13. Ceza Dairesi 2019/673 E. , 2019/2208 K.
"İçtihat Metni"KANUN YARARINA BOZMA
Nitelikli hırsızlığa teşebbüs ve işyeri dokunulmazlığını ihlâl suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama neticesinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141/1-b, 143, 35/1, 116/2-4. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay ve 1 yıl hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/04/2013 tarihli ve 2012/1622 esas, 2013/299 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde yeniden suç işlediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesi uyarınca adı geçen sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın açıklanmasına dair İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/10/2018 tarihli ve 2017/707 esas, 2018/380 sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığı"nın 16/01/2019 gün ve 94660652-105-34-16319-2018-Kyb sayılı yazısı ile kanun yararına bozma ihbarında bulunulduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 22.01.2019 gün ve 2019/6215 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,
MEZKUR İHBARNAMEDE;
İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesince duruşma açılmak suretiyle sanık hakkında hüküm kurulmuş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. fıkrasında yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, mahkemece anılan fıkra uyarınca değerlendirme yapıldıktan sonra hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden sadece hükmün açıklanmasına dair yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/04/2013 tarihli ve 2012/1622 esas, 2013/299 Karar sayılı sanık hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından hükmolunan hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararının 29.04.2013 tarihinde kesinleştiği ve sanığın denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı suç sebebiyle yapılan yargılama sonucu anılan mahkeme kararının açıklanmasına karar verildiği anlaşılmakta ise de; dosya kapsamından İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/04/2013 tarihli ve 2012/1622 esas, 2013/299 Karar sayılı sanık hakkında hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararının sanığın yokluğunda
verildiği ve gerekçeli kararın, sanığın mahkemede bildirdiği adrese MERNİS adresi olduğu da belirtilerek "İskenderpaşa Mh. İmambayıldı SK. No..: iç kapı no:... Fatih/İstanbul" adresine tebliğe çıkarıldığı ve tebligatın Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince 29/04/2013 tarihinde mahalle muhtarına bırakıldığı, hükümlerin 29/04/2013 tarihi itibariyle kesinleştirildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine, aynı Kanun"un 21/1-2. maddesinde yer alan, " Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; gerekçeli kararın, sanık ..."ın aynı zamanda MERNİS adresi olan mahkemede bildirdiği adrese, MERNİS adresi olduğu belirtilerek tebliğe çıkarılması ve bu adreslerde Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre muhtara bırakılması ancak ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığına dair dosya içerisindeki tebligatta şerh bulunmaması karşısında, gerekçeli kararın sanığa yöntemince tebliğ edilmediği, bu suretle de kararın usulünce kesinleşmediği,İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/04/2013 tarihli ve 2012/1622 esas, 2013/299 Karar sayılı sanık hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından hükmolunan hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararının kesinleşmemesi nedeniyle sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlediğinden bahisle açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına da karar verilemeyeceği, kesinleşmemiş karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacağı gözetilerek;İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 09/04/2013 tarihli ve 2012/1622 esas, 2013/299 sayılı sanık hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından hükmolunan hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararının sanığa yasa yolu bildirimini içerecek şekilde şerhli olarak usulüne uygun olarak tebliği ile hükmün kesinleşmesi halinde yeniden kanun yararına bozma yoluna gidilmesi mümkün olup, henüz kesinleşmemiş olan karara yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 14/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.