MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ



Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 124 ada 10 ve 11 parsel sayılı 75,37 ve 66,56 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., dava konusu taşınmazların bir bölümünün kendisine ait olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda 124 ada 11 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, tespit gibi tesciline, 124 ada 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın 04.05.2010 tarihli bilirkişi raporu ve eki olan krokide (A) harfi ile gösterilen bölümünün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davanın kısmen kabulüne karar verilip 124 ada 10 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen alanın davacı adına tesciline karar verildiği halde taşınmazın geri kalan bölümü hakkında tescil hükmü kurulmayarak sicil oluşturulmadığı anlaşılmaktadır. Kadastro hakimi infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde tescil hükmü oluşturmak zorundadır. Mahkemece taşınmazın kalan bölümü hakkında tescil hükmü kurulmaması isabetsiz olup bozma nedeni ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden kararın hüküm fıkrasının 2. bendinin 3. satırında "tesciline" kelimesinden sonra gelmek üzere "geri kalan bölümünün tespit gibi tesciline" kelimelerinin eklenmesine ve hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenlerden ayrı ayrı alınmasına, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.