Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16014
Karar No: 2020/4908
Karar Tarihi: 14.09.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/16014 Esas 2020/4908 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, miras taksim sözleşmesinin iptali istemiyle açılan davada, tüm mirasçıların iradesinin birleşmesi gerektiği ve noterliğin paylaşım sözleşmesindeki yazılı şeklin geçerliliği için yeterli olduğunu belirtti. Ancak, dosyadaki tapu kayıtlarına göre, sözleşmeye dayalı olarak bir intikal yapılmamış olduğu tespit edildi. Bu nedenle, açılan davada aktif dava ehliyeti olmayan Maliye Hazinesinin talebi üzerine verilen kararın bozulmasına karar verildi. TMK'nın 676. maddesi, paylaşma sözleşmesinin geçerliliği için tüm mirasçıların veya temsilcilerinin yazılı olması gerektiğini ve taşınmazların paylaşımı tamamlanmadan taksimin sabit olamayacağını belirtir. 1062 sayılı Kanun ve 01.10.1966 günlü ve 6/7104 sayılı Yönetmelik ise, Suriye uyrukluların Türkiye'deki taşınmazlarına Hazinece el konulacağını söyler.
14. Hukuk Dairesi         2016/16014 E.  ,  2020/4908 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13/08/2014 gününde verilen dilekçe ile miras sözleşmesinin iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, miras taksim sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir.
    Davacı vekili; muris ... mirasçıları tarafından 19.02.2014 tarih ve 1506 sayılı miras taksim sözleşmesi yapıldığını, ancak bu sözleşme uyarınca mirasçılardan Suriye uyruklu ..."e hiç bir taşınmazın verilmediğinin anlaşıldığını, mirasçılar arasında yasal paylaşım yapılması halinde ..."ın mirasçılarından...adına intikal edecek miras hissesine Suriye uyruklu olması nedeniyle 1062 sayılı Kanun ile bu kanuna dayanılarak çıkartılan 01.10.1966 tarih 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ve Yönetmelik hükümleri gereğince Hazine tarafından el konulmasının önlenmesi için yapılan miras taksim sözleşmesinin muvazaalı olduğunu, tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığını ileri sürerek, ... 4. Noterliğinin 19.02.2014 tarih ve 1506 sayılı miras taksim sözleşmesinin hukuka aykırı olması nedeniyle iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar ... ve ...; açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, mirasçılardan murisin eşi...isimli kişinin kendisinin gayrimenkullerden pay almak istemediğini, hissesine düşen kısımlar için para talebinde bulunduğunu, bu hususu bütün mirasçıların hepsinin kabul ettiğini, bedelini ..."e ödediklerini ve noter huzurunda sözleşmeyi imzaladıklarını, davanın reddini savunmuştur.
    Davalılar ..., ..., ... ve ... vekili; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü davalılar ... ve ... temyiz etmiştir.
    TMK"nin 676. maddesinde düzenlenen paylaşma sözleşmesine göre “Mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapılacak paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar paylaşma sözleşmesi ile mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edilebilir. Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.”
    Öncelikle şu ifade edilmelidir ki; taksim sözleşmesinin geçerli olabilmesi için miras bırakanın ölümünden sonra bütün mirasçıların veya temsilcilerinin iradelerinin birleşmesi asıldır. Bir başka ifadeyle, tüm mirasçıların veya temsilcilerinin bir araya gelerek taşınmazları paylaşıp herbirinin kendi payına düşeni aldığı ve diğer mirasçıların paylarına düşenler bakımından da karşılıklı olarak vazgeçtikleri açık ve kesin şekilde belirlenmedikçe taksimin sabit olduğu kabul edilemez. İşte bunun içindir ki, gerek Türk Medeni Kanununun 676/2. maddesi hükmünde ve gerekse 10.12.1952 tarihli ve 2/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında taksim sözleşmesinin tüm mirasçıların katılımı ve yazılı olması taksimin geçerliliği için yeterli kabul edilmiştir.
    Miras taksim sözleşmesinin iptalini isteme hakkı ise, bu sözleşmenin tarafı olan mirasçılara aittir.
    28.05.1927 tarihli ve 1062 sayılı "Hudutları Dahilinde Tebaamızın Emlakine Vaziyet Eden Devletlerin Türkiye"deki Tebaaları Emlakine Karşı Mukabelei Bilmisil Tedabiri İttihazı Hakkında Kanun" ile bu kanuna dayalı kararname kapsamında çıkarılan 01.10.1966 günlü ve 6/7104 sayılı Suriye Uyrukluların Mallarının Tespiti ve Bu Mallara El Konulması Hakkındaki Yönetmeliğin 1. maddesinde; Suriye uyruklu tüm özel ve tüzel kişilerin Türkiye"de bulunan taşınır ve taşınmaz mallarına Hazinece el konulacağı, 11. maddesinde ise Hazinenin müdahil olarak katılması gerektiği öngörüldüğünden Suriye uyruklu yabancıların Türkiye Cumhuriyetinde bulunan taşınmazlar üzerinde tasarruf hakkı bulunmamakta ise de; dosya kapsamındaki tapu kayıtlarının tetkikinde, miras taksim sözleşmesine dayalı olarak sözleşmenin taraflarına bir intikalin yapılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, mirasçı sıfatı bulunmayan ve sözleşmenin tarafı olmayan Maliye Hazinesinin açtığı miras taksim sözleşmesinin iptali davasında aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gözetilmeden talep hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ...’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi