12. Ceza Dairesi 2021/4172 E. , 2021/6370 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Hakimliği
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 15/01/2020 tarihli ve 2020/13089 soruşturma, 2020/7014 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine dair Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliğinin 27/04/2020 tarihli ve 2020/1747 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi:
5271 sayılı Kanunun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanunun kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, müştekinin sevk ve iradesindeki araçla seyir halinde iken şüphelinin kullandığı aracın arka kısmına çarpması sonucu yaralanması ve yaralanma durumuna ilişkin 12/12/2019 tarihli geçici hekim raporu düzenlenen ve kesin rapor temin edilmeyen olayda, şüpheli hakkında şikayet süresi geçtiğinden ve şüphelinin kural ihlali bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89. maddesinin 5. fıkrasındaki "Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.” hükmüne göre, somut olayda müştekinin yaralanması bakımından kesin doktor raporu aldırılıp yaralanmanın 5237 sayılı Kanunun 89. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında sayılan nitelikli yaralanma hallerine uyup uymadığı belirlendikten sonra şüphelinin hukuki durumu değerlendirilmesi yapılarak, kesin rapora göre yaralanmanın 89/1. madde kapsamında kalması halinde şikayet yokluğu nedeni ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilebileceği, zira yaralanmanın aynı maddenin 2. veya 3. fıkralarına göre nitelikli olması halinde soruşturmanın şikayete bağlı olup olmadığının belirlenmesi için olayda bilinçli taksir bulunup bulunmadığın araştırılması gerekeceği, soruşturma dosya kapsamında ise yalnızca geçici hekim raporunun bulunduğu nazara alındığında, müştekinin ifadesinin alınarak, tarafların kusur durumuna ilişkin bilirkişi raporu alındıktan sonra, yukarıda belirtildiği üzere müştekiye ait kesin adli raporun da temin edilmesinden sonra şüphelinin hukukî durumunun tayin ve takdiri gerekirken, belirtilen nedenlerle yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 20/04/2021 gün ve 94660652-105-06-7300-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/06/2021 gün ve 2021/58878 sayılı ihbarnamesi ile ihbar ve dava tevdi kılınmakla;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunnun "Cumhuriyet savcısının kararına itiraz" başlıklı 173/1. maddesinin "Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir." şeklinde olduğu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/13089 soruşturma, 2020/7014 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın, UYAP üzerinden yapılan incelemede müşteki Celalettin Sarıdaş"a 25/01/2020 tarihinde bizzat kendisine tebliğ edildiği ve müşteki Celalettin Sarıdaş vekili tarafından on beş günlük yasal süresinden sonra 13/02/2020 tarihli dilekçe ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı itiraz edildiği ve Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği 27/04/2020 tarihli 2020/1747 değişik iş sayılı kararıyla itirazın yasal süresi içinde olduğu, itiraza konu kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın dayandığı gerekçelerin usul ve yasaya uygun olduğundan bahisle itirazın reddine karar verdiği dosya içeriğinden anlaşılmakla, Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliğinin itirazın reddine ilişkin kararında sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmadığından,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarname bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden, Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliğinin 27/04/2020 tarihli ve 2020/1747 değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.