17. Hukuk Dairesi 2016/6325 E. , 2019/1836 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının davalı ... şirketi tarafından sigortalı bulunan araçta yolcu olarak bulunduğu sırada meydana gelen kaza neticesinde yaralandığını belirterek 5.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 31.12.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 145.085,42 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulüne 116.902,07 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 22/06/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... şirketinden alınarak davacıya verilmesine
karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen BK"nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekrtedir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.
Mahkemece, davacının kaza nedeniyle meydana gelen işgücü kaybı hususunda önce Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesinden rapor alınmış bu rapora göre davacının maluliyet oranını %23 olarak belirlenmiştir. Yargılama sırasında Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden alınan raporda ise davacının maluliyet oranı %39 olarak belirlenmiş olup dosya içinde davacının maluliyetine ilişkin iki ayrı rapor bulunmaktadır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, raporlar arasındaki farklılığının nedenleri tartışılarak ve giderilmesi yönünden usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacının maluliyet oranının belirlenmesi amacıyla A.T.K. Genel Kurulundan rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK’nin 43.(6098 sayılı TBK’nin 51.) maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Somut olayda, davacı, davalıya zorunlu trafik sigortası ile sigortalı araçta yolcu konumundadır. Davalı vekili cevap dilekçesinde olayda hatır taşıması olduğunu savunmuş, mahkemece hatır taşıması konusunda bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece soruşturma/ceza dosyasının celbi suretiyle davalı vekilinin hatır taşıması savunması üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak, tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılıp yapılmaması gerektiği hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, 2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması halinde ise dava tarihinde temerrüt gerçekleşir.
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Davalı ... şirketine davadan önce başvuru yapılmış ise de, mevzuata uygun şekilde rizikonun bilgi ve belgeleriyle birlikte ihbar edilmediği anlaşılmakla davalı ... şirketinin dava tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü gerekirken kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru değil bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 21/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.