın tamamının evveliyatının orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek orman niteliğiyle tescili istemiyle davaya katılmıştır. Mahkemece, fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 17.10.2007 tarihli krokili raporda (A)=147 m² lik bölüm yönünden davacı Hazinenin orman iddiasıyla açtığı bir dava bulunmadığından bu bölüme yönelik davasının bu nedenle REDDİNE, (B)=214 m²"lik bölüme yönelik davasından 4342 sayılı Yasaya 5178 sayılı Yasayla eklenen ve 5334 sayılı Yasayla değiştirilen geçici 3. madde gereğince vazgeçmiş sayılmasına, Orman Yönetimi yönünden davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, (A) işaretli bölümün tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm Hazine, Orman Yönetimi ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 sayılı Yasaya göre 1951 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 3402 sayılı Yasaya göre 1990 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Yörede genel arazi kadastro çalışmaları 29.09.1993 tarihinde yapılıp 09.06.1994 ila 08.07.1994 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşmiş, dava konusu taşınmaz 28.08.2001 tarihinde satış sureti ile davalı adına tapu siciline tescil edilmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada dava konusu taşınmazın (A)=147 m²"lik bölümünün orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu, (B)=214 m²"lik bölümün ise orman tahdidi dışında yaylak niteliğinde olduğu, bu bölümün 2001 yılında imar planı içerisine alındığı ve mera, yaylak, kışlak olarak kullanılmasının mümkün olmadığının anlaşıldığı, 4342 sayılı Yasaya 5178 sayılı Yasanın 5. maddesiyle eklenip 5334 sayılı Yasanın 1. maddesiyle değiştirilen geçici 3. maddenin "Gerçek ya da özel hukuk kişileri adına tescil edilmiş taşınmazlara ilişkin Hazinece açılan davalardan, taşınmazın emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısı üzerinden hesaplanacak bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydı ile vazgeçilir." şeklindeki ikinci fıkra hükmüne uygun biçimde belirlenen rayiç bedelin davalı gerçek kişi tarafından depo edildiğinin anlaşılmasına göre yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz" şeklindeki 36/A ve 17. maddesi ile eklenen "Bu kanunun 36/A maddesi hükmü henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekalet ücreti dahil yargılama giderleri için de uygulanır" şeklindeki geçici 11. madde hükümleri uyarınca davalı gerçek kişi aleyhine vekalet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmolunamayacağından, bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle; hükmün “A-Hazinenin yayla iddiası ile açmış olduğu asıl dava yönünden” başlıklı bölümünün 3, 4, ve 5 numaralı bendlerinin hükümden çıkartılmasına ve bunun yerine 3 numaralı bent olarak "" 3- 3402 sayılı Yasaya 6099 sayılı Yasa ile eklenen 36/A maddesi ile geçici 11. maddesine göre; davacı Hazinenin yaptığı tüm yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına ve aynı yasa hükmü gereğince davacı Hazine yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına"" cümlelerinin yazılmasına ve sonraki bendlerin takip eden numara ile devamına, yine hükmün “B-orman İdaresinin orman iddiası ile açtığı asli müdahale davası yönünden” başlıklı bölümünün 3, 4, ve 5 numaralı bendlerinin hükümden çıkartılmasına ve bunun yerine 3 numaralı bent olarak "" 3- 3402 sayılı Yasaya 6099 sayılı Yasa ile eklenen 36/A maddesi ile geçici 11. maddesine göre; davacı ... Yönetiminin yaptığı tüm yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına ve aynı yasa hükmü gereğince davacı ... Yönetimi yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına"" cümlelerinin yazılmasına ve sonraki bendlerin takip eden numara ile devamına suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle, 1086 sayılı HYUY" nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı peşin temyiz harcının istek halinde iadesine, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 02/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.