20. Hukuk Dairesi 2011/13625 E. , 2012/3051 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 2008 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında ... köyü 538 ada 2 parsel sayılı 55055,57 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 15.09.1998 tarih 2 nolu tapu kaydına dayanarak davacı adına tespit edilmiş olup tapuda ayni şekilde kayıtlıdır. 585 ada 1 parsel ise tapuda 1744034,49 m2 yüzölçümüyle devlet ormanı vasfıyla hazine adına kayıtlıdır. Davacı, 31.07.2009 tarihli dava dilekçesiyle, ... ilçesi, merkez ... mahallesi, ... Yolu mevkiinde bulunan sayfa 90, cilt 32, sıra 2 de kayıtlı 31.260 m2 gayrimenkulle ilgili olarak açtığı miktar tahsis davası sonunda Hadim Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.04.1998 tarih, 1997/34 Esas, 1998/2 karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın 76.555 m2 olarak adına tespit ve tesciline karar verildiğini ve tapusunu aldığını, ... ilçesi ... mahallesinde 3402 sayılı Kadastro kanununun 5304 sayılı kanun ile değişik hükümlerine göre 2007 ve 2008 yıllarında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda aynı taşınmazın 538 ada 2 parsel numarası ile 55055,57 m2 olarak adına tespit edildiğini, geriye kalan 21449,43 m2 lik kısmın orman vasfı ile maliye hazinesi adına tespit edildiğini, bu nedenle, yapılan kadastro tespitinin iptali ile dava konusu taşınmazın Hadim Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.04.1998 tarih, 1997/34 esas, 1998/2 karar sayılı kararında olduğu gibi 76555,00 m2 olarak adına tespit ve tescilini talep etmiştir. Mahkemece mahkememiz 1997/34 E. 1998/21 K. Sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının açmış olduğu kadastro tespitinin iptali ile yüzölçümü düzeltilmesi talebi hakkında davacının ibraz etmiş olduğu ilgili taşınmazın sınırlarını gösteren tapu senedinde ilgili taşınmazın sınırlarının tespit edilemediği görülmüştür. Mahkemece verilen 1997/34 - 1998/21 sayılı kararda dava konusunun yüzölçümünün düzeltilmesi olduğu, sınırları ve komşuları hakkında herhangi bir takyidat yapılmadığı, sayılan gerekçe ile mevcut tapu ile davacının dava konusu yaptığı 585 ada 1 nolu parselin sınırlarının tespit edilemediğinden davanın reddine karar verilmiş ; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava tapu kaydına dayanılarak açılan tapu iptali tescil davası niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 5304 sayılı yasa ile değişik 3402 sayılı yasanın 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosu bulunmaktadır.
Davacının dayandığı 15.09.1998 tarih 2 nolu tapu kaydı asliye hukuk mahkemesinde açılan mesaha tashihi davası sonucunda mahkemenin 1997/3-1998/2 nolu kararı ile oluşmuştur. Davada Orman Yönetimi taraf olmadığından Orman Yönetiminin katılımı olmaksızın oluşan tapu kaydı Yönetimi bağlamaz. Ancak, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmü gereğince
yapılmış ve çekişmeli 585 ada 1 parsel orman vasfıyla hazine adına tespit edilmiş olup dava tapu kaydına dayanılarak 6831 sayılı yasanın 11. maddesi gereğince 10 yıllık süre içinde açılmış olduğundan; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve çekişmeli (A), (B), (C), (D) ve (E) ile gösterilen kısımların öncesinin bu belgelerde ne şekilde gözüktüğü tam olarak saptanmalı, bu kısımların orman sayılan yerlerden olup olmadığı belirlemelidir.
Bu şekilde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli (A), (B), (C), (D) ve (E) ile gösterilen kısımlarının orman sayılan yerlerden olduğu tespit edildiği taktirde Asliye Hukuk mahkemesinin 1997/3-1998/2 nolu dava dosyasında orman yönetimi taraf olmadığından ve Orman Yönetiminin katılımı olmaksızın oluşan tapu kaydı Yönetimi bağlamayacağından davanın reddine karar verilmelidir.
Çekişmeli (A), (B), (C), (D) ve (E) ile gösterilen kısımlarının orman sayılmayan yerlerden olduğu tespit edildiği taktirde asliye hukuk mahkemesinin 1997/3–1998/2 nolu dava dosyasında Hazine taraf olduğundan ve hüküm Hazine yönünden kesin hüküm oluşturduğundan ve hazineyi bağlayacağından bu kısımlara yönelik tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 05/03/2012 günü oybirliği ile karar verildi.