Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1806
Karar No: 2019/3561

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/1806 Esas 2019/3561 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi, bir akademisyenin eserinin yayımlanması ve telif ücretleri konusunda yaşanan anlaşmazlık nedeniyle açılan davada, eser ile ilgili mali hakların devri veya devrinin borçlanılmasına ilişkin sözleşmelerin yazılı olması ve mali hakların ayrı ayrı gösterilmesinin zorunlu olduğu, ancak tarafların bu gerekliliğe uymadan bir eser ile ilgili mali hak devri yahut yayım sözleşmesi yapmaları ve anılan sözleşme gereği eserin yayımcı tarafından kamuya sunulması halinde bu sözleşmenin de geçerli bulunduğu, burada sözleşmenin geçersizliğini ileri sürme yetkisinin eseri yayımlayan yayımcıya değil, haklarının ihlal edildiğini savunan yazara ait olduğu sonucuna varmıştır. İlk derece mahkemesinde davacının talebi doğrultusunda davalıya %20 icra inkar tazminatı verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi ise davalının istinaf başvurusunu reddetmiştir. Kararda uygulanan kanun maddeleri 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 52. maddesi ve İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesi olarak belirtilmiştir.
11. Hukuk Dairesi         2018/1806 E.  ,  2019/3561 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12/07/2017 tarih ve 2016/276 E. - 2017/296 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 11/01/2018 tarih ve 2017/1156-2018/23 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin akademisyen olduğunu, eserlerinin daha önceden davalı tarafından yayımlandığını, 2015 yılına kadar taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlığın çıkmadığını, 2015 yılında davalının müvekkilinin eser sahibi olduğu "SİSTEMATİK SORU SETİ ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ" isimli eserinden adının çıkarılması ve yeni yazar ismi ile yayımlanması, ayrıca telif ücretlerinin ödenmemesi üzerine uyuşmazlık doğduğunu, müvekkilinin davalı hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, ayrıca hukuk mahkemesinde tazminat davası açtığını, bunun üzerine davalının kötü niyetle müvekkili aleyhine "fazla ödenen telif ücreti" adı altında 156.720,00 TL bedelli icra takibi başlattığını, ortaya hiçbir kayıt ve belgenin konulmadığını, aksine müvekkilinin davalıdan alacaklı bulunduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, İİK."nın 72. maddesi uyarınca %20"den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı şirket vekili, davanın reddini savunmuş, müvekkilinin uğrayacağı muhtemel zarar için İİK."nın 72/4. maddesi uyarınca %20 icra inkar tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 5846 sayılı FSEK"in 52. maddesi uyarınca eser ile ilgili mali hakların devri veya devrinin borçlanılmasına ilişkin sözleşmelerin yazılı olması ve mali hakların ayrı ayrı gösterilmesinin zorunlu olduğu, ancak tarafların bu gerekliliğe uymadan bir eser ile ilgili mali hak devri yahut yayım sözleşmesi yapmaları ve anılan sözleşme gereği eserin yayımcı tarafından kamuya sunulması halinde bu sözleşmenin de geçerli bulunduğu, burada sözleşmenin geçersizliğini ileri sürme yetkisinin eseri yayımlayan yayımcıya değil, haklarının ihlal edildiğini savunan yazara ait olduğu, taraflar arasında -davalının bildirdiği 9 adet eser dışında- davacının iddia ettiği diğer eserler için de akdi ilişkinin olduğunu, ayrıca davalının kendisinin davacıya gönderdiği e-postalarda, davacı tarafa 235,949.13 TL ödemede bulunduğunu gösterdiği, ancak bizzat davalı tarafından düzenlenen ve davacı tarafa gönderilen aynı hesap tablolarının, davacının 288.694,40 TL alacaklı olduğunu da gösterdiği, bu tabloların ve içeriğinin davalı tarafı bağlayacağı ve taraflar arasındaki hukuki işlemin ispatına yeterli olduğu, davalının davacıya 156.720,00 TL fazladan ödeme yaptığı hususunun ispat edilemediği, 5-6 yıl kadar süren hukuki ilişkiye ilişkin süreçte, hesapların 5 yıl sonra incelendiği ve hak edilenden 2 kat daha fazla telif ödemesi yapıldığının tespit edildiğine yönelik beyanların, hayatın olağan akışına, ticari teamüllere ve gerçekliğe uygun görünmediği, takibin taraflar arasında 2015 yılı içerisinde uyuşmalıkların doğmasından, karşılıklı birçok davanın açılmasından, yazarın Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunmasından sonra yapıldığı, icra takip dosyasındaki tebligat süreci de gözetildiğinde, yapılan takibin haksız ve kötü niyetli bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalı tarafın Ankara 14. İcra Müdürlüğü"nün 2016/11439 Esas sayılı takip dosyasına konu ettiği 156.720,00 TL asıl alacağa ve bunun fer"ilerine yönelik borçlu olmadığının tespitine, takibin kötüniyetli olması sebebiyle asıl alacağın %20"si karşılığı 31.344,00.-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının ilk kez istinaf dilekçesinde bildirdiği, "hesap özetlerinin taraflar arasında yapılan değil yapılması planlanan işleri gösterdiğine, bu işlerin bir kısmının hiç yapılmadığına, bazı işlerin ise belirtilen miktarda yapılmadığına" dair savunmanın HMK.357/1.madde hükmü uyarınca dikkate alınmasının mümkün olmadığı, inandırıcı bulunmadığı, davacı vekilince sunulan istinafa cevap dilekçesinde de, savunmanın genişletilmesine açıkça karşı çıkıldığı, davalı vekilinin yargılama boyunca bundan başka, anılan hesap özetlerinin müvekkiline ait olmadığına, gerçeği yansıtmadığına veya davacı tarafça bu hesap tablolarına dayanılarak çıkarılan toplam tutarlara ilişkin tabloların hatalı olduğuna dair hiçbir savunmada bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,028,64 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08/05/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi