Esas No: 2021/9139
Karar No: 2022/1230
Karar Tarihi: 17.02.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/9139 Esas 2022/1230 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/9139 E. , 2022/1230 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 17/08/2011 tarihinde davalı müteahhitten bir dubleks mesken satın aldığını, bu daire ve dubleks niteliği ile 170.000 TL ödediğini ancak davalı ile henüz bina inşa edilmeden önce dubleks olarak anlaştıkları halde teras kat ve 3. katın birbiri ile bağlantısı olmadığını, tapudan da sadece 3. katı devralabildiğini, taşınmazı dubleks olarak devralamadığını ileri sürerek; tek kat daire ile dubleks daire arasındaki farkın ve devralamadığı teras kat içerisinde yaptırdığı imalatların değerinin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; davacıya daireyi dubleks olarak satmadığını, davacının 170.000 TL ödeme yapmadığını, ayrıca davacının aynı binada bir de zemin kat daire satın aldığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 30.000 TL'nin temerrüt tarihi olan 07/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 15.088 TL’nin temerrüt tarihi olan 07/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 01/11/2017 tarihli ve 2017/5058 Esas - 2017/10541 Karar sayılı kararıyla; davalının sair temyiz itirazları reddedilerek,
Davacı tarafça havale yoluyla ve hesaptan çekilerek elden ödeme yoluyla davalıya yapılan 170.000 TL nin aynı binada bulunan 3. kat(dubleks) ve zemin kattaki dairelerden hangisi için yapıldığı dekontlardan anlaşılamamakta, bankadan gelen 05.01.2015 tarihli yazıda mahkemenin kabulüne göre, davacı hesabından çekilen 110.000 TL'nin davalının kardeşi olan ve davacının zemin katı tapudan devraldığı ...'nın şahsi ve şirket hesabına yatırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, aynı gün aynı binadan hem 3. kattaki dava konusu daireyi hem de zemin kattaki daireyi satın almış olup, mahkemece, davacı tarafından yapılan ödemelerin 3. kat ve zemin kat dairelerden hangisi için yapıldığı hususunda değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile 30.000 TL’nin temerrüt tarihi olan 07/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 15.088 TL’nin temerrüt tarihi olan 07/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine, Dairemizce verilen 11/09/2020 tarihli ve 2020/4840 Esas, 2020/6770 Karar sayılı kararıyla “... Ne var ki; bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen, Mahkemece; davalıya yapılan 170.000 TL ödemenin aynı binada bulunan 3. kat (dubleks) ve zemin kattaki dairelerden hangisi için yapıldığına karar verilmeyip, 170.000 TL'lik ödemenin 3. kat için, 110.000 TL'lik ödemenin ise zemin kat için yapıldığı kanaatine varılmıştır. Halbuki davacı tarafından davalıya 170.000 TL'lik ödeme, 110.000 TL ve 60.000 TL olarak iki seferde yapılmış olup, 110.000 TL ayrı bir ödeme değildir. O halde Mahkemece; davalıya yapılan 170.000 TL ödemenin aynı binada bulunan 3. kat(dubleks) ve zemin kattaki dairelerden hangisi için yapıldığına karar verilmeyip, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; dosya kapsamında toplanan tüm deliller ile dava konusu taşınmazın satış tarihindeki değerleri birlikte değerlendirildiğinde TMK 2. maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 170.000 TL'lik ödemenin 3. kat için olduğu sonucuna varılarak, davacının satım tarihinde ödediği bedel olan 170.000 TL ile o tarihte dubleks olmayan daire bedeli 140.000 TL arasındaki farkın davalı tarafından davacıya iadesinin gerektiği, dava konusu taşınmaz olan 3. kat 5. bağımsız bölüm numaralı meskene eklenti olarak verilecek dubleks kısım, belediyeden alınan yapı ruhsatı ve eklerindeki onaylı projeye göre kaçak yapı niteliğinde olduğundan ve Yargıtay İçtihatlarına göre yıkılacağından davacının teras ile çatı arası kat için yapmış olduğu harcamalar yönündeki talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile, 30.000 TL’nin temerrüt tarihi olan 07/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının temyizi yönünden yapılan incelemede;
Usuli kazanılmış hak kavramı anlam itibariyle bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Usuli kazanılmış hak kurumu HMK'da düzenlenmiş olmamakla beraber davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09/05/1960 T., 21/9; 04/02/1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı) Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.
Mahkemece verilen kararın Yargıtay bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmesi durumunda usuli kazanılmış hak doğmuş olur. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez.
Yani kesinleşmiş bu kısımlar o kısımlar lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak teşkil eder.
Somut olayda; mahkemece verilen ilk kararda davacının teras kat için yaptırdığı imalatların değeri yönünden 15.088 TL’nin temerrüt tarihi olan 07/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; bu husus, davalı tarafından temyize konu edilmiş ve Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 01/11/2017 tarihli bozma ilamında ise, davalının sair temyiz itirazları reddedilerek, yerel mahkemenin kararı davacı tarafından yapılan ödemelerin 3. kat ve zemin kat dairelerden hangisi için yapıldığı hususunda değerlendirme yapılması gerektiği hususu ile sınırlı olarak bozulmuştur.
Ne var ki mahkemece, bozmaya uyma kararı verildikten sonra bozma kapsamı dışında bırakılarak kesinleşen hususlar hakkında yeniden inceleme ve değerlendirme yapılıp dubleks kısım, belediyeden alınan yapı ruhsatı ve eklerindeki onaylı projeye göre kaçak yapı niteliğinde olduğundan ve Yargıtay İçtihatlarına göre yıkılacağından davacının teras ile çatı arası kat için yapmış olduğu harcamalar yönündeki talebinin reddine karar verilmiş; böylece, kesinleşmiş kısımlar hakkında davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak ihlal edilmiştir.
Mahkemece, davacı lehine oluşan usuli müktesep hakka aykırı hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 1.537 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, harçtan muaf olan davacı tüketiciden peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğine karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.