Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen hüküm, davacılardan S.Y. ve davalı F. Ö. tarafından temyiz edilmiş, temyiz eden davacı S. Ö.incelemenin duruşmalı yapılmasını istemiş, vekili 23.6.2009 tarihli dilekçesiyle murafaa talebinden vazgeçtiğini bildirmiş olmakla, vazgeçme sebebiyle duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. Evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. A. Y. ve S. Y.davacılar sıfatıyla düzenledikleri 20.9.2006 havale tarihli dilekçeleri ile davalı F.Ö.evlat edinmek amacıyla dava açtıkları ve 21.9.2006 tarihli tensip kararı ile duruşmanın 15.11.2006 tarihine bırakıldığı 4.10.2006 tarihinde duruşma gününün davacılara tebliğ edildiği, davacı A. 31.12.2006 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 315/2. maddede belirtilen başvuru koşulu gerçekleşmiş olduğundan delillerin Türk Medeni Kanununun 306 ve devamı maddeleri uyarınca değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. SONUÇ:Hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 22.10.2009 (prş.) KARŞI OY Evlat edinme başvurusunda bulunanlardan A.Y., başvuru tarihinden sonra 30.10.2006 tarihinde vefat etmiştir. Bu şahsın evlat edinme başvurusu mahkemece reddedilmiştir. Diğer davacı S. Y. vekilinin, A. Y. tarafından açılan davanın reddine ilişkin kararı temyiz etmekte hukuki bir yararı bulunmadığından, temyiz isteğinin reddi gerekir. Bozma münhasıran davalı F. temyiz itirazlarının kabulü nedeniyle olmalıdır. Açıklanan sebeple değerli çoğunluğun görüşüne bu yönüyle katılmıyorum.