Esas No: 2021/16500
Karar No: 2022/6919
Karar Tarihi: 13.09.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/16500 Esas 2022/6919 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/16500 E. , 2022/6919 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne dair kararın davacılar ..., ..., ..., ..., ... ve.... oğlu ... vekili, davacı ... vekili, davacı ... vekili, davalılar Hazine vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.03.2020 tarihli ve 2016/15743 Esas, 2020/1004 Karar sayılı ilamıyla davacı ... vekilinin temyiz isteminin süre nedeniyle reddine, 229 ada 31, 232 ada 95, 260 ada 23, 44, 56, 139, 140 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hükmün onanmasına, 229 ada 37, 232 ada 145, 146, 244 ada 27, 249 ada 1, 232 ada 83, 253 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Davacılar ..., ..., ... ve ... oğlu ... vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dosya kapsamına göre; çekişmeli taşınmazlar hakkında ... oğlu ... tarafından 2007/316 Esas sayılı (asıl dosya esası) dosya numarası,...., oğlu ... tarafından ise 2007/313 Esas sayılı dosya ile, diğer davacılar tarafından da değişik esaslara kayıtlı dosyalar ile çekişmeli taşınmazlar hakkında dava açıldığı, dava konusu edilen taşınmazların bir kısmının aynı taşınmazların farklı bölümlerine yönelik olduğu, Mahkemece davaların 2007/316 Esas sayılı dosya üzerinde birleştirilerek yapılan yargılamada ... oğlu ...’un davasının kabulüne, ... oğlu ...’un ise davasının reddine karar verildiği, karar başlığında da her iki davacının ve diğer bir kısım davacıların vekilleri aynı olsa da davacı sıfatıyla adlarının TC kimlik numaraları da yazılmak suretiyle ayrı ayrı gösterildiği, vekilleri tarafından davası reddedildiği bildirilen ... adına temyiz edildiğinin temyiz dilekçesi içeriğinde yazıldığı, ancak temyiz incelemesi sırasında maddi hataya dayalı olarak davada tek bir ... olduğu kabul edilerek Yargıtay ilamının düzenlendiği görülmektedir. Bu husus, davacılar ..., ... ile ... oğlu ... vekilinin karar düzeltme talebinin incelenmesi ile de anlaşılmaktadır.
Bu itibarla dosya içeriğine göre; iki ayrı ... tarafından farklı tapu kayıtlarına dayanarak ve kısmen de farklı taşınmazlar hakkında dava açılması, Mahkemece verilen hükmün davası reddedilen ... oğlu ... tarafından temyiz edilmesine göre temyize konu taşınmazlar da kısmen değişeceğinden Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.03.2020 tarihli ve 2016/15743 Esas, 2020/1004 Karar sayılı ilamına yönelik karar düzeltme isteminin kısmen kabulüyle yeniden bir inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Kadastro sırasında, Sarız İlçesi Kırkısrak Mahallesi çalışma alanında bulunan temyize konu 229 ada 37, 232 ada 83, 145, 146, 244 ada 27, 249 ada 1, 253 ada 3, 260 ada 44, 56, 139 ve 140 parsel sayılı muhtelif yüzölçümlü taşınmazlardan 232 ada 83, 145 ve 244 ada 27, 253 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden oldukları belirtilerek ham toprak vasfı ile davalı Hazine adına; 260 ada 44 parsel sayılı taşınmaz, tapu kaydına dayalı olarak davacı ... adına; 260 ada 56 parsel sayılı taşınmaz, tapu kaydına dayalı olarak davacı ... adına; 260 ada 139 ve 140 parsel sayılı taşınmazlar, tapu kaydına dayalı olarak davacı ... adına tespit edilmiş; 229 ada 37, 232 ada 146, ve 249 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ise kamu orta malı niteliğinde mera vasfıyla sınırlandırılmıştır.
Davacı .....,, 232 ada 145 parsel sayılı taşınmazın bir bölümü hakkında; davacılar ..., ..., ..., ... ve ..., 229 ada 37, 232 ada 146 ve 249 ada 1 parsel sayılı taşınmazların ayrı ayrı bölümleri hakkında; davacı ... oğlu ..., 229 ada 37, 232 ada 145, 146, 244 ada 27 ve 249 ada 1, 253 ada 3 parsel sayılı taşınmazların ayrı ayrı bölümleri hakkında tapu kaydına dayanarak; davacı ... oğlu ... başkaca tapu kayıtlarına dayanarak 232 ada 146, 229 ada 37, 249 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar hakkında, davacılar ... ve ..., 229 ada 37, 232 ada 146 ve 249 ada 1 parsel sayılı taşınmazların ayrı ayrı bölümleri hakkında; davacı ..., 229 ada 37 parsel sayılı taşınmazın bir bölümü hakkında; davacı ..., 232 ada 83 parsel sayılı taşınmazın bir bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak; ayrıca davacı ... kendi adına kayıtlı 260 ada 44 parsel sayılı taşınmazın, davacı ... kendi adına kayıtlı 260 ada 56 parsel sayılı taşınmazın, davacı ... kendi adına kayıtlı 260 ada 139 ve 140 parsel sayılı taşınmazların yüzölçümlerinin eksik tespit edildiği iddiasıyla ayrı ayrı dava açmışlardır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... ve davacı ... oğlu ...’un davasının reddine, davacı ...’un davasının kısmen kabulüne, davacılar Hasan Ekinci, ... oğlu ...’un davasının kabulüne, 29.08.2014 havale tarihli fen bilirkişi raporunda 229 ada 37 parsel sayılı taşınmazın (E), (H), (G) harfi, 232 ada 145 parsel sayılı taşınmazın (N) harfi, 232 ada 146 parsel sayılı taşınmazın (D) harfi, 244 ada 27 parsel sayılı taşınmazın (K) harfi, 249 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (F) harfi ile gösterilen bölümlerin kadastro tespitlerinin iptali ile davacı ... oğlu ... adına, 232 ada 146 parsel sayılı taşınmazın (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerinin kadastro tespitlerinin iptali ile davacı ... adına, 17.09.2008 tarihli fen bilirkişi raporunda 232 ada 145 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün kadastro tespitinin iptali ile davacı .....,adına tapuya kayıt ve tesciline; taşınmazların kalan bölümleri ile 232 ada 83 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline, davacıların diğer taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar Hasan, ..., Altun, Fatma, ... ile ... oğlu ... vekili, davacı ... vekili, davacı ... vekili, davalılar Hazine vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
A. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.03.2020 tarihli ve 2016/15743 Esas, 2020/1004 Karar sayılı ilamıyla; "Gerekçeli kararın, hükmü temyiz eden birleşen dosya davacısı ...’e 27.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği ve davacı vekilinin vekaletname ibraz ederek 20.05.2015 tarihli dilekçesi ile temyiz talebinde bulunduğu, bu haliyle gerekçeli kararın tebliğ edildiği tarih ile temyiz tarihi arasında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432/1. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal temyiz süresinin geçtiği anlaşılmakla; Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.06.1990 tarihli ve l989/3 Esas, l990/4 Karar sayılı kararı ve 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'un 432/4. maddesi gereğince davacı ... vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine" karar verilmiştir.
Anılan Yargıtay ilamında bu hususta maddi bir hata yapılmadığı gibi bu hükme yönelik olarak karar düzeltme talebi de bulunmadığı görülmektedir. Bu nedenle temyiz isteminin süre yönünden reddine ilişkin bu hüküm bakımından karar düzeltme aşamasında ayrıca bir inceleme yapılmamış ve yeni bir hüküm tesis edilmemiştir.
B.1- 260 Ada 44, 45, 139 ve 140 Parsel Sayılı Taşınmazlara İlişkin Hüküm Yönünden
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.03.2020 tarihli ve 2016/15743 Esas, 2020/1004 Karar sayılı ilamıyla; "Davacılardan ...’un dava konusu 260 ada 44 parsel, ...’un 260 ada 56 parsel, ...’un 260 ada 139 ve 140 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, dava konusu 260 ada 44, 45, 139 ve 140 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle bu taşınmazlar hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına" karar verilmiştir.
Anılan parseller hakkında davacılar ... ve ... vekilinin karar düzeltme isteminde bulunduğu görülmektedir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.03.2020 tarihli ilamında temyize konu taşınmazlar ve temyize gelenlerin sıfatları yönüyle maddi hata yapılmadığının da anlaşılmasına göre yerinde olmayan ve HUMK'un 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan davacılar ... ve ... vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
B.2- 229 Ada 37 Parsel, 232 Ada 146 Parsel ve 249 Ada 1 Parsel Sayılı Taşınmazlara İlişkin Hüküm Yönünden
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.03.2020 tarihli ve 2016/15743 Esas, 2020/1004 Karar sayılı ilamıyla; "Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı ... ve ...’un 229 ada 37 parsel, 232 ada 146 parsel ve 249 ada 1 parsel sayılı; ..., ... ve ...’un ise 229 ada 37 parsel ve 249 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının yerinde olmadığı belirtilmiş; buna karşılık ..., ... ve ...’un 232 ada 146 parsel sayılı taşınmaza, davalı Hazine ve ... ile davacı ...’un 229 ada 37 parsel, 232 ada 146 parsel ve 249 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları bakımından ise hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Anılan Yargıtay ilamında bozmaya ilişkin olarak aşağıdaki açıklamalara yer verilmiştir:
"... Mahkemece, ... ve ...’un dayandıkları tapu kayıtlarının çekişmeli 232 ada 146 parsel sayılı taşınmaza uymadığı gerekçesiyle davalarının reddine, davacı ...’un dayanmış olduğu tapu kaydının çekişmeli 232 ada 146 parsel sayılı taşınmazın, davacı ...’un dayanmış olduğu tapu kayıtlarının ise çekişmeli 229 ada 37, 232 ada 146 ve 249 ada 1 parsel sayılı taşınmazların fen bilirkişi raporunda belirtilen bölümlerine uyduğu gerekçe gösterilmek suretiyle davalarının kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davacıların dayandığı tapu kayıtları tescil ilamı ile oluştuğu halde, tescillerine esas ilam ve tescil krokileri getirtilmemiş, bu ilamlarda Hazinenin taraf olup olmadığı ve ilamların taraflar arasında kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı değerlendirilmemiş; tapu kayıtlarının başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılmamış; tapu kayıtlarının dayanağı ilam ve haritaları zemine uygulanmamış, yerel bilirkişi ve tanıkların soyut beyanlarına itibar edilerek tek ziraatçı bilirkişi tarafından hazırlanan zirai raporla yetinilmek ve taşınmazlar mera olarak tespit edildikleri halde, yöntemince mera araştırması yapılmadan ayrıca dava konusu taşınmazların niteliklerinin belirlenmesinde hava fotoğraflarından da yararlanılmadan hüküm kurulmuş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, davacılar ..., ...ve ...’un dayandıkları tapu kayıtlarının oluşumuna esas tescil dosyaları (yoksa tescil ilamları) ve dayanağı tescil haritaları getirtilmeli, tapu kayıtlarının kadastro sırasında başka taşınmazlara revizyon görüp görmedikleri Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulup saptanmalı ve revizyon görmüşlerse revizyon gördükleri parsellere ait onaylı tutanak örnekleri, tutanakları kesinleşmiş ise kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları dosya arasına celp edilmeli, çekişmeli taşınmazların tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait farklı tarihlere ilişkin en az 3 stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi ve teknik fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında davacıların dayandıkları tapu kayıtları ve haritaları uygulanıp kapsamları 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 20/A maddesi gereğince haritalarına göre belirlenmeli; tescil krokilerinin uygulama kabiliyetlerinin bulunmaması durumunda ise, tapu kayıtlarının hudutları okunarak mahalli bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli ve bu şekilde davacıların dayandıkları tapu kayıtlarının kapsamları tereddütsüz olarak belirlenmeli; dava konusu taşınmaz bölümlerinin öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, dava konusu taşınmaz bölümleri ile mera parseli arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığı, taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulundukları, kime ait oldukları, kimden nasıl intikal ettikleri, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldıkları, evveliyatlarının mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, zaman içinde taşınmazların sınırlarında mera yönünde genişleme olup olmadığı hususlarında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, yargılama boyunca dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; taşınmazların görüntüleri ve mera ile aralarında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususlarındaki hakim gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazları komşu parsellerle birlikte ele alan, mera ile aralarında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin meradan açma olup olmadığını ve taşınmazların önceki ve mevcut niteliklerini açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, çekişmeli bölümün dört hududunu gösterir şekilde ve taşınmazın hangi bölümüne ait olduğunu açıklayan fotoğraflar rapora eklenmeli; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir kroki ve rapor düzenlemesi istenmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanından hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmak suretiyle çekişme konusu taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki nitelikleri, sınırları ve mera ile aralarında ayırıcı unsurlar bulunup bulunmadığı hususlarında rapor alınmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yetersiz araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; davacı ..., Sarız Kadastro Mahkemesi’nin 2007/313 Esas sayılı birleşen dosyasında 229 ada 37, 232 ada 146 ve 249 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak tapu kaydına dayanarak, aynı mahkemenin 2007/316 Esas sayılı dosyasında ise yine 229 ada 37, 232 ada 146 ve 249 ada 1 parsel sayılı taşınmazların da arasında bulunduğu taşınmazlara yönelik olarak aynı iddia ile dava açmış olup, Mahkemece, dava dosyaları birleştirilmek suretiyle yapılan yargılama neticesinde, hükmün (A) bendinde davanın 2007/316 Esas sayılı dosya yönünden davanın kabulüne, 229 ada 37, 232 ada 146, ve 249 ada 1 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile hükümde gösterilen bölümlerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazların kalan bölümlerinin ise mera olarak sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmesine, karar verilmiş iken, hükmün (F) bendinde bu kez birleşen 2007/313 Esas sayılı dosya açısından davanın reddine, 229 ada 37, 232 ada 146 ve 249 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmek suretiyle birbiriyle çelişkili şekilde hüküm kurulması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA ...[karar verildi.]"
Bu parseller hakkındaki söz konusu hükme karşı ..., ... ve ...’un yanı sıra -temyiz aşamasında talep ve itirazları incelenmemiş olan- ... oğlu ...’un karar düzeltme isteminde bulunduğu görülmektedir.
a. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.03.2020 tarihli ilamında temyiz edenlerden ..., ... ve ... bakımından bir maddi hata yapılmadığının anlaşılmasına göre adı geçen kişilerin yerinde olmayan ve HUMK'un 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
b. Dosya kapsamından Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.03.2020 tarihli ve 2016/15743 Esas, 2020/1004 Karar sayılı ilamıyla; ... oğlu temyiz itirazlarının incelenmediği, bunun yerine yalnızca ... oğlu ... tarafından temyiz isteminde bulunulduğu sanılarak adı geçen kişinin temyiz itirazlarıyla ilgili bir değerlendirme yapıldığı anlaşılmakla; söz konusu Yargıtay ilamında ... oğlu ... bakımından maddi hata yapılması dolayısıyla ... oğlu ...’un karar düzeltme isteminin kabulü ile 229 ada 37 parsel, 232 ada 146 parsel ve 249 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hükmün ... oğlu ... yönüyle de aşağıda yazılı olduğu şekilde bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Davacılar ..., ... ve ... ile davacı ... oğlu ...; tapu kaydına dayalı olarak taşınmazların adlarına tescili isteminde bulunmuşlardır. Mahkemece, ... oğlu ..., ... ve ...’un dayandıkları tapu kayıtlarının çekişmeli 232 ada 146 parsel sayılı taşınmaza uymadığı gerekçesiyle davalarının reddine, davacı ...’un dayanmış olduğu tapu kaydının çekişmeli 232 ada 146 parsel sayılı taşınmazın, davacı ... oğlu ...’un dayanmış olduğu tapu kayıtlarının ise çekişmeli 229 ada 37 parsel, 232 ada 146 parsel ve 249 ada 1 parsel sayılı taşınmazların fen bilirkişi raporunda belirtilen bölümlerine uyduğu gerekçe gösterilmek suretiyle davalarının kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, adı geçen davacıların dayandığı tapu kayıtları tescil ilamı ile oluştuğu halde, tescillerine esas ilam ve tescil krokileri getirtilmemiş, bu ilamlarda Hazinenin taraf olup olmadığı ve ilamların taraflar arasında kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı değerlendirilmemiş; tapu kayıtlarının başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılmamış; tapu kayıtlarının dayanağı ilam ve haritaları zemine uygulanmamış, yerel bilirkişi ve tanıkların soyut beyanlarına itibar edilerek tek ziraatçı bilirkişi tarafından hazırlanan zirai raporla yetinilmek ve taşınmazlar mera olarak tespit edildikleri halde, yöntemince mera araştırması yapılmadan ayrıca dava konusu taşınmazların niteliklerinin belirlenmesinde hava fotoğraflarından da yararlanılmadan hüküm kurulmuş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, davacılar ..., Hasan, ..., ... oğlu ... ile ... oğlu ...’un dayandıkları tapu kayıtlarının oluşumuna esas tescil dosyaları (yoksa tescil ilamları) ve dayanağı tescil haritaları Tapu Müdürlüğünden getirtilmeli, tapu kayıtlarının kadastro sırasında başka taşınmazlara revizyon görüp görmedikleri Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulup saptanmalı ve revizyon görmüşlerse revizyon gördükleri parsellere ait onaylı tutanak örnekleri, tutanakları kesinleşmiş ise kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları dosya arasına celp edilmeli, çekişmeli taşınmazların tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait farklı tarihlere ilişkin en az 3 stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi ve teknik fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif icra edilmelidir.
Keşif sırasında davacıların dayandıkları tapu kayıtları ve haritaları uygulanıp kapsamları 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/A maddesi gereğince haritalarına göre belirlenmeli; tescil krokilerinin uygulama kabiliyetlerinin bulunmaması durumunda ise, tapu kayıtlarının hudutları okunarak mahalli bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli ve bu şekilde davacıların dayandıkları tapu kayıtlarının kapsamları tereddütsüz olarak belirlenmeli; dava konusu taşınmaz bölümlerinin öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, dava konusu taşınmaz bölümleri ile mera parseli arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığı, taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulundukları, kime ait oldukları, kimden nasıl intikal ettikleri, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldıkları, evveliyatlarının mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, zaman içinde taşınmazların sınırlarında mera yönünde genişleme olup olmadığı hususlarında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, yargılama boyunca dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; taşınmazların görüntüleri ve mera ile aralarında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususlarındaki hakim gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazları komşu parsellerle birlikte ele alan, mera ile aralarında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin meradan açma olup olmadığını ve taşınmazların önceki ve mevcut niteliklerini açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, çekişmeli bölümün dört hududunu gösterir şekilde ve taşınmazın hangi bölümüne ait olduğunu açıklayan fotoğraflar rapora eklenmeli; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir kroki ve rapor düzenlemesi istenmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanından hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmak suretiyle çekişme konusu taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki nitelikleri, sınırları ve mera ile aralarında ayırıcı unsurlar bulunup bulunmadığı hususlarında rapor alınmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yetersiz araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi hüküm yerinde davası kabul edilen davacılar adına bir bölümünün tesciline karar verildikten sonra geri kalan bölümlerinin tespit gibi tesciline denilmesine rağmen, davası reddedilen davacılar yönüyle aynı taşınmazlar hakkında bu kez tespit gibi tescil hükmünün kurulduğu, diğer bir anlatımla aynı taşınmaz hakkında çok sayıda ve değişik şekillerde tescil hükmünün kurulmak suretiyle infazda tereddüt yaratılması dahi isabetsiz olup ..., ..., ..., davacı ... oğlu ... ile davalı Hazine ve ... ile temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle 229 ada 37 parsel, 232 ada 146 parsel ve 249 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hükmün ... oğlu ... yönüyle de bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
B.3- 232 Ada 145 Parsel ve 244 Ada 27 Parsel Sayılı Taşınmazlara İlişkin Hüküm Yönünden
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.03.2020 tarihli ve 2016/15743 Esas, 2020/1004 Karar sayılı ilamıyla; dava konusu 232 ada 145 parsel ve 244 ada 27 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik davalı Hazinenin temyiz itirazları kabul edilerek anılan taşınmazlar hakkındaki hükmün özetle eksik inceleme ve araştırmayla verildiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Anılan Yargıtay ilamında bu taşınmazlar bakımından verilen bozma hükmüne karşı karar düzeltme isteminde bulunulmuş değildir. Yargıtay ilamında maddi bir hata yapıldığı da tespit edilmemiştir. Bu nedenle söz konusu taşınmazlar bakımından karar düzeltme aşamasında ayrıca bir inceleme yapılmamış ve yeni bir hüküm tesis edilmemiştir.
B.4- 232 Ada 83 Parsel Sayılı Taşınmaza İlişkin Hüküm Yönünden
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.03.2020 tarihli ve 2016/15743 Esas, 2020/1004 Karar sayılı ilamıyla; "Dava konusu 232 ada 83 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik davacı ...'un temyiz itirazları kabul edilerek anılan taşınmaz hakkındaki hükmün özetle eksik inceleme ve araştırmayla verildiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Anılan Yargıtay ilamında bu taşınmazlar bakımından verilen bozma hükmüne karşı karar düzeltme isteminde bulunulmuş değildir. Yargıtay ilamında maddi bir hata yapıldığı da tespit edilmemiştir. Bu nedenle söz konusu taşınmaz bakımından karar düzeltme aşamasında ayrıca bir inceleme yapılmamış ve yeni bir hüküm tesis edilmemiştir.
B.5- 253 Ada 3 Parsel Sayılı Taşınmaza İlişkin Hüküm Yönünden
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.03.2020 tarihli ve 2016/15743 Esas, 2020/1004 Karar sayılı ilamıyla; "Dava konusu 253 ada 3 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik davalı Hazinenin temyiz itirazları kabul edilerek anılan taşınmaz hakkında davacı ... oğlu ... tarafından dava açılmasına ve Mahkemece bu taşınmazın tutanak aslının getirtilmesine rağmen taşınmaza ilişkin olumlu/olumsuz bir karar verilmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Anılan Yargıtay ilamında bu taşınmaz bakımından verilen bozma hükmüne karşı karar düzeltme isteminde bulunulmuş değildir. Yargıtay ilamında maddi bir hata yapıldığı da tespit edilmemiştir. Bu nedenle söz konusu taşınmaz bakımından karar düzeltme aşamasında ayrıca bir inceleme yapılmamış ve yeni bir hüküm tesis edilmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve sonuç itibariyle davacılar ..., ..., ...’un karar düzeltme taleplerinin REDDİNE, davacı ... oğlu ...’un karar düzeltme itirazlarının kabulü ile diğer bentlerde sayılan bozma nedenleriyle birlikte (3.) bentte yer alan 232 ada 146 parsel, 229 ada 37parsel ve 249 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hükmün ... oğlu ...’un davası yönüyle de BOZULMASINA, anılan Kanunun 442. maddesi uyarınca (6100 Sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi gereğince 1086 Sayılı HUMK'un 427 ila 454. maddeleri yürürlükte bulunduğundan) takdiren 660,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyen davacılarHasan Uzun, ..., ...'dan alınarak Hazineye irad kaydına, 113,30 TL peşin harcın red harcına mahsubu ile kalan 44,70 TL’nin karar düzeltme isteyen davacılardan alınmasına, 13.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.