16. Hukuk Dairesi 2017/3139 E. , 2020/4197 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... Köyü çalışma alanında bulunan 141 ada 242, 248 ve 301 parsel sayılı sırasıyla 305.47, 1000.00 ve 300.00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak, tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmış ve ölümü üzerine dava mirasçıları tarafından takip edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacıların, verilen kesin süre içerisinde keşif için gerekli delil avansını mahkeme veznesine yatırmadıkları gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK"nın 324. maddesinde; taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorunda olduğu, avans yükümlülüğünü yerine getirmediği takdirde delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılacağı ifade edilmiştir. Ancak, 6100 sayılı HMK"nın 324. maddesinin uygulanabilmesi için; dosyanın keşfe hazır hale getirilmesi gerektiği gibi, verilecek keşif ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişiler, tanıklar ve teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle, vasıta ücretinin ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgili tarafa makul ve belirli bir süre tanınması, tanınacak bu süre ile keşif günü arasında da bilirkişi ve tanıklara davetiye tebliğ edilip, taşınmaz başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için yine uygun bir sürenin bulunması gerekmektedir.
Somut olayda; Mahkemece, 14.12.2000 tarihinde keşif ara kararı kurularak 25.04.2002 tarihinde keşif yapılmış, keşif mahallinde davacı tanıklarının dinlenilmemesi nedeniyle 24.06.2002 tarihli duruşmada davacı vekilinin kendi tanıklarının dinlenilmediğini ileri sürerek tekrar keşif talebinde bulunması üzerine Mahkemece, 24.06.2002 tarihli celsede yeniden keşif ara kararı kurulmuştur. Ne var ki verilen keşif ara kararında davacı tarafa keşif avansının ve davacı tanıkları için tanık ücretinin mahkeme veznesine yatırılması hususunda davacı tarafa 1 aylık kesin süre verilmiş ise de, söz konusu ara kararda fen ve ziraat bilirkişisi için ödenmesi gereken ücret, mahkeme yasal yolluğu, yerel bilirkişiler, vasıta ücreti ve yapılacak tebligatlarla ilgili giderler kalem kalem belirtilmemiştir. Bu haliyle, Mahkemece oluşturulan keşif ara kararının kesin sürenin sonuçlarınının uygulanmasını gerektirecek nitelikte olmadığı açıktır.
Hal böyle olunca; mahkemece, davacı tarafa, 6100 sayılı HMK"nın 324. maddesi uyarınca keşif giderlerini yatırması için yeniden yöntemine uygun şekilde, keşif gün ve saatinin de belirlendiği makul bir süre verilmeli ve ara kararı gereklerinin yerine getirilmesi durumunda mahallinde keşif yapılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, usulüne uygun şekilde oluşturulmayan ara kararına sonuç bağlanmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.10.2020 gününde oy birliği ile karar verildi.