Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4705
Karar No: 2019/1852
Karar Tarihi: 28.03.2019

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/4705 Esas 2019/1852 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2018/4705 E.  ,  2019/1852 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 08/03/2012 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02/07/2015 günlü kararın Yargıtayca adli yardım talepli olarak incelenmesi davalılardan ... ve ... ile ihbar olunanlardan ..., ... ve ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, kurum zararı nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... ve ... ile ihbar olunanlardan ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı kurum vekili; 3816 sayılı ......ların Tedavi Giderlerinin ......Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkındaki Kanun ve bu Kanun"un 12. maddesinin açıklaması doğrultusunda çıkarılan yönetmelik ile müvekkili kurum tarafından vatandaşlara ücretsiz tedavi hizmeti sunulduğunu, ... Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen tazmin raporu sonucunda ...... sahibi ..., ...ü ..., ...... ortaklarından ve ..."ın kardeşi ..."ın 2008 ve 2009 yıllarında sahte yeşil kartlı hasta reçetesi düzenleyerek kamuyu 150.841,49 TL zarara uğrattıklarını, yasaya aykırı olarak davrananlar hakkında bu miktarın iki misli alınması gerektiğini belirterek uğranılan kamu zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
    Davalılar; davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
    Mahkemece, benimsenen bilirkişi kurulu raporu ile davalıların sahte belgelere dayanarak davacı kurumdan tahsil ettikleri 150.841,49 TL"nin ......Uygulaması Yönetmeliği"nin 23/2. maddesine göre 2 misli 301.682,98 TL olan kamu zararının tahsil edilmesi gerektiği kanaati bildirildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    1- Davalılar ... ve ..."ın temyizi yönünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) madde 334 de “(1) Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler. (2) Kamuya yararlı dernek ve vakıflar, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri ve mali açıdan zor duruma düşmeden gerekli giderleri kısmen veya tamamen ödeyemeyecek durumda oldukları takdirde adli yardımdan yararlanabilirler. (3) Yabancıların adli yardımdan yararlanabilmeleri ayrıca karşılıklılık şartına bağlıdır.” hükmü getirilmiştir. Aynı kanun madde 336 da ise “(2) Talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır. (3) Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya yapılır. (4) Adli yardım talebine ilişkin evrak, her türlü harç ve vergiden muaftır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
    Dilekçeye ekli ve dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalılardan ... ve ...’ın yukarıda belirtilen kanun hükmünün öngördüğü şartları taşıdığı anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar verilerek işin esasının incelenmesine geçildi.
    Dosya içeriğinden; ...... 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/106 esas, 2016/54 karar sayılı dosyasında davalılar ... ve ... hakkında davaya konu eylemleri nedeniyle "Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik" suçundan dolayı kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda; davalılardan ... ve ..."ın beraatlerine, işyerinin ...ü olan ve fiilen işleten ..."ın üzerine atılı suçları sabit görülerek, resmi belgede sahtecilik ve kamu kurumu aleyhine dolandırıcılık suçlarından dolayı cezalandırılmasına karar verildiği, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtaya gönderildiği ve davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 74. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 53. maddesi) uyarınca hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de hem ilmi, hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hakimini bağlayacağı kabul edilmektedir. Hâl böyle olunca, dava konusu olayın özelliği nedeniyle ceza mahkemesindeki davanın sonuçlanıp kesinleşmesi beklenmeli ve tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    2-İhbar olunanlar ..., ... ve ..."un temyizi yönünden; Mahkemece 02/07/2015 tarihinde kısa karar olarak “1-Davacının davasının KABULÜ ile; davalılar ...... yetkilileri ..., ... ve ... ile ..., ... ve ..."dan sahte belgelere dayanarak davacı kurumdan tahsil ettikleri 150.841,49.-TL"nin ......uygulaması yönetmeliğinin 23/2 maddesine göre iki misli olan 301.682,98.-TL olarak davalılardan TAHSİLİNE, tahsiline karar verilen 301.682,98.-TL"nin 150.841,49.-TL"si için ödeme tarihi diğer 150.841,49.-TL"si için 08/03/2012 yılından itibaren işleyecek yasal faiz yürütülmesine, 2-Davalılar ... ile ... hakkında açılan davanın olayda kusurları bulunmadığından REDDİNE,” karar verilmiş, gerekçeli karar kısa karara uygun olarak oluşturulmuş, daha sonra ihbar edilenler vekili 24/12/2015 tarihinde mahkemeye sunduğu tavzih dilekçesi ile davada ihbar edilen olarak yer alan müvekkilleri hakkında asıl davalılarla birlikte hüküm kurulduğu, taraf sıfatları bulunmadığı halde aleyhlerine karar verildiğini ileri sürerek HMK’nın 305. maddesi gereğince tavzih yapılmasını talep etmiş, mahkemece, aleyhine hüküm kurulanlar ..., ... ve ..."un davada ihbar edilen olarak bulundukları, yargılama aşamasında bu şahısların davalı taraf sıfatları bulunmadığı ancak hüküm kısmında bu şahıslar aleyhine diğer davalılar ile birlikte hüküm kurulduğu anlaşıldığından tavzih talebinin yerinde görüldüğü gerekçesiyle ihbar edilenler vekilinin tavzih talebi kabul edilmiş ve daha sonra gerekçeli karara eklenen 24/12/2015 tarihli tavzih kararı ile de "1-Mahkememizin 02/07/2015 tarih 2012/82 Esas 2015/566 Sayılı kararının hüküm kısmında aleyhine hüküm kurulanlardan ihbar olunanlar ..., ... ve ..." un hükümden çıkartılmalarına, ihbar olunanlar hükümden çıkartılmış olduklarından tazminat, yargılama gideri, harç ve vekalet ücretlerinden sorumlu tutulmamalarına, kararın bu şekilde TAVZİHİNE," ibaresi eklenerek, hükmün tavzihen düzeltilmesine karar verilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nın 305. maddesinde tavzihin hangi şartlarda ve nasıl yapılacağı açıkça belirlenmiştir. Buna göre, hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Tavzih yolu ile hükmün değiştirilmesi değil yalnızca açıklanması imkanı vardır. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Hakim hükmü verdikten ve davadan elini çektinden sonra temyiz edilerek hüküm bozulmadıkça o davaya yeniden bakamayacak ve verilen hükmü değiştiremeyecektir. Hâkim; tavzih yolu ile hükümde yer alan hususlar hakkında karar verip bunu hükmüne ekleyemez ya da çıkaramaz. Bunun gibi hüküm verirken unutmuş olduğu vekalet ücreti veya faiz hakkında tavzih yolu ile bir karar verip bunu hükmüne dahil edemez. Aynı şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki de tavzih yolu ile giderilemez. Bu haliyle 02/07/2015 tarihli kararda yapılan tavzihin usulüne uygun olmadığı açıktır. Şu halde mahkemece, ihbar edilenler hakkında kısa karar ve gerekçeli kararda hüküm tesis edildiği halde 24/12/2015 tarihli tavzih kararı ile 02/07/2015 tarihli kararın tavzihen düzeltilmesi suretiyle ihbar edilenler aleyhinde kurulan hüküm değiştirilerek hükümden adlarının çıkarılması, HMK’nın 305/2. maddesine açıkça aykırı olduğundan tavzih kararı kaldırılarak işin esasına geçildi;
    Mahkemece istemin kısmen kabulü ile hükmedilen tazminatın davalılar ile birlikte ihbar edilenlerden tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalılar ve ihbar edilenler tarafından temyiz edilmiştir.
    HMK"nın 64. maddesi yollamasıyla 69. (HUMK 49) maddesi uyarınca kendisine dava ihbar edilen kişi davada taraf sıfatını kazanamaz. ..., ... ve ... davada ihbar olunan sıfatıyla yer almıştır. İhbar olunanlar, davanın tarafı sıfatını kazanmayacağından haklarında hüküm kurulması doğru değildir. Bu nedenle de kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalılardan ... ve ... yararına, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle ihbar olunanlar ..., ... ve ... yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar ... ve ... diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 28/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi