(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2011/10265 E. , 2012/1715 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi ile müteahhit olarak yaptığı binadan bir adet daireyi önce 16.08.1999 tarihli harici satış protokolü ve akabinde de noterden 15.09.1999 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, davalının binayı tamamlayarak bağımsız bölümü teslim ettiğini ancak tapudan devrini sağlayamadığını, binanın bulunduğu yerin tapu tahsis belgeli olması nedeniyle dava dışı belediye tarafından yapılan ihale sonucunda dava dışı Murat Küçük tarafından satın alınması üzerine mevcut dairesinin elinden alınmaması için dava dışı Murat Küçük" ten düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 18.02.2005 tarihinde 10.000.00.TL bedelle tekrar satın almak zorunda kaldığını, bu durumdan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek şimdilik 10.000.00.TL" nın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, satış vaadi sözleşmesinde bedelin kendisine ödendiğinin yazılmadığını, davacının kendisine ödemesi gereken bedeli dava dışı Murat Küçük" e ödediğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Her ne kadar Mahkemece, "Müteahhitten pay satın alan 3. kişi durumunda olan davacı buranın kat karşılığı inşaa edildiğini bilmektedir. 3. şahsın taşınmazda hak sahibi olabilmesi öncelikle yüklenicinin kendi edimini yerine getirmek suretiyle hak sahibi olması ön koşuluna bağlıdır. Yüklenici taşınmaz hissesine hak kazanmadıkça onun halefi durumundaki davacının da hak sahibi olması söz konusu değildir. İmar Yasası hükümlerine aykırı kaçak olarak inşaa edilen binanın bağımsız bölümlerine ilişkin aynı ve şahsi haklar korunamaz. Kaçak olarak inşaa edilen binada taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak yüklenici davalıdan 5 nolu bağımsız bölümü satın alan davacının tapunun devredilmemesi üzerine aynı yere ilişkin olarak dava dışı Murat Küçük ile düzenlediği taşınmaz mal satış vadi sözleşmesi kapsamında yaptığı ödeme nedeni ile oluşan 10.000 TL maddi zararının tazminine yönelik isteminin yasal dayanaktan yoksun olduğu" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; davacının, davalı müteahhit ile yaptığı 16.08.1999 tarihli satış protokolüne göre dava konusu bağımsız bölümü 7.000.00.TL bedelle satın aldığı ve borcun ödenmesi halinde noterden satışının yapılacağının kararlaştırıldığı ve akabinde aynı yer ile ilgili olarak taraflar arasında düzenlenen Beyoğlu 23. Noterliği"nin 15.09.1999 tarih ve 53649 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 200.00. TL bedelle resmi olarak satışının vaad edildiği ve arsa vasfında ve tapu tahsis belgeli taşınmazın tapusunun alımının davalı müteahhit tarafından taahhüt edildiği ancak binanın bulunduğu yerin dava dışı Belediye tarafından ihale ile dava dışı ...." e satıldığı ve 31.01.2003 tarihinde tapuda tescilinin yapıldığı bunun üzerine davacının dava dışı Murat Küçük" ten aynı bağımsız bölümü 10.000.00.TL bedel karşılığı satın alma yönünde Beyoğlu 32. Noterliği" nin 18.02.2005 tarih ve 4258 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği dosya kapsamı ile sabittir. BK" nun 189. maddesinde; satıcının, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mes"ul ve zamin olacağı açıkça hüküm altına alınmıştır. Bu hükme göre ayıp ister subjektif bir haktan, ister objektif bir hukuk kaidesinden doğsun, satıcı, devrini kabul ve taahhüt ettiği hakkın kendi malvarlığında mevcut olduğu yönünü de zamindir. Bu nedenle, devredilen hak, herhangi bir sebepten, devri taahhüt edilen hakka uygunluk göstermiyorsa, satıcı sorumludur. Davacının 3. kişiye yaptığı ödemenin satıcının sorumluluğu ilkeleri doğrultusunda yaptığı anlaşılmaktadır. Davalı da, zapta karşı tekeffül hükümlerine göre davacının üçüncü kişiye yaptığı ödeme nedeniyle davacıya karşı sorumludurlar. Bu halde, davacının 3. şahısa yaptığı ödeme miktarı, düzenlenen sözleşmeler ve satış protokolünün geçerli olup olmadığı hususları usulüne uygun olarak belirlenerek hasıl olacak sonuca göre davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, mahkemece aksi düşüncelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 1.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.