Esas No: 2021/7088
Karar No: 2022/1192
Karar Tarihi: 17.02.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/7088 Esas 2022/1192 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2021/7088 E. , 2022/1192 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; dava dışı sigortalı ...dan % 60 'ın üzerinde ilave ücret alındığı ve yine aynı hastanın sosyal güvencesi bulunmasına rağmen, tedavi bedellerinin kuruma fatura edilmeyerek, özel hasta statüsünde tedavi edildiğinden bahisle, haklarında 2009 yılı Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesinin 3.1.3.1 maddesinin ihlal edilmesi nedeniyle aynı sözleşmenin 5.1.11 maddesi uyarınca 7.500 TL ve 3.1.2.2 numaralı maddesinin iki kez ihlal edilmesi sebebi ile de 20.000 TL olmak üzere toplam 27.500 TL tutarında cezai şart uygulandığını; hasta ...nın sigortalı olarak tedavi olmak istediğine dair herhangi bir yazılı veya sözlü bir talebinin bulunmadığını, hastaneye başvurduğunda sigortalı hasta statüsünde olduğunu söylemediği için hastanelerine kusur atfedilemeyeceğini ileri sürerek; haksız ve hukuka aykırı cezai işlemin iptalini, 27.500 TL tutarındaki cezai işlem yönünden davalı kuruma borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının bir taraftan hastanın anlaşmalı kurum hastası statüsünde olduğunu beyan edip davalı kurumdan hizmet bedelini talep ettiği ve tahsilat yaptığı, diğer taraftan %60'ın üzerinde katkı payı tahsil etmesi karşısında uygulanan cezai şartın 7.500 TL'lik bölümünün yerinde ve sözleşme hükümlerine uygun olduğu sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne davacının 27.500 TL tutarındaki cezai şartın 7.500 TL’sinden borçlu olduğuna, 20.000 TL tutarında borçlu olmadığının tespitine, davalı kurum tarafından mahsup işleminin dava açılmadan önce yapıldığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istirdat talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine; Yargıtay Kapatılan 13. Hukuk Dairesi’nin, 22/05/2018 tarihli, 2015/25742 esas - 2018/6077 karar sayılı ilamıyla "...İİK’nun 72/6 maddesi uyarınca “Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, istirdat davası olarak devam edilir.” düzenlemesi karşısında, mahkemece, ödenen bu bedelden mahkemece kabul edilen kısım açısından anılan yasa hükmü gereğince istirdata karar verilmesi gerekirken, menfi tespit kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir...'' gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulduğu belirtilerek; davacı tarafa uygulanan cezai şartın 7.500 TL'lik bölümünün yerinde ve sözleşme hükümlerine uygun olduğu, 20.000 TL tutarındaki cezai şart uygulanmasının yerinde olmadığı, yargılama aşamasında Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi’nden gelen 27.02.2015 tarihli yazıdan, davalı kurum tarafından 27.927,19 TL'nin davacı hastanenin istihkaklarından mahsup edilmek üzere kurum muhasebesine intikal ettirildiği anlaşılmış, davanın kısmen kabulü ile 27.500, TL cezai şartın 20.000 TL'si haksız olduğundan bu kısmın iptali ile davalı idare tarafından davacının istihkakından mahsup edildiği anlaşıldığından 20.000 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine; Dairemizin 08/06/2020 tarihli, 2020/1372 esas - 2020/2802 karar sayılı ilamıyla "...davalı kurum sigortalısı hasta ...nın, davacı tarafından " özel hasta " olarak kabul edildiği ve özel hasta statüsünde işlem yapılarak hizmet bedelinin sigortalıdan tahsil edildiği, bahse konu davacı eyleminin yukarıda anılan sözleşme maddelerine aykırılık teşkil ettiği sabittir. Buna rağmen, mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hatalı değerlendirme yapılarak, temyize konu davacı eylemine yönelik cezai şart uygulanmasını gerektirecek sözleşmede ayrı bir düzenlemenin bulunmadığı belirtilmiş olup, rapor, bu haliyle hüküm kurmaya ve denetime elverişli değildir. Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, 2009 yılı SUT hükümleri de dikkate alınarak, önceki bilirkişi dışında seçilecek konusunda uzman bilirkişiden, davalı kurumun, davacı taraftan isteyebileceği cezai şartın hesaplanması noktasında, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir...'' gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulduğu belirtilerek; bozma ilamı uyarınca dosyaya kazandırılan ve hükme esas alınan 18/02/2021 tarihli rapor uyarınca bir fatura döneminde aynı fiilden birden fazla tespit edilmesi halinde tek bir cezai işlem uygulanarak 10.000 TL cezaî işlem uygulanması gerektiğinden davanın kısmen kabulüne; 27.500 TL cezai şartın 10.000 TL'si haksız olduğundan bu kısmın iptali ile davalı idare tarafından davacının istihkakından mahsup edildiği anlaşıldığından 10.000 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlığa ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alma 2009 Yılı sözleşmesinin 1.3.10. maddesinde “Fatura dönemi: Sağlık hizmeti sunucusu tarafından her ayın birinci günü ile sonuncu günü arasında verilen hizmetleri kapsayan dönemi,”
5.5. maddesinde “Bir fatura döneminde tespit edilen farklı her fiil için ayrı ayrı cezai şart uygulanır ve bu cezai şartların toplam tutarı tahsil edilir. Sözleşmenin (5.1.7) ve (5.1.11) numaralı maddelerinde yer alan fiiller hariç olmak üzere bir fatura döneminde aynı fiilin birden fazla tespit edilmesi halinde tek bir cezai şart uygulanır. Bir fatura döneminde aynı fiilin birden fazla tespit edilmesi halinde tek bir fiil sayılarak tek bir cezai şart uygulanır.”
3.1.2.2. maddesinde “Bu sözleşmeyi kabul eden sağlık hizmeti sunucusu, doğrudan veya sevk/rapor ile gelen hastaları kabul etmek zorundadır. Kabul edilmeyen hastaya kabul edilmeme gerekçesi sağlık hizmeti sunucusu yetkilisinin imzasıyla yazılı olarak bildirilmek zorundadır. Hastanın yazılı olarak Kuruma müracaatı halinde sağlık hizmeti sunucusunca belirtilen gerekçe Kurum tarafından uygun bulunmalıdır. Aksi takdirde bu sözleşmenin (5.1.10) numaralı maddesine göre işlem yapılır. Verilecek sağlık hizmetleri için Kurumca ödenecek ücret dışında bu sözleşmenin (3.1.3) numaralı maddesinde belirtilen Kurumca belirlenen ilave olarak alınabilecek oranı geçmemek kaydıyla ilave ücretin talep edilmesi ve hastanın veya hasta yakınının bu talebi kabul etmemesi nedeniyle sağlık hizmeti sunucusunca müracaatın kabul edilmemesi cezai şart uygulamasını gerektirmez.”
5.1.10. maddesinde “Bu sözleşmenin (3.1.2.1), (3.1.2.2), (3.1.3.3), ( 3.1.6), (3.1.7.1), (3.1.7.2), (3.1.8.2), (3.1.8.5), (3.1.9.1), (3.1.9.3), (3.1.9.4), (3.1.9.5), (3.1.9.9), (3.1.10.1), (3.1.10.2), (3.1.10.3), (3.1.10.4), (3.1.10.5), (3.1.11), (3.1.12), (3.1.13.1), (3.1.13.2), (3.1.13.3), (3.1.14), (3.2.1), (3.2.2.1) (3.2.2.2), (3.2.3), (3.2.4.3), (3.2.4.4), (3.2.4.6), (3.2.6) ve (3.2.7), (3.2.8) numaralı maddelerinde belirtilen hükümlere aykırı davranıldığının Kurumca tespit edilmesi halinde 10.000 TL (Onbin),” hükümleri yer almaktadır.
Somut olayda; Kurum mensubu hasta ...nın, davacı tarafından 18.08.2011 ve 26.12.2011 tarihlerinde yapılan tedavileri sırasında özel hasta olarak kabul edildiği ve özel hasta statüsünde işlem yapılarak hizmet bedelinin sigortalıdan tahsil edildiği bu haliyle davacının yukarıda anılan sözleşme maddelerine aykırı davrandığı sabittir. Kaldı ki, mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sözleşmenin 5.5. maddesi yanlış değerlendirilmiştir. Zira dava konusu eylemler 2 ayrı fatura döneminde işlenmiş olmasına rağmen 5.5. maddeye dayanılarak tek bir cezaya hükmedilmesi hatalı olup davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.