
Esas No: 2020/10547
Karar No: 2022/264
Karar Tarihi: 17.01.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/10547 Esas 2022/264 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2004/272 Esas - 2013/168 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında resmi belgede sahtecilik suçundan beraat eden ve cürüm işlemek maksadıyla teşekkül oluşturmak suçundan zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilen davacının tazminat talebi reddedilmiştir. Ancak davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle karar bozulmuş, davacıdan 3.000 TL maktu vekalet ücreti alınarak davalı Hazinesine verilmesine karar verilmiştir. Kararda, tazminat talebinin düşmesine sebep olan kanun maddeleri 765 sayılı TCK'nın 102/3 ve 104/2, gözaltı tarihinden önce gerçekleştiği için 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 6. maddesi gereği 466 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davanın reddine
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli karar başlığında, ''Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat'' olan dava türünün ''Kanun dışı yakalama ve tutuklama nedeniyle tazminat'' olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışı olarak kabul edilmiştir.
Tazminat talebinin dayanağı olan Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/272 Esas – 2013/168 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının resmi belgede sahtecilik ve cürüm işlemek maksadıyla teşekkül oluşturmak ve teşekkül mensubu olmak suçlarından 14.08.2004 – 05.11.2004 tarihleri arasında 83 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, ilk olarak resmi belgede sahtecilik suçundan beraat, cürüm işlemek maksadıyla teşekkül oluşturmak ve teşekkül mensubu olmak suçundan zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verildiği, ancak temyiz incelemesi neticesinde resmi belgede sahtecilik suçunun 765 sayılı TCK’nın 102/3 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 15 yıllık süreye tabii olduğu, sanığın savunma tarihinden itibaren anılan maddelerde öngörülen zamanaşımı süresi henüz taahhuk etmemişse de; temyiz inceleme gününde 765 sayılı TCK’nın 102/3. maddesinde öngörülen zamanaşımı süresi taahhuk etmesi üzerine zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verildiği, kararın da 20.11.2014 tarihinde kesinleştiği, gözaltı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve Kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 15.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece duruşma açılıp, davanın reddine karar verildiği, davacı hakkındaki tutuklama işleminin 01/06/2005 tarihinden önce gerçekleşmiş olması nedeniyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 6. maddesine göre, davanın 466 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu ve tazminat isteminin kapsamı nazara alınarak, zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi hali ile yargılamanın makul sürede bitirilmemesi nedenine dayanan tazminat istemlerinin 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde tahdidi şekilde sayılan tazminat istenebilecek haller içinde bulunmamakla davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin, davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Davanın tümüyle reddine karar verilmesi karşısında, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükme; ''Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.000 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı ... Hazinesine verilmesine'' şeklinde bir fıkra eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.