
Esas No: 2021/8807
Karar No: 2022/6895
Karar Tarihi: 12.09.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/8807 Esas 2022/6895 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/8807 E. , 2022/6895 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... ili ... ilçesi ... - ... Mah / Köyü çalışma alanında bulunan 412 ada 31 parsel sayılı 1.912,09 m² ve 412 ada 32 parsel sayılı 9.383,11 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, tutanaklarının edinme sütununda, ... oğlu ...'un zilyet ve kullanımında olmasına karşın zilyetlik koşullarının tam ve kesin olarak oluşmadığı belirlenmesi yapıldıktan sonra beyanlar hanesine, "Bu parsel 1997 yılından beri ... oğlu ... kullanımında olup üzerindeki zeytin ağaçları kendisine aittir." şerhi verilmek suretiyle, tarla vasfıyla davalı Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı ..., taşınmaz üzerindeki imar ve ihya işlemlerinin tamamlandığını ve lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, tespitin iptali ile taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, arazi kadastrosu sırasında çalılık olarak tespit dışı bırakılan bir yer üzerindeki zilyetliğe, orman kadastrosu sonucu taşınmazın tahdit dışında bırakılma tarihinden itibaren değer verilebileceği, tahditten önce sürdürülen zilyetliğin değerlendirilemeyeceği, somut olayda ise, orman kadastrosu işleminin 1998 yılında kesinleştiği, bu tarihten dava tarihine kadar kanunda belirtilen 20 yıllık olağanüstü kazandırıcı zamaşımı zilyetlik süresinin dolmadığı gerekçesiyle verilen davanın reddine ilişkin ilk hüküm, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 11.10.2012 tarih ve 2012/5512 Esas, 2012/11457 Karar sayılı ilamıyla; “Bilirkişi raporunda, taşınmazların öncesinin çalılık, eğimin de % 4-5 ve % 6-7 olduğunun bildirildiği, makilik kavramı içerisinde yer alan çalılık alanlardan eğimi % 12'den düşük olanların toprak muhafaza karakteri taşıdığından söz edilemeyeceği, bu durumda, toprak muhafaza karakteri taşımayan çalılık alanlar esasen orman sayılmayacağından, bu tür yerlerde sürdürülen zilyetliğin başlangıç tarihinin orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten değil, tespit dışı bırakıldığı tarihten başlayacağı, Mahkemece, tahdidin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı açıklanarak, taşınmazın öncesinin ne olduğunun ve imar ihya ile zilyetlik durumunun ... fotoğrafları ve memleket haritası incelenerek belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne, 412 ada 31 ve 32 parsellerin tespitinin iptali ile 412 ada 31 parselin dosyada mevcut fen memuru bilirkişi ... ...'ın 28.09.2015 tarihli rapor ve krokisinde "A" harfi ile gösterilen 1.375,93 m2 lik kısmının zeytinli tarla niteliği ile 412 ada 31 parsel olarak davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı krokide "B" harfi ile gösterilen 536,16 m2 lik kısmının aynı adanın en son parsel numarası verilerek tarla niteliği ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline, "B" harfi ile gösterilen kısmın tutanağın beyanlar hanesine, "Bu parsel üzerindeki zeytin ağaçları ... Oğlu ...'a aittir" şerhinin yazılmasına, 412 ada 32 parselin dosyada mevcut fen memuru bilirkişi ... ...'ın 28.09.2015 tarihli rapor ve krokisinde "A" harfi ile gösterilen 6.815,80 m2’lik kısmının zeytinli tarla niteliği ile 412 ada 32 parsel olarak davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı krokide "B" harfi ile gösterilen 2.567,31 m2’lik kısmının aynı adanın en son parsel numarası verilerek tarla niteliği ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline, "B" harfi ile gösterilen kısmın tutanağın beyanlar hanesine, "Bu parsel üzerindeki zeytin ağaçları ... Oğlu ...'a aittir" şerhinin yazılmasına karar verilmiş ve bu hüküm, davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 30.04.2018 tarih ve 2016/8351-3207 Esas, Karar sayılı ilamıyla; “ 412 ada 31 parsele yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu parsele ilişkin hükmün onanmasına ve 412 ada 32 parselin B harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin Hazinenin şerhe yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, davalı Hazinenin 412 ada 32 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları yönünden, bozma sonrası yapılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda 412 ada 32 parsel sayılı taşınmazın eğiminin % 16 ve 1957 tarihli ... fotoğraflarında taşınmazın çalılık vasfında olduğunun belirtildiği, yörede orman kadastrosunun ilan edilerek 1998 yılında kesinleştiği, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli ... fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli 412 ada 32 parsel sayılı taşınmazın öncesinin 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesi kapsamında eğimi % 12'yi aşan ve dolayısıyla toprak muhafaza karakteri taşıyan çalılık niteliğinde orman sayılan yerlerden olduğu, yörede orman kadastrosunun yapılarak taşınmazın tahdit sınırları dışında bırakıldığı tarihten dava tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığı ve taşınmazın davacı adına tesciline yetecek zilyetlik süresinin dolmadığı açıklanarak, taşınmazın A harfi ile gösterilen bölümü yönünden davanın reddine karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, 412 ada 31 parsel sayılı taşınmaz hakkında ve dava konusu 412 ada 32 parsel sayılı taşınmazın B harfi ile gösterilen kısmı hakkında verilen önceki karar kesinleştiğinden bu konuda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, 412 ada 32 parsel sayılı taşınmazın A harfi ile gösterilen kısmı hakkında davanın reddine, 412 ada 32 parsel sayılı taşınmazın dosyada mevcut fen bilirkişisi ... ...'ın 28.09.2015 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen 6.815,80 m2 miktarındaki kısmının tespit gibi ... adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhin aynen korunmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Yörede 766 sayılı Kanun'a göre yapılıp 1969 yılında kesinleşen tapulama, 6831 sayılı Kanun'a göre yapılıp 1998 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile 5841 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na eklenen Geçici 8. maddesine göre yapılan kadastro çalışmaları bulunmakta olup, dava konusu yerler, 1969 yılında yapılan tapulama çalışmalarında çalılık vasfıyla tapulama harici bırakılmıştır.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı Hazine vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi, doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde ve çekişmeli taşınmazın tamamı hakkında sicil oluşturmaya elverişli bir karar vermek zorundadır.
Ne var ki; Mahkemece, 412 ada 32 parselin tamamı dava konusu olduğu halde, önceki kararla temyiz itirazlarının reddedilmesi sonucu 412 ada 32 parselin Hazine lehine kesinleşen (B) bölümü yönünden de kesinleşen durum gibi Hazine lehine tescil kararı verilmesi gerekirken, bu husus hakkında karar verilmeyerek 412 ada 32 parselin sadece (A) bölümü yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz ve bozma nedeni ise de, yapılan bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinde yer alan “ve dava konusu 412 ada 32 parsel sayılı taşınmazın B harfi ile gösterilen kısmı hakkında” cümlesinin ve yine hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinde yer alan “dosyada mevcut fen bilirkişisi ... ...'ın 28.09.2015 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen 6815,80 m2 miktarındaki kısmının” cümlesinin hükümden çıkarılmasına ve hükmün 6100 sayılı HMK' nın geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’un 438/7. Maddesi uyarınca DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİYLE ONANMASINA, 12.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.