Esas No: 2021/6757
Karar No: 2022/192
Karar Tarihi: 13.01.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/6757 Esas 2022/192 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanıklardan birinin 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan beraat etmesine ve diğer sanığın mühür bozma suçundan beraat etmesine karar vermiştir. Katılan vekilinin sanıklar hakkında yaptığı temyiz istemleri kabul edilmedi. Sanıkların mühür bozma suçuyla ilgili dosyanın zamanaşımı nedeniyle düşürüldüğü belirtilmiştir. Detaylı olarak açıklanması istenen kanun maddeleri şunlardır:
- 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 65/1 ve 66/1-e maddeleri
- 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 203/1, 66/1-e ve 184/5 maddeleri
- 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/2-b, 223/9 ve 223/8 maddeleri
- 5320 Sayılı Kanun'un 8/1 maddesi
- 1412 Sayılı Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu'nun 317, 321 ve 322. maddeleri.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık, mühür bozma
Hüküm : Sanık ... hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan;
CMK’nın 223/2-b maddesi uyarınca beraat
Sanık ... hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan;
TCK’nın 184/5. maddesi gereğince düşme
Sanık ... hakkında mühür bozma suçundan;
CMK’nın 223/2-b maddesi uyarınca beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık ...’in beraatine ve mühür bozma suçundan sanık ...’nun beraatine ilişkin hükümler katılan vekili ve şikayetçi vekili tarafından; 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık ... hakkında açılan davanın düşürülmesine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
... vekili, 18/04/2013 havale tarihli dilekçe ile ... adına davaya katılma talebinde bulunduğu halde, adı geçen kurumun katılan olarak kabulüne yönelik bir karar verilmediği anlaşılmakla birlikte, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 21/11/2006 tarihli, 2006/2-249-247 sayılı, 15/07/2008 tarihli, 2008/9-95-195 sayılı ve 19/10/2010 tarihli, 2010/9-149-105 sayılı kararlarında belirtildiği üzere, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp karara bağlanmayan katılma isteklerinin, temyiz incelemesi sırasında herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını gerektirmiyorsa, karara bağlanması mümkün olduğundan, Kültür ve Turizm Bakanlığının 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan zarar görmesi ve bu hususta herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasına gerek bulunmaması nedeniyle, 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca, anılan suçtan açılan davaya katılan olarak kabulüne karar verilerek yapılan incelemede;
1- Katılan ... vekilinin sanıklar hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçu yönünden verilen hükümlere ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde;
Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan “suçtan zarar görme” kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11/04/2000 gün ve 65–69, 22/10/2002 gün ve 234–366, 04/07/2006 gün ve 127–180, 03/05/2011 gün ve 155–80, 21/02/2012 gün ve 279–55, 15/04/2014 gün ve 599-190, 28/03/2017 gün ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25/03/2003 gün ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında; katılan ...’nın 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan açılan davalara katılma ve tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla, katılan ... vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
2- Katılan ... vekilinin sanık ... hakkında mühür bozma suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan “suçtan zarar görme” kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11/04/2000 gün ve 65–69, 22/10/2002 gün ve 234–366, 04/07/2006 gün ve 127–180, 03/05/2011 gün ve 155–80, 21/02/2012 gün ve 279–55, 15/04/2014 gün ve 599-190, 28/03/2017 gün ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25/03/2003 gün ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında; katılan ...’nın mühür bozma suçundan açılan davalara katılma ve tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla, katılan ... vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
3- Sanık ... hakkında mühür bozma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde ise;
Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem, TCK’nın 203/1. maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç aynı Kanunun 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıllık zamanaşımına tabidir. Kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, zamanaşımını kesen en son işlem sanıkların 26/06/2013 tarihinde alınan savunmaları olup, anılan tarihten itibaren 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık zamanaşımı inceleme tarihinden önce gerçekleşmiş olmakla, dosya içeriği itibariyle de, 5271 sayılı CMK’nın 223/9. maddesindeki derhal beraat kararı verilmesini gerektirir şartlar bulunmadığından, hükmün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince sanıklar hakkındaki kamu davasının isteme aykırı olarak DÜŞMESİNE,
4- Sanık ... hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem, 2863 sayılı Kanunun 65/1. maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç aynı Kanunun 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıllık zamanaşımına tabidir. Kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, zamanaşımını kesen en son işlem sanıkların 26/06/2013 tarihinde alınan savunmaları olup, anılan tarihten itibaren 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık zamanaşımı inceleme tarihinden önce gerçekleşmiş olmakla, dosya içeriği itibariyle de, 5271 sayılı CMK’nın 223/9. maddesindeki derhal beraat kararı verilmesini gerektirir şartlar bulunmadığından, hükmün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince sanıklar hakkındaki kamu davasının isteme uygun olarak DÜŞMESİNE, 13/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.