Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16750
Karar No: 2020/4907
Karar Tarihi: 14.09.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/16750 Esas 2020/4907 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Bu karar, asliye hukuk mahkemesinde açılan bir geçit hakkı tesis talebi davasının reddedilmesi üzerine yapılan temyiz incelemesine ilişkindir. Davacı, kendi taşınmazının ana yoluna çıkması için davalının taşınmazlarından geçit hakkı talep etmiştir. Davalı ise davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davacının maliki olduğu taşınmazın yola cephesi olması nedeniyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, Yargıtay kararı davacının talebinin teknik ve bilimsel veriler ışığında araştırılması gerektiğini belirtmiştir. Geçit hakkı taleplerinde, leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkıdır ve uygun güzergah saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Ayrıca, yararına geçit kurulan taşınmazın kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmaması önemlidir. Yukarıda bahsedilen davada, Türk Medeni Kanunu’nun 747/2 maddesi gereği geçit isteği önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya yöneltilmelidir. Kurulan geçit hakkının tapu sicilinde ayrılan özel sütununa tescili gereklidir. Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda yargılama giderleri dav
14. Hukuk Dairesi         2016/16750 E.  ,  2020/4907 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30/12/2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 02/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili; müvekkilinin 204 ada 329 No"lu parselin maliki olduğunu, davalının ise 104 ada 445 ve 104 ada 333 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, müvekkiline ait ev ve taşınmazın ana yola çıkışının davalının taşınmazından geçen ve kadimden beri kullanılan fiili yol ile sağlandığını, diğer sınırların uçurum şeklinde engebeli olduğunu, müvekkilinin ana yola çıkmak için davalıya ait parselleri kullanmak durumunda olduğunu, açıklanan nedenlerle davalının taşınmazlarından geçit hakkı verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının maliki olduğu taşınmazın yola cephesi bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "Mutlak geçit ihtiyacı" veya "Geçit yoksunluğu", ikincisine de "Nispi geçit ihtiyacı" ya da "Geçit yetersizliği" denilmektedir.
    Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
    Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
    Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılması da gerekebilir.
    Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün "İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili" başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
    Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
    Yukarıda açıklanan genel ilkeler ışığında somut olaya gelince;
    Mahkemece, yine aynı mahkemeye ait ve davada taraf olmayan kişinin açtığı 2015/73 Esas- 2015/391 Karar sayılı dava dosyasındaki bilirkişi raporu esas alınarak davanın reddine karar verilmişse de; mahallinde yeniden “Yol” konusunda uzmanlığı olan inşaat mühendisi bir bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak davacının, çeşitli teknikler kullanmak suretiyle anayola çıkma imkanının bulunup bulunmadığının teknik ve bilimsel veriler ışığında araştırılarak taşınmaz malikinin yola çıkma imkanının hiç bir surette mümkün olmadığının tespiti halinde davanın kabulüne, davacının kendi taşınmazından yola çıkma imkanının tespiti halinde ise şimdiki gibi reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.Başkan

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi