12. Hukuk Dairesi 2019/4475 E. , 2019/8113 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre;
1 ) İİK’nın 338. maddesine aykırılık suçuna ilişkin olarak kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
Eyleme ve yükletilen suça yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2 ) İİK’nın 337/a maddesine aykırılık suçuna ilişkin olarak kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun"da öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
3 ) İİK’nın 332. maddesine aykırılık suçuna ilişkin olarak kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
Şikayet dilekçesinde sanığın hangi eylemleri ile borçlu şirketin aczine sebep olduğu somut olarak belirtilmemiş olup, İİK"nın 351. maddesindeki, şikayetçinin dilekçe veya beyanında göstermiş olduğu delillerle bağlı olduğuna ilişkin düzenleme dikkate alındığında, hakimin re"sen araştırma zorunluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
4 ) İİK’nın 331. maddesine aykırılık suçuna ilişkin olarak kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
Şikayet dilekçesinde sanığın hangi eylemiyle alacaklısını zarara uğratmak kastiyle mal varlığından neleri eksilttiği somut olarak belirtilmemiş olup, İİK"nın 351. maddesindeki, şikayetçinin dilekçe veya beyanında göstermiş olduğu delillerle bağlı olduğuna ilişkin düzenleme dikkate alındığında, hakimin re"sen araştırma zorunluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
5 ) İİK’nın 333/a maddesine aykırılık suçuna ilişkin olarak kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
İİK"nın 351. maddesindeki, şikayetçinin şikayet dilekçesinde veya beyanında gösterdiği delillerle bağlı olduğuna yönelik düzenleme çerçevesinde 07.01.2015 havale tarihli şikayet dilekçesi incelendiğinde; şikayetçi vekilinin şirketin borca batık durumda olduğuna yönelik beyanları dikkate alındığında, şikayetçi tarafın borçlu şirketin borcu ödeme gücünün olmadığını bildiğinin kabulüyle, suçun unsurları oluşmadığından sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
6 ) İİK’nın 345/a maddesine aykırılık suçuna ilişkin olarak kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
İİK’nın 345/a maddesindeki suçun oluşabilmesi için, aynı kanunun 179 ve 6102 sayılı TTK."nun 376. maddesinde öngörülen koşullarda şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenerek sonucuna göre şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği cihetle, borçlu şirketler hakkındaki kesinleşmiş icra takip dosyalarında bunlarla belirlenecek mevcut borçlarda getirtilerek, şirketin pasifine eklendikten sonra ticari defterler, bilançolar ve banka hesapları da esas alınarak karşılaştırılmalı bilirkişi incelemesi yaptırılıp, şikayet tarihi olan 07.01.2015 tarihi itibariyle şirketlerin iflasının istenmesi şartlarının oluşup oluşmadığı saptanıp, sonucuna göre hukuki durumunun takdiri gerekirken, şirketlerin aktif ve pasif durumunu tam olarak belirlemekten uzak, dönem varlıklarının ve borçlarının neler olduğunu açıkça belirtmeyen ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak eksik kovuşturma ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de,
5237 sayılı TCK"da “cezaların toplanması” kuralına yer verilmediği, 5275 sayılı C.G.T.İ.K"nın 99. maddesi uyarınca hükmolunan her bir cezanın ayrı ayrı bağımsızlıklarını koruduğu gözetilmeden, sanık hakkında uygulanan cezaların içtimaına karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 15/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.