Esas No: 2014/2464
Karar No: 2017/308
Karar Tarihi: 22.02.2017
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/2464 Esas 2017/308 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki “Kurum işleminin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Zonguldak 3. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 25.04.2012 gün ve 2010/229 E., 2012/210 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 03.10.2013 gün ve 2012/12448 E., 2013/17872 K. sayılı kararı ile;
"...Dava, davacının Zonguldak Gögüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesinin 13.1.2004 tarihli raporu ile tespit edilen %10.3 oranındaki meslek hastalığı maluliyeti dolayısıyla davalı kurum tarafından bağlanan gelirin daha sonra YSK ve Adli Tıp raporları ile malluliyetin %0 olarak belirlenmesi gerekçe gösterilerek iptali üzerine 13.1.2004-16.3.2010 tarihleri arasında ödenen toplam 5.910.43 TL yersiz maluliyet aylığı dolayısıyla borcu bulunmadığının tespitiyle aksi yöndeki kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacıya Zonguldak Gögüs ve Meslek hastalıkları Hastanesinin 13.1.2004 tarihli raporu ile %10.3 oranında mesleki maluliyeti bulunduğunun tespit edilmesi üzerine meslek hastalığı geliri bağlandığı davacının %10.3 oranındaki mesleki maluliyet nedeniyle işveren TTK aleyhine Zonguldak 2.İş Mahkemesinin 2008/781 E sayılı dava doslyası ile açtığı manevi tazminat davasının yargılaması sırasında işverenin maluliyet oranına itirazı üzerine Yüksek Sağlık Kurulunun 2009/1214 E ve 01/37 Karar sayılı 6.1.2010 tarihli kararı ve Adli Tıp 3.İhtisas Kurulunun 4.4.2011 tarih ve 3221 sayılı kararı ile maluliyetin %0 olarak belirlenmesi üzerine davacının maluliyetinin kaldırılarak 13.1.2004-16.2.2010 tarihleri arasında ödenen maluliyet aylıklarının geri istendiği anlaşılmaktadır.
01.10.2008 tarihi itibariyle yürürlükten kalkan 506 sayılı Yasanın 121/2. maddesinde yanlış ve yersiz ödendiği anlaşılan her türlü gelir, aylık ve sigorta yardımlarının 84. Maddenin son fıkrası saklı kalmak kaydıyla ilgililerin sonraki her çeşit istihkaklarından kesilmek suretiyle geri alınacağı, Kurumun genel hükümlere göre takip hakkının saklı olduğu bildirilmiştir.
Ancak 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren yersiz ödemelerin geri alınmasına ilişkin 5510 sayılı Yasanın 96. maddesinde “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler; a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden, b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan,itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edileceği, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınacağı, alacakların yersiz ödemelere mahsubunun, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılacağı, kanunî faizin kalan borca uygulanacağı, bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanacağı, yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan % 25 oranında kesilmek suretiyle uygulanacağı, yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esasların, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiş bu şekilde” kurumca yersiz ödemelerin geri alınmasına ilişkin esas ve usuller belirlenmiştir.
Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın "Yersiz ve yanlış ödemelerin tahsili"ni düzenleyen 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 sayılı Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin sigortalının veya hak sahibinin kasıtlı kusurlu davranışından veya Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmasına bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır.
Belirtilen nedenlerle; 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi hükmünün, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacakları konusunda süren uyuşmazlıklara uygulanması gerekmektedir.
HGK"nun 06.04.2011 günlü, 2010/21-726 E., 2011/68 K., 15.06.2011 günlü, 2011/21-362 E., 2011/409 K., 06.07.2011 günlü, 2011/21-402 E., 2011/472 K. sayılı kararları da bu yöndedir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönecek olursak, davacıya meslek hastalığı dolayısıyla bağlanan aylık Kurum Sağlık ünitesinin hatalı tespitinden kaynaklanmakta olup 5510 sayılı Yasanın 96/ b maddesi kapsamında bulunan yersiz ödeme niteliğindedir.Bu maddeye göre davacının iade ile yükümlü olduğu miktar ise hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan,itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilerek alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınabilecektir.Somut olayda hatalı işlemin tespit tarihi Zonguldak 2.İş Mahkemesinin 2008/781 E,2011/812 K sayılı 8.12.2011 tarihli kararın kesinleşme tarihi olan bu kararın onanmasına ilişkin Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 2012/3378 E,2012/3588 K sayılı 12.3.2012 tarihli kararı olup bu tarihten geriye doğru en fazla 5 yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı tespit edilerek davacının 5510 sayılı Yasanın 96/b maddesi uyarınca iade ile sorumlu olduğu miktar belirlenerek karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle davanın kabulü doğru değildir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır..."
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava yersiz ödendiği ileri sürülen gelirin iadesine yönelik Sosyal Güvenlik Kurumu borç tahakkuk işleminin Yüksek Sağlık Kurulu karar tarihi olan 06.01.2010 tarihi öncesine ilişkin kısmının iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili müvekkilinin uzun yıllar maden işçisi olarak çalışmış olması nedeniyle 13.01.2004 tarihli rapora istinaden %10,3 malul kaldığının belirlendiğini, Kurum tarafından Türkiye Taşkömürü Kurumu aleyhine açılan rücu davasında davanın kabulüne karar verilerek Sosyal Güvenlik Kurumu alacağına hükmedildiğini, ancak işverene yönelik açmış oldukları manevi tazminat davasında işverence maluliyete itiraz edilmesi üzerine dosyanın Yüksek Sağlık Kurulu’na gönderildiğini ve Yüksek Sağlık Kurulu’nun 06.01.2010 tarihli kararı ile maluliyetin kaldırıldığını, bu karar üzerine müvekkilinin gelirinin başlangıç tarihinden itibaren iptal edilerek 13.01.2004 – 16.03.2010 tarihleri arasında ödenen gelirler nedeniyle Soyal Güvenlik Kurumunca 5.910,43 TL borç çıkartıldığını, müvekkilinin maluliyetini belirleyenin Meslek Hastalıkları Hastanesi olduğunu, dolayısıyla maluliyet oranın belirlenmesinde ve gelir bağlanmasında müvekkilinin hiçbir kusurunun olmadığını, Sosyal Güvenlik Kurumunun yanıltıcı bir beyanı ve işleminin bulunmadığını ileri sürerek talep edilen 5.910,43 TL’ye ilişkin Kurum kararının, maluliyeti kaldıran Yüksek Sağlık Kurulu’nun karar tarihinden önceki süre için takakkuk etmiş olan miktar yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) vekili Zonguldak Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesi’nin 13.01.2004 tarihli raporuna istinaden %10,30 maluliyet karşılığı 13.01.2004 tarihinden itibaren davacıya gelir bağlandığını, davacı gelir almakta iken 06.01.2010 tarihli Yüksek Sağlık Kurulu kararı ile iş göremezlik derecesinin düzeltme kaydı ile % 10,3 den % 0’a düşürüldüğünü, bunun üzerine davacıya 13.01.2004 – 16.03.2010 tarihleri arasında yersiz olarak ödenen gelirler nedeniyle borç tahakkuk ettirildiğini, Kurumca Yüksek Sağlık Kurulu’nun kararının gereğinin yerine getirildiğini, maluliyet derecesinin itiraza bağlı olarak incelemesinde ve değiştirilmesinde de yasal bir engel olmadığını, işverene yönelik açılan rücu davasının kabul edilmesinde de hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacıda bulunduğu tespit edilen meslek hastalığı maluliyetine esas raporun, davalı SGK’ya ait Zonguldak Uzunmehmet Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesi’nce hazırlanıp tespit edildiği, ilerleyen süreçte manevi tazminat istemine yönelik açılan davada Yüksek Sağlık Kurulu’nca ve Adli Tıp Kurumunca düzenlenen raporlarda bu kez davacının pnömokonyoz yönünden sağlam olduğu belirtilmiş ise de bu durumun davacının kendi iradesi, kusurlu davranışı ya da davalı kurumu yanıltması ile meydana gelmediği gibi maluliyeti tespit eden birimin kurumun hastanesi olduğu, geliri bağlayanın davalı kurum olduğu, davacının gelir bağlanmasında kuruma karşı hileli ya da kötü niyetli bir davranışının bulunmadığı, Kurumun kendi tasarrufu sonucu almış olduğu karar sonucunda davacıya ödediği gelirin tamamını faizi ile istemesinin BK’nın 63. maddesi de dikkate alındığında yerinde olmadığı, Kurumun ancak davacının sağlam olduğunun tespit edildiği 06/01/2010 Yüksek Sağlık Kurulu raporunun tanzim tarihinden sonrası için ödenen geliri isteyebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı SGK vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel mahkemece, önceki gerekçeler tekrarlanmak suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davalı SGK vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, somut olaya göre, meslek hastalığının bulunmadığına dair Yüksek Sağlık Kurulu kararı öncesi ödenen iş göremezlik gelirinin talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleri olarak tanımlanmaktadır.
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun uyarınca meslek hastalığının Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından usulüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesinin Kurumca gerekli görüldüğü hallerde, işyerindeki çalışma ve buna bağlı tıbbi sonuçları ortaya koyan denetim raporları ve gerekli diğer belgelerin incelenmesi sonucu Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilmesi zorunluluğu getirilmiştir.
İş kazası nedeniyle bağlanacak iş göremezlik oranının tespitinde izlenecek usul ise 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 95. maddesinde belirlenmiştir.
5510 sayılı Kanunun 95. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbi belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nca karara bağlanacaktır.
01.10.2008 tarihi itibariyle yürürlükten kalkan ancak meslek hastalığı nedeniyle sürekli iş göremezlik gelirinin bağlandığı tarihte yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanunun 18. maddesine göre ise meslek hastalığının tespitinde sigortalının çalıştığı işte veya iş yerinde meslek hastalığına tutulduğunun ilgili Sosyal Sigortalar Kurumu Meslek Hastalıkları Hastanesince düzenlenecek usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbi belgelerle tespit edilmesi gereklidir.
506 sayılı Kanunun 109. maddesinde sigortalının sürekli işgöremezlik, malullük ve erken yaşlanma hallerinin saptanmasında, kurum sağlık tesisleri sağlık kurullarınca verilecek raporlarda belirtilen hastalık ve arızaların esas tutulacağı, kurumca verilen kararlara ilgililer tarafından itiraz edilmesi halinde durumun Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanacağı ve Kurumun yaptıracağı incelemelerin kendi açısından Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nun kararı ile sona ereceğini hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 5510 sayılı Kanunun 96. maddesi ile yersiz ödemelerin geri alınmasına ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Bu maddeye göre sebepsiz zenginleşmenin sigortalı veya hak sahibinin kasıtlı veya kusurlu davranışı ile Kurumun hatalı işleminden kaynaklanması hallerine bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarlarının belirlenmesi ayrı ayrı esaslara bağlamıştır.
5510 sayılı Kanunun 96. maddesinin “b” bendi uyarınca Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla ve yersiz olarak yapıldığı tespit edilen Kanun kapsamındaki her türlü ödeme, eğer Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan itibaren hesaplanacak kanuni faiz ile birlikte geri alınacaktır.
Diğer taraftan uyuşmazlığın çözümünde 818 sayılı Borçlar Kanununun 63.madde hükmünün uygulama yeri olup olmadığı hususunun da açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
818 sayılı Borçlar Kanununun geri verilmesi gereken tutarın belirlenmesinde genel hüküm niteliğinde bulunan 63.maddesi uyarınca; iyiniyetli zenginleşen, sebepsiz zenginleşme konusunun kendisinden istendiği tarihten önce elinden çıktığını iddia ve ispat ettiği miktar oranında ret ve geri vermekle yükümlü olmayacaktır. Buna karşın; zenginleşenin zenginleşme anında veya sonrasında mal varlığındaki artışın geçerli bir hukuki sebebe dayanmadığını biliyor veya bilmesi gerekiyor olması halinde kötü niyetli sayılacağında da kuşku bulunmamaktadır.
5510 sayılı Kanunun 96.maddesiyle, sebepsiz zenginleşmede geri verme konusunda genel hüküm niteliğindeki Borçlar Kanununun 63.maddesine nazaran özel bir düzenleme getirilmiştir. Şu duruma göre, aynı konu hakkında bir tarafta genel kanunda kabul edilen yasa kuralı, bir tarafta da özel bir yasal düzenleme ortaya çıkmaktadır.
Bu nedenle sorunun normlar hiyerarşisi kurallarına göre çözümlenmesi gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır.
“Yasaların çatışması” olarak da adlandırılan bu gibi durumlarda; sonraki norm, öncekinin yerini alır (LexPesteriorderagetpriori); özel kanun, genel kanundan önce gelir, (Le Specialis Per generalemnonderegatur); açık anlamlı norm, kapalı anlamlı normdan önce gelir biçiminde kabul edilen temel ilkelerden yararlanılarak sonuca ulaşılmaktadır.
Belirtilen ilkeler doğrultusunda yapılan değerlendirmede ise; 5510 sayılı Kanunun 818 sayılı Borçlar Kanununa göre özel nitelikte olduğu; bu kapsamda 5510 sayılı Kanunun 96. maddesi hükmünün sebepsiz zenginleşme nedeniyle yersiz ödemelerin Kuruma iadesi konusunda özel nitelikte düzenleme içerdiği açıktır.
Bu durumda özel kanun niteliğindeki 5510 sayılı Kanunun, yine özel düzenleme içeren 96.maddesi hükmü, genel nitelikteki 818 sayılı Borçlar Kanunun 63. maddesi hükmüne nazaran uygulama önceliğine sahiptir.
Bu ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, Zonguldak Gögüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesi’nin 13.01.2004 tarihli raporu ile davacının mesleki pnömokonyoz tanısıyla %10,3 oranında maluliyetinin tespit edildiği, davacı tarafından işveren Türkiye Taş Kömürü Genel Müdürlüğü’ne yönelik olarak açılan manevi tazminat davasının yargılaması sırasında işveren Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun iş göremezlik oranına itirazı üzerine Yüksek Sağlık Kurulu’nun 2009/1214 E ve 01/37 sayılı 06.01.2010 tarihli kararı ve Adli Tıp 3.İhtisas Kurulunun 4.4.2011 tarih ve 3221 sayılı kararı ileiş göremezlik derecesinin en başından beri %0 olarak belirlenmesi üzerine 13.01.2004-16.02.2010 tarihleri arasında ödenen iş göremezlik gelirinin geri istendiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca Zonguldak Gögüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesi’nin hatalı tespiti ile ödenen iş göremezlik gelirinin Yüksek Sağlık Kurulu’nun 2009/1214 E ve 01/37 sayılı 06.01.2010 tarihli kararının 5510 sayılı Kanunun 96/ b maddesi kapsamında bulunan yersiz ödeme niteliğinde olduğu dikkate alındığında Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.02.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.