Nitelikli dolandırıcılık - Resmi belgede sahtecilik - Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2784 Esas 2015/976 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, Resmi belgede sahtecilik, Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklardan ...’nın eltisi olan ...’ın 29.07.2008 tarihinde ... Tıp Merkezinde ... isimli bir erkek çocuk dünyaya getirdiği, ...’ın sosyal güvencesi olmadığından dolayı hastane masrafları için çocuğu ..."yı dünyaya getirmiş gibi işlemlerini yaparak ...’ya ait sağlık karnesini kullandıkları, yine nüfusa müracatta bulunarak eşi ile birlikte çocuğu kendi nüfuslarına kaydettirdikleri, ...’nın bu defa kendisinin 23.02.2009 tarihinde ... isimli bir çocuğu ... hastanesinde dünyaya getirdiği, yakın zamanda bebek dünyaya getirmiş gözüktüğü için şüphe çekmemesi için bebeği eltisi sanık ... dünyaya getirmiş gibi göstererek ... nın sağlık karnesi ve sosyal güvencesinden yararlandıkları, ... ve eşi sanık ...’nın yine bu bebeği nüfusta kendi adlarına kayıt ve tescil ettirdikleri, sağlık ocakları tarafından çocukların takiplerinin yapıldığı ve topuk kanlarının alınması üzerine çocukların gerçek annelerinin kimliklerinin ortaya çıktığı, sanıkların bu suretle sanıkların nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu işledikleri iddia olunan somut olayda;
..."nın ... ve ... isimli çocukları doğurmasına rağmen bu çocukların doğumu sırasında sanık ..."ya ait sağlık karnesinin kullanılmadığı, bir kısım sanıkların Türkçeyi çok az anlayıp konuşabilmeleri nedeniyle polis karakolunda tercümansız olarak ifadelerinin alınması sırasında beyanlarının yanlış anlaşılıp tutanaklara geçtiği doğan her bir çocuğun da kendi annesi ve babasının üzerine kaydedildiği, üzerinde herhangi bir tahrifat yapılmaksızın suçta kullanılan sağlık karnesinin başkasına ait olduğunun görevlilerce basit bir denetim sonucunda kolaylıkla tespit edilmesinin mümkün olduğu, sanıkların eylemlerinin aldatma özelliğinden yoksun olması nedeniyle hile boyutuna ulaşmadığı, bu nedenle olayda nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarının unsurları oluşmadığından sanıklar hakkında verilen beraat kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 28.04.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.