21. Hukuk Dairesi 2019/5883 E. , 2020/2248 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme bozma üzerine ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplerle temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine;
2- Dava, sigortalının meslek hastalığı sonucunda fark maluliyet iddiasına dayalı maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davacı lehine 24,676,35 TL maddi tazminat ile 30.000,00 TL manevi tazminatın meslek hastalığının tespit tarih olan 03/04/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, Mahkemenin 03/05/2012 tarihli ilk kararında davacının maddi tazminat alacağının SGK’dan bağlanan gelirlerle karşılandığından reddi ile 30.000,00 TL manevi tazminatın meslek hastalığının tespit tarih olan 03/04/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dairemizin 11/02/2013 tarih ve 2012/21621 Esas ve 2013/1957 Karar sayılı ilamı ile sürekli işgöremezlik oranına ilişkin farklı değerler belirten raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan yeni bir rapor alınarak neticesine göre karar verilmesi yönünden bozulduğu bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, mahkemece verilen 22/06/2016 tarihli bir önceki kararda davacı lehine 24,676,35 TL maddi tazminat ile 30.000,00 TL manevi tazminatın meslek hastalığının tespit tarih olan 03/04/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dairemizin 16/10/2018 tarih ve 2016/18023 Esas ve 2018/7424 Karar sayılı ilamı ile kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olacak şekilde karar verilmesi, bozmadan sonra ıslaha itibar edilmesinin hatalı olması yönlerinden bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde yukarıda belirtildiği şekilde karar verilmiştir.
Usuli kazanılmış hak kavramı, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.( HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı).Somut olayda; davacı tarafın maddi tazminat alacağının SGK alacağı ile karşılanması nedeniyle reddine ilişkin 03/05/2012 tarihli ilk kararı temyiz etmediği ve iş bu kararın davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu anlaşılmakla maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde maddi tazminat isteminin hüküm altına alınması hatalı olmuştur.
Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılacak iş maddi tazminat alacağının reddine karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.