11. Hukuk Dairesi 2019/1848 E. , 2019/3560 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Erciş 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 23/02/2016 tarih ve 2014/342-2016/124 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı şirket vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin geçirdiği iş kazası nedeniyle tazminat davasını takip amacıyla davalı avukat ...’e vekalet verdiğini, Van İş Mahkemesi 2008/339 esasla görülen davada, 38.892,10 TL maddi ve manevi tazminatın 03/03/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verildiğini, Özalp İcra Müdürlüğünün 2013/87 E sayılı dosyası ile bu ilama bağlı icra takibi başlatıldığını, daha sonra müvekkilinin vermiş olduğu iddia edilen bir senetle bu kez Bakırköy 8. İcra Dairesinin 2013/8415 esas sayılı dosyası ile 3. kişilerce icra takibi başlatıldığını, başlatılan bu takip dosyasında, davalı avukatça başlatılan takip dosyasındaki alacağa haciz işlemi yapıldığını, davalı avukatın haciz işlemini şikayet için Özalp İcra Hukuk Mahkemesine başvurduğunu, mahkemenin haciz işlemini yapan yerin Bakırköy İcra Müdürlüğü olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verdiğini, ardından davalı avukatın Bakırköy 5. İcra Hukuk Mahkemesine yeniden şikayette bulunduğunu, mahkemenin ise haczi icra edecek yerin Özalp İcra Müdürlüğü olduğundan bahisle red kararı verdiğini, davalı avukatın tekrar Özalp İcra hukuk Mahkemesine başvurduğunu, bu defa da davanın derdestlik nedeniyle reddedildiğini, somut olaya davalı avukatın özellikle Özalp İcra Hukuk Mahkemesini ve Bakırköy 5. İcra Hukuk Mahkemesinin usul ve yasaya aykırı karalarını temyiz etmeyerek müvekkilinin alacağına ulaşmasına engel olduğunu, avukatlık mesleğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini ve müvekkilini zarara uğrattığını, davalı avukatın davalı şirketçe mesleki sorumluluk sigortası kapsamında sigortalı olduğunu ileri sürerek 03/03/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte 38.892,10 TL maddi tazminatın müşterek ve müteselsilen davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili davaya cevap vermemiştir.
Davalı şirket vekili, davacının borcunun ödendiğini, ortada zarar olmadığını, sigortalısının kusuru bulunmadığını, haczi şikayetin icra takibini durdurmayacağını, sigorta poliçesinde muafiyet şartları olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı aleyhine yürütülen icra takibine konu senedin davacı tarafça düzenlenmediği hususunun ceza dosyalarından anlaşıldığı, bu nedenle yapılan ödemenin gereksiz olduğu ve zararın gerçekleştiği,davalı avukatın anılan icra hukuk mahkemeleri kararlarını temyiz etmeyerek kusurlu olduğu, davacının asıl zararının 58.643 TL olduğu ancak taleple bağlı kalındığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 38.892,10 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı ... için yasal faizin 09/10/2013(icra dosyası üzerinden yapılan ödeme tarihi) tarihinden, davalı ... yönünden yasa faizin dava tarihinden itibaren işletilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı şirket vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.627,52 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.